TARIHSIZ VE TAKVIMSIZ KONUSAMAYIZ TAKVIM-ll

Dört yilda bir subata 1 gün ekmekle takvim gene kesin düzeltilmis olmuyor. Bu hesaba göre arada gene 1000 yilda 7.5 günlük bir fark kaliyordu. Bir yilda 0.007784 yillik fark baslangiç ta önemsiz gibi görünüyorsada zaman geçtikçe, bu birikim bazi yanlisliklara yol açabilirdi. Gerçektende, bu takvimin, 1500 yil kullanildiktan sonra günes yilindan 10 gün geri kaldigi anlasildi. Martin 21'i olmasi gerekirken eldeki takvimler martin 11'rini gösteriyordu. Bunun üzerine aradaki farki gidermek için takvim yilini "günes yili"na (dönencel yila) yaklastirmak gerekiyordu. Bunun için de sonu iki sifirla biten (1900-2000-2100 gibi) artik yillar 100'e bölündüklerinde kalan sayilar dörde bölünemeyecek olursa o yilin "artik yil" olmamasi Iznik'te toplanan ruhani mecliste kabul edildi. Ayrica o zamana kadar aradaki farki kapatmak içinde 1582 de takvim 10 gün ilerletilerek 4 ekim persembe gününden sonra 15 ekim cuma gününe getirildi. Bu degisime Papa XIII. Gregoire'in emriyle yapildigi için, düzeltilmis yeni takvime "gregoryen takvimi" denildi. Roma'da yapilan bu degisikligi Fransa ayni yil (1582), Ingiltere (1752)'de, Rusya (1918), Yunanistan da (1923) de kabul etti.
O siralarda bizde "hicri takvim" kullanildigi için Miladi takvim ancak (1926) da kabul edildi. Kaynakça Hay. Ans.
Insanoglu her zaman takvime ve tarihlemeye ihtiyaç duymustur. Tarihsiz ve takvimsiz konusmalar bosta kalan belirsizlikten öteye geçemez. Hatta tarihler ve takvimlerle konusmayan da dinlenmez. Ülkeler arasinda insan iliskilerinin devaminda ve belli olaylarin tartismasinin, tarihinden ötürü tartisma yapilmamaktadir. Resmi akitlerin tarih ve takvime, insan hayatinda önemli ve de baglayicidir. Daha birçok sey yazilabilir.
TAKVIM ÇESITLERI 1- Rumi Takvim. 2- Hicri Takvim. 3- Musevi Takvimi, gibi önemli çesitleri mevcuttur. Ancak degismez takvimlerden söz etmekte gerekir, bunu ileride size anlatamaya çalisacagim. Eski takvimlerin yeni yila çevrilmeside bir zamanlar bir hayli insani mesgul etmistir.
1- Rumi Takvim Bizde eskiden hicri (arabi) takvim kullanilirdi. Daha sonra "rumi" denilen takvim kabul edildi. Bu takvim günes yilina göre düzenlenmissede, simdi kullandigimiz takvimden 13 gün geriydi. Tarih baslangici olarakda gene hicri takvim baslangici alinmis, yalniz Ay'in bir yili ile Günesin bir yili arasindaki farktan dolayi yilin sayisi 2 yil ileri olmustu. 1917 yilinda, yilin tarihi gene ayni kalmakla birlikte, aradaki 13 gün farki ortadan kaldirmak üzere, bir degisiklik yapildi. Yeri gelmisken geçmiste uyguladigimiz gibi (memuriyetten bahsediyorum) önemli olan degisiklik söyle, 1332 (1917) yili subatinin 16'inci günü 1333 yili martinin 1'ri sayildi. O zaman yilbasi mart'ti.
Miladi takvim Türkiye'de Cumhuriyet'ten sonra, 1926 da kabul edildi. 1342 ocak ayinin 1'inci günü 1926 yilinin basi oldu. Böylece yilbasida, bütün bati ülkelerinde oldugu gibi, 1 ocak oluyordu. Kaynakça Okul ders notlarim.
Yarin size diger takvim çesitlerini yazmaya devam edecegim. Önemli buldugum notlarimi size aktarmaya devam. Hosça kalin. DEVAM EDECEK
mustafaermis@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol