Tarihte her isgal bir soygundur. Düsman nereye gitmisse mutlaka orada tahribat ile birlikte can ve mal kaybi meydana gelmistir. Tabii bugüne kadar savaslarda iyi yasadigini kimse söylememistir. Cephenin önünde ve arkasinda olanlar savasin bütün acilarini çekmislerdir.
Avrupa-Asya gel gitleri büyük ölçüde Trakya üzerinden olmustur. Bu itibarla Trakya bir anlamda Asya’ya, Asya’dan Avrupa’ya geçis yoludur. Savaslarda Trakya üzerinden Anadolu’ya geçenler Haçlilar olmustur. Diger zamanlarda Trakya’ya giren düsman Çatalca ve Hadimköy sinirlarina kadar gitmis, orada durmustur. Büyül ihtimalle orada Trakya Koridoru’nun daralmasi, duraksamada rol oynamistir. Süphesiz baska etkenler de rol oynamistir.
Trakya her isgal zamaninda soyulmustur. Son 165 yil içersinde Trakya üçü Slav kökenli olmak üzere, tam dört defa isgale ugramistir. Isgallerin en uzunu iki yil sürmüstür. Ilk isgal 1829-1830 yillarinda Ruslarin Edirne üzerinden Trakya içlerine girmesi ile olmustur. Fakat bu isgal uzun sürmemis, Edirne Anlasmasi ile son bulmustur. Ancak Ruslar Trakya’dan çekilirken çok sey alip götürmüslerdir. “Moskov Gâvuru” nitelendirmesi halka kalmistir.
Trakya’nin ikinci isgali 1877-1878 Osmanli-Rus Savasi sirasinda yasamistir. Bu savasta Ruslar Istanbul Yesilköy’e o zamanki adi ile Ayastofonos’a kadar gitmislerdir. Bu savas son yüzyilin büyük kanli savaslarindan biri olarak tarihe geçmistir. Yaslilar bu savasa “93 Harbi” derlerdi. Yine halkin “Moskov Gâvuru” dedigi Ruslar, Romanya ve Bulgaristan üzerinden Trakya’nin Istanbul sinirlarina kadar, nereyi isgal etmislerse orada büyük yikintilara neden olmuslardir. Bu isgal bir yil kadar sürmüs, fakat çok sey bu bir yil içersinde halki canindan, malindan etmistir. Trakya’nin birçok tarihi eseri de bu sira kaçirilmistir. Örnegin Büyük Pers Hükümdari ‘Darios’un (Dara’nin) Kaynarca’ya diktigi Imparatorluk Sutünü muhtemelen bu savasta alinip götürülmüstür. Birçok Tümülüs, Höyük bu isgal döneminde açilmis, içlerinde bulunan tarihi eserler alinmistir. Kirklarelililer’in YANIK KISLA dedikleri askeri kisla, Ruslar tarafindan yakilmistir. Veysel Pasa Kirklareli’ni Ruslar’dan geri almistir.
Trakya’nin üçüncü isgali 1912 yilinda Bulgarlar tarafindan olmustur. Bulgarlar 25-30 gün içerisinde Çatalca’ya kadar gitmislerdir. Bu savasta Osmanli Devleti Rumeli’ndeki bütün topraklarini kaybetmis, Ikinci Balkan Savasi’nda da ancak Dogu Trakya, yani bugünkü Türkiye Trakyasi geri alinabilmistir. Bu savas Osmanli-Rus Savasindan daha kanli geçmistir. Bu savasta düsmanla birlikte soguk, aclik ve bulasici hastaliklar da binlerce askerin, sivilin ölümüne hayvanlarin ziyan olmasina sebep olmustur. Isgal bir yildan az bir süre sürmüs olmasina ragmen halkin istirabi, çektigi aci ve çile diger savaslara oranla daha fazladir. Trakya dördüncü defa 1920’de Yunanlilar tarafindan isgal edilmistir. Bu isgal iki yil sürmüstür. Trakya, Pasaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin gizli raporlarina göre Yunanlilar, Trakya halkinin malini tam yagmalamistir. Açikça halki ambarina, agirindaki hayvanina, üstündeki, basindaki altinina, parasina kadar ne bulduysa alip götürmüstür. Bu yetmedigi gibi, Trakya ormanlarindaki keresteli agaçlari kesip trenle Yunanistan’a tasimislardir.
Bu isgaller Trakya’nin, Balkanlarin yagmalanmasi ile kalmamis, büyük göç hareketine, göçmenlige sebep olmustur. Mesela Plevne muharebeleri sirasinda ve sonrasinda 260 bin Türk Müslüman ölmüstür. Balkan Savasi sirasinda ise 300 bin dolayinda Türk Müslüman bogazlanmistir. Yalniz Bulgarlar isgal döneminde halktan topladiklari 14 bin Frank degerindeki altini postahaneler yoluyla Bulgaristan’daki yakinlarina göndermislerdir.
Bütün bu savas ve isgal dönemine Mustafa Kemal milli mücadele ve Istiklal Savasi ile son vermistir. Yurtta Baris, Dünyada Baris Türk dis politikasinin temelini olusturmustur. Bu bile Türk halkinin Mustafa Kemal’e minnettarliginin bir vesilesi olsa gerektir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol