TRAKYA'DA HIDIRELLEZ ŞARKILARINDAN BİRİ VAR Kİ ÇOK ÖZEL

Geleneksel Halk Bayramı, Doğa Ayini olan Hıdırellez'i (Hızır-ı İlyas buluşmasını) birkaç gün gecikme ile güncelleştirmek nasıl bir şeydir bilemezsiniz. Yazarlıkta böyle gecikmeler oluyor ve biz buna alışıkız. Fakat bunun etik olmadığını da biliyoruz. Bu nedenle kusura bakmayın, konuma geçiyorum.
"1999 yılında, Trakya'daki Türkler arasından topladığımız Hıdırellez Şarkıları" olarak bilinen şarkılardan biri, Bahar Gündönümü'nü izleyen 40'ncı günde düzenlenen bir geleneğe aittir. Şarkı, yedi farklı meyvenin ismiyle tekrar edilir. Genellikle, bir çember dansı ile eşlik edilir. Ya da farklı bir biçimde iki uzun sıra oluşturarak (kızlar ve oğlanlar ya da küçük ve büyük olanlar ayrı ayrı kişiler yüz yüze soru-cevap şeklinde bu şarkıyı söylerler:
"Ahlat Ağacı ahlat vermiş dallar çekemez hoy hoy dağlar çekemez
Yeşil yaprak, yeşil yaprak, kervan kırmış yağmur geçemez hoy hoy hoy yağmur geçemez."
Hıdırellez Şarkıları'nın 15'nci sırada olanından söz ediyorum. "Bu Hıdırellez Şarkısı sadece kelime değil, aynı zamanda gelenek de KARPAT HAVZASI'nın (Romanya) fethinden önce Macarlar tarafından benimsenmiştir. Birinci bölümün 22. paragrafında belirtildiğine göre, Macar Kralı Aziz Ladislaus (1046-1095 yıllarında) kuyu, kaya, memba veya ağaçların çevresinde adak adayanlara ceza getirmiştir. Yasak söz konusu olduğuna göre bu ceza usulü de uygulanmıştır. ARMUT kelimesi eski Macar kaynaklarında net şekilde belgelenmiştir. Bu kelimenin, işgal öncesi dönemde, M.S. 896 yılında Türk dillerinden alınmış bir kelime olduğu düşünülmektedir. Kelimenin ilk ortaya çıkışı 1055 yılında (Körtvely) yani ARMUT şeklindedir. Ve Macarlar kelimenin bu uzun şeklini, daha kısa formu (biçimi) olan Körte'ye diye söylemeden önce 400 yıl boyunca bu kelimeyi kullanmışlardır. Daha sonraki oluşumlar, Kurtuel (yani Armut Ağacı) Orta Türk Dilleri'nde Kertmelik, Kertme (Armut Ağacı) Ağacı olarak söylenmiş, ilerleyen zaman içersinde ARMUT olmuştur."
Armut Ağacı İnancı üzerine bu araştırma yazısını Eva Csaki yazmış, Türkçeye Bilge Uludağlar çevirmiştir. Armut Ağacının izlerine Kafkaslarlar'da rastlanmıştır.
Bu bilgiyi buraya alelacele alışımın nedeni kaybolmasından korktuğumdandır. Çünkü bu bilginin Kırklareli ve yöresi ile ilgili olduğunu bizim kültürümüz içerisinde yer aldığını düşünüyorum. Hıdırellez'in eski Türklerde böyle kutlandığına, bu tür şarkılarla dile getirildiğine ilk defa tanık oluyoruz. İfadeler biraz karışık olsa da ilerde yeni bilgilerle düzeleceğini sanıyorum. Birileri bir olaya, tanık, bir bilgiye sahip olup da onu bir kenara yazmalı, kendi yazamıyorsa başkalarına söyleyip yazılmasını sağlamalıdır. Böylece bilginin kaybolması önlenmiş olur. Ben öncelikle bu bilginin kaybolmasını önlemek gerektiğini düşündüm. Her halde yanlış     yapmadım. 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol