Eski Bayram günleri kalmadı.. Ulusal Bayramlar eskisi gibi kutlanmıyor. Çocukluğumuzdaki bayramlar yok. Eskiden büyüklere, yaşlılara saygı vardı. Yayla Mahallesinde Zeki'nin kahvesindeyim. Son Çömlekçi Hüseyin ÇOKAN'A ''ESKİ BAYRAMLARI KONUŞALIM''dedim. ÇÖMLEKÇİ HÜSEYİN ÇOKAN: ''1941 Kırklareli Demirtaş Mahallesinde doğdum. Koşuyolu caddesinde oturuyorum. Bu cadde Yayla ve Demirtaş Mahallelerinin tam ortasındadır. 1952-53 öğretim yılında Tevfik Fikret ilkokulunu bitirdim. Üç-dört-beşinci sınıfları Zehra Şahinbaşta okudum. Dedem, babam, amcalarım çömlekçilik yapardı. 1953 yılında babam Hüseyin Çokan'nın yanında çömlekçiliğe başladım. 2013'te Ahilik unvanını bana verdiler. Beni Kırşehir'e davet ettiler. Ekonomik nedenlerden Kırşehir'e gidemedim. Altmış bir yıllık çömlekçiyim. Kültür ve Turizm Bakanlığından bir teşekkür mektubu geldi. Kırklareli Kültür ve Turizm Müdürlüğünde folklor araştırmacısı Zekariya Kurtulmuş benimle ilgili yazılar yazdı. Fotoğrafımı çekti. Bazen fotoğraf sanatçıları, televizyondan gelenler, Avrupa'dan, İstanbul'dan gelenler beni ziyaret ediyor. Çömlek yaparken fotoğrafımı çekiyorlar. Yeni yaptığım çömlek on gün içerde, kapalı yerde kuruyor. Daha sonra çömlekleri, testileri fırına koyuyoruz. Onbeş saat çömlekler fırında pişiyor. Mahya Baba'dan çömlek toprağını temin ediyoruz.''dedi. Selahattin Demiraco: ''Dedeler Nereden Gelmişler?'' HÜSEYİN ÇOKAN: Babam yedi yaşındayken Selanik Karacaova'dan Kırklareli Demirtaş mahallesine gelip yerleşmişler. Hala doğduğum evde yaşıyorum.
Biz mübadele (Takas) muhaciriyiz. Göçmeniyiz.. Dedem Ali Çokan Kırklareli'ne çömlekçi olarak gelmiştir. Ben üçüncü kuşak çömlekçiyim. Benden sonra çömlekçi yok. 73 yaşındayım. Hayatım çömlekçilikle geçti. Şimdi kuru fasulye için çömlekler yapıyoruz. Yaz düğünlerinde düğünde kırmak için çömlek alanlar var. Eskiden her cenazeye bir çömlek, bir ibrik satın alırlardı. Şimdi naylon ibrikler kullanılıyor.(Çömlekte etli kuru fasulye yemeği çok güzel olur.)
Kırklareli Egem markete yakın eczane bitişiğinde çömlek satmaya çalışıyoruz. Bir dükkânımız yok. Mesleğin sonuna geldik. Yaşlandık. Senede iki üç ay yaz günleri çalışıyorum. Seneye çalışabilir miyim bilmiyorum. Ölmüş bir mesleği yaşatmaya çalışıyorum. İsteğe bağlı emekli oldum. Size teşekkür ediyorum. Üç kızımda evlidir. Altı torunum var. Beşi kız biri erkek.. Erkek torunum Çanakkale Üniversitesinde Gıda Mühendisliği okuyor. Adı Samet Can. Ablası Elif Can'da aynı okulda okudu. Gıda mühendisi oldu.'' dedi.
Son çömlekçi Hüseyin Çokan'la her zaman selamlaşırız. Dertleşiriz. İyi insandır. Yaşam değiştirerek, insanlığı yozlaştırarak akıp giderken ruhumuz genç kalsada nüfus kâğıtları eskiyor. Eski Bayramlar anılarımızda yaşıyor. Akrabalık, komşuluk eskiden güzeldi. Şimdi beton apartmanlarda yaşıyoruz. Yayla Mahallesinde eski evlerin bazıları restore edilip kurtarıldı.. Zeki'nin kahvede Trakya'nın son çömlekçi ustasının fotoğrafı çerçevelenmiş yaşama gülümsüyor.. KIFSAD bu kahvede bir gece düzenledi. Onlara teşekkür ediyorum.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol