Ilimiz Kofçaz ilçesine bagli Kula Köyü son bir kaç yil içerisinde çok sayida sosyal dernek ve kulübe ev sahipligi yapmaya basladi. Nüfusu 70 olan Kula Köyü, Kirklareli'nin dogal güzelliklerine sahip '' en güzel köyü '' olarak nitelendiriliyor. Küçük bir yerlesim olmasina ragmen içinde barindirdigi sicak kanli insanlari ve sazdan yapilmis derme çatili evleri ile köyü ziyarete gelenler adeta büyüleniyor. Bu güzel yeri ziyaret edenlerin basinda doga sporlari kulüpleri, amatör ve profesyonel fotograf dernekleri, yerel televizyon kanallari bulunuyor. Kirklareli Istranca Gençlik ve Doga Sporlari Kulübü’nün bir çok aktivitesinde Kula Köyü ve çevresine yer vermesi ile baslayan ziyaretler, Edirne Doga Sporlar Kulübü(EDOSK)’nün de yapmis oldugu etkinliklerle devam etmisti. Bundan birkaç ay önce Trakyada’ki sosyal ve kültürel güzellikleri izleyicileri bulusturan Rumeli TV Kula Köyü’nü ziyaret ederek burada belgesel niteliginde çekimler yapmasi köyün tanitimina da oldukça katki sagladi. Bir asri geçik bir süreden bu yana Bulgaristanlilar tarafindan yapilmis evlerin halen ayakta durmasi köydeki otantik ve tarihi güzellikleri gözler önüne seriyor. Geçtigimiz Kasim ayi içerisinde Izmit Fotograf Dernegi, Edirne Fotograf Dernegi ve Kirklareli fotograf grubunun üyeleri köy hayatinin güzel dokusunu karelerine yansitmasi ile süren ziyaretler küçük çapli doga ve fotograf gruplari tarafindan halen sürüyor.
Küçük ve sevimli bir yerlesim
Kula, bir pomak köyü. Pomak kültürlerinin halen sürdürüldügü bir çok gelenegi içinde barindiriyor. Kirsal yasamin bir çok güzelligini içinde barindiran köyde, sonbaharin ilk aylarindan itibaren kis hazirliklari basliyor. Pancar pekmezi, tursu, makarna, kuskus gibi yöresel yiyecekler daha kis gelmeden hazirlaniyor. Su an halen bir çok evde topraktan isinmak ve yemek pisirmek için yapilmis peçkalar kullaniliyor. Ilkbahar ve yaz aylarinda ev hanimlari bahçe ve tarlada erkekler ise çogunlukla orman isleri ile ugrasiyor. Misirlari evlerinin tavanlarinda kurutuyorlar. Kümeslerinde çok sayida tavuk ve horoz besliyorlar. Kula’da her evin önünde tavuk ve horozlara rastlamak mümkün. Ayni zamanda bir çok balkan köyümüzde oldugu gibi kahvehanelerdeki çaylar odun atesinde pisiyor. Ilerleyen teknolojiye ragmen köyde halen eski usül bir çok gelenegin devam etmesi köye disaridan gelenleri adeta bir zaman tüneline sokuyor. Köye ilk gidildiginde ise göze çarpan en büyük özellik ise misafirperverlik. Yediden yetmise tüm köy halki buraya gelen insanlara oldukça sicakkanli bir sekilde davranmasi bu yerin en büyük artisi. 70 kisilik nüfusu ile küçük ve sevimli bir yapisi olan köyde halk; hayvancilik, orman isleri ve kendilerine yetecek kadar yaptiklari çiftçilikle yasamini sürdürmeye çalisiyor. Kirklareli Orman Isletme Müdürlügü tarafindan verilen makta kesimleri ile bir çok aile kestigi agaçlari isletme müdürlügüne satarak geçimini sagliyorlar. Köyün muhtari 1936 dogumlu Raif Çinar. Çinar dogumundan beri yasamini Kula'da sürdürdügünü belirterek, köy hayatinin ona vermis oldugu saglikla islerini yapip, yasamina Kula 'da devam edecegini belirtiyor. Kula Köyü; sempatik insanlari, güzel dogasi ve otantik yapidaki evleri ile önümüzdeki zamanlarda da çok sayida kisi ve grup tarafindan ziyaret edilmesi bekleniyor.
Güzel bir habermiş çok geç haberdar olmuş olsak da Gazete Trakya'ya teşekkür etmek isterim.