TRAKYA'NIN DAMINDAN BAKTIK SPARTAKÜS'ÜN IZLERINI GÖRDÜK

Pinarhisar'in Kurudere Köyü'nden Evciler Köyü'ne geldigimizi dünkü yazimda söylemistim. Evciler benim köyümün kiz alip verdigi bir akraba köydür. Yol arkadaslarima onu söyledim. 1878 Osmanli-Rus Savasi'ndan sonra Lofça ve Plevne'den buralara gelmisler, köylerini kurmuslardir. Geldikleri bu yerlerde agirlikli olarak Rumlar ve Bulgarlar yasiyorlarmis. Talat Heral buralara birkaç kez gelmis, görmüs ve fotograflar çekmis. Yörede tarih ve doga zenginlik ve güzellikleri var. Özellikle EVCILER GÖLETI ve çevresi daha simdiden sayfiye yeri olmus bile.. Bir hayli çevreci, doga düskünü insanlar gördük. Evciler Cevat Tuyan, Ahmet Uzun gibi egitimciler yetistirmistir. Ahmet Uzun ayni zamanda bir hikâye yazaridir. "GIZ KÖY" diye bir kitabi vardir. Benim bildigim kadar yöreden bilgiler vermeye çalisirken Talat Heral da tabiatta gördügü rengârenk açmis çiçeklere dikkatimizi çekiyordu. Yol alirken DEMIRACO ne yaziyordu bilmiyorum ama Dr. Alev KARACA bu gezinin ve gördüklerinin unutulmayacak seyler oldugunu söylüyordu. Evciler Göleti büyük bir gölet, sulari Istranca Daglari'ndan geliyor ki kirlilik söz konusu degildir. Göletin yari çevresini turladiktan sonra Yeniceköy'e dogru yol aldik.
YENICEKÖY bir beldedir. Istranca eteklerinde, Demirköy yolu üzerinde büyükçe bir kasaba.. Buralarda arastirma için çok gidip geldim. Åzimdilerde Yeniceköy kekik kokan etleri ve kasap dükkanlarina bagli Et ve Köfte lokantalari ile meshur. Lokantalar önünde duraklayan yolcular, dogacilar, çevreciler pek çok. Ancak biz dönüste buraya ugramak üzere Mahya Tepesi'ne dogru yol aldik. Mahya Tepesi'ne giden yol kenarlarinda sik sik çesmeler gördük. Talat Heral bu çesmeleri sehit ailelerinin çocuklarinin anisina yaptirdiklarini söyledi. Bir de dikkatimizi çeken sey su oldu: Istranca Daglari'nin her yanindan sular akiyor. Daglarin Su Depolari oldugunu bir yerde okumustum. Deniz seviyesinden 1031 metre yükselmek heyecan verici. Yükseldikçe havanin serinledigini hissediyor insan. Tepeye tirmandigimizda ise hava üsütücü derecede idi. Rüzgâr esiyordu. Ancak göz görebildigince önümüzde muhtesem bir manzara vardi. Çünkü Trakya'nin Dami'nin üstündeydik. Mahya, Trakya'daki daglarin en yüksek yeridir. Son bir yerde yüksekligin 1071 metre oldugunu okudum. Yeryüzünde daglar büyümedigine göre 1071 yanlis olabilir. Bilindigi gibi Istranca Daglari yeryüzünün en yasli daglaridir. Bunlara cografyada IHTIYAR DAÄzLAR derler. Istranca eski Yunanca bir isim olup Akinti, Akarsu anlamina gelmektedir. Daglara kayin ve mese agaci hakim bir bitki örtüsüdür. Geçmiste bu daglar eskiya yatagi idi. Osmanli Devleti'nin son yillarinda Bulgar Komitacilari Türkiye içine çeteler gönderirlerdi. Bunlar yol keser, daga adam kaldirir, pusu kurup yolculari öldürür, kervanlari soyarlardi. Netekim 1915 yilinda Edirne Valisi Haci Adil Bey Demirköy Kaymakami Meshur Köprülü Hamdi Bey'i ziyaretten dönerken Karaman Bayiri'nda çetelerin saldirisina ugramis, çocugu vurulmustu. Orada bu mezar simdi Vali Mezari olarak anilmaktadir.
Mahya Tepesi'nde seyrettigimiz muhtesem görüntülere veda ederek Yeniceköy'e döndük. Dönerken büyük bir göz aldanmasinin meydana geldigi Zahit Aga Köprüsü denilen yerde Talat Heral arabayi yokus yukari durdurdugu halde arabanin yokusu tirmanmasi Demiraco ile Dr. Alev Karaca'yi sasirtti. Burada Yokusun Basi, Yokusun Sonu oldugunu bilmeyenler için durum sasirticidir. Yoksa arabalari yokusa iten bir güç yoktur. Yokusun basi, yokusun sonu bir göz aldanmasi olayidir.
Bu gezimizin son duragi olan Poyrali ve Erenler köylerini bir baska yazimda ele alacagim. Önümüzdeki Cumartesi'ye bir baska yöreye gezimiz olacak. Onu da yazdiktan sonra sizlere veda edecegim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol