Ama kötü yönetim, stratejik yanlışlıklar Rus ordusu nun Yeşilköy'e İstanbul yakınlarına kadar gelmesine yol açtı. Rusya'nın Balkanlar'da başlattığı “93 Harbi’ne” bütün balkan ülkeleri katıldılar demekle, balkanlarda bir savaş ortamının yaratılmasında, savaş koşullarının doğmasında etkili olduklarını söylemek istiyoruz. Savaş sırasında "Yunanistan Tesalya'yı, Sırplar Niş'i, Karadağlılar İskokodra'ya el attılar. Romenler Vidin'i " aldılar. Savaş, 31 Ocak 1878'de Edirne Mütarekesi ile sustu.
3 Mart 1878 Anastafanos Antlaşması ile bitti. Anastafanos (Yeşilköy) Antlaşması ile Trakya dâhil, bütün Balkanları Ruslara bırakmak zorunda kaldık. "93 Harbi" 237.298 km2 toprak, 8.184.000 nüfus kaybına neden olmakla kalmadı, Balkanlar'da, Trakya'da büyük nüfus dalgalanmalarına, göçlere, yıkımlara, çöküntülere, aile facialarına, vahşete sebep oldu. Gazi Osman Paşa'nın ünlü Plevne Savunması, kahramanlığı Türk halkını büyülerken, türküler yoluyla duygu ve düşüncelerde dile gelirken "Moskof Gâvuru"nun işkenceleri halkın belleğinde derin izler bıraktı. "93 Harbinde”,“93 Harbinde” köyünü kurmuş Trakya halkının genç kuşaklara intikal ettirdiği tarihi bilgiler bunlardır.
ÜNLÜ ŞARK MESELESİ YİNE SAHNEDE
Ruslarla imzalanan Ayastafonos Anlaşması Avrupa ülkelerini duruma müdahale etmeye zorladı. Bu maksatla 13 Temmuz 1878’de Berlin’de bir konferans toplandı. Türkiye, Rusya, İngiltere, Fransa, Avusturya, Macaristan, Polonya ve İtalya 'nn katıldığı bu konferansta ortaya ünlü Şark meselesi atıldı. Kuvvetler Dengesinin bozulduğu ileri sürülerek Rusya’ya "zaferinin meyvelerini terk etmesi söylendi. "Rusya’nın" çürümüş Osmanlı İmparatorluğu’nu Avrupa’dan kesin olarak uzaklaştırmak istemesini önlemek arzusuyla toplanmış bulunan Berlin Konferansı'nda İngiltere büyük rol oynadı. Balkanlardaki Kuvvetler dengesi bir takım tavizlerle sağlanır gibi oldu Balkan ülkeleri kendi kaderlerine bırakıldılar. Osmanlı devleti de uçurumun kenarından bir kez daha kurtulmuş oldu. Abdülhamit, savaş sonunu eski düzene, mutlakçı yönetime dönüşle noktaladı, Meclisi, Anayasa'yı etkisiz duruma getirdi ve ülkede despot bir idare kurdu. Hiç kuşkusuz eskiye dönüşte bir olağanüstülük yoktur. "iktidar gibi düşünmeyenlerin" özgürlükten yararlanarak Bozuk Düzeni eleştirmelerine Osmanlı Devlet yapısı elverişli değildir. Fikri susturacaksın, eleştirilerden korkacak, bunu yapanları süreceksin, himayesi altında bulunduğun ülkelerden destek sağlayacaksın. Ülkenin jeopolitiğini iktidarın devamı için istismar edeceksin ve sonra da Büyük Abdülhamit Han olacak ve tüm bunlara karşı olan Vatan Kurtarıcı Mustafa Kemal’den üstün olacaksın. Fanatikler, mülteciler, Yeni Devir Düşmanları daha ne zamana kadar gerçeği itiraf etmemekte direneceklerdir?
BALKANLAR YİNE HAREKET İÇİNDE
"93 Harbi" sonunda "Avrupa Devletlerinin rekabetleri ve çekingenlikleri, Almanya'nın, İlgintere'nin esirgemedikleri himaye sayesinde Osmanlı Devleti buhranı atlattı. "Ama bu giderek Osmanlı Devletinin Almanya'nın nüfuzu altına kaymasına neden oldu. Berlin Kongresi her ne kadar Rusya'nın Balkanlarda ve Avrupa Türkiyesi’nde Kuvvetler Dengesinde kendi lehinde bir avantaj sağlamasını önlemiş ise de, Balkan Devletlerinin daha etkin bir hale gelmeleri ve muhtemel bir savaşın tohumlarını ekmesi bakımından ilginçtir. Osmanlı Devleti Balkanlarda Islahat yapmayı "prestij kaybına neden olur" gerekçesiyle reddetmiştir. Fakat bu Balkan Ülkelerinin daha büyük bir hırsla, teşvikle Osmanlı Devleti’nin aleyhinde bulunmasına neden olmaktan başka bir şeye yaramamıştır.
Devam edecek...
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol