Türkiye Ortadogu’ya açildikça Arap basini ülkemizden daha çok bahseder olmustur. Sagci medya ve gazeteler Arap basinindan alintilar yaparak okuyucularina Araplarin Türkiye için ne düsündüklerini ögrenme imkani vermektedir. Mesela geçenlerde Zaman Gazetesinde Cumali Önal’in Kahire’de, Misir bilim adamlarindan ve siyasetçilerinden Prof. Dr. Cihad Awda ile yaptigi bir konusmasi yayimlandi. “Türkiye’nin stratejik yaklasimi bizi korkutuyor” basligi ile verilen bu konusmada Misirli bilim adami ilginç seyler söylemekte, dikkate deger degerlendirmeler yapmaktadir.
Araplarin bizi sevmediklerini öncelikle bilmemiz gerekir. Nasil ki Balkan ülkeleri 1912’de Osmanli Devleti’ne saldirmislarsa, Araplar da 1915 yilindan sonra Ingilizler’le birlik olarak Osmanli’yi Ortadogu’dan kovma mücadelesi vermislerdir. Hilal ile Haç’i sarmas dolas yapmislardir. Sonuç itibariyle Osmanli’yi Ortadogu’dan çikarmislar, Ingilizler’e kul köle olmuslardir. Bugün ayni araplar Türkiye’yi hem yermekte, hem övmekte ve hem de korku yasamaktadirlar. Misirli bilim adami Cihad Awda bu korkuyu “TÜRKIYE’NIN IMPARATORLUK SORUNU VAR” biçiminde dile getirmektedir. Türkiye’nin Ortadogu’da ne yapmak istedigini sormaktadir. Oysa bizim böyle bir sorunumuz oldugunu biz bilmiyoruz.
Misirli bilim adami ve politikaci Türkiye’nin bir baska sorununa da deginiyor ve diyor ki, “Ülkenizde Osmancilik yeniden yükseliste, Islam ve milliyetçilik hizla yükselmektedir. “Demek ki araplar bizi öyle görüyorlar. yeni Osmancilik, Yeni Islamcilik ve Milliyetçilik” onlari için Türkiye’nin yapilanmasini olusturmaktadir. Bu durumu yalniz Dogu’da yasayan ülkeler, Araplar degil, Batili çevreler de görmektedirler. Türkiye’nin yeni bir dis politika izledigi, sesini biraz daha tok ve yüksek çikardigi meydandadir. “Sifir Sorumlu Komsuluk” Politikamiz Yunanistan, Ermenistan, Irak ve Suriye gibi ülkeleri rahatlatmistir. Sifir Sorunlu Politika’yi Türkiye istedigine göre, Türkiye anlasmazlik nedenlerinin bazilarindan vazgeçiyor demektir. Mesela basin Ege’de Yunanlilar’a taviz verdigimizi yazmaktadir. Karsiliginda ne aldigimiz belli degildir.
Yabanci basinda çikan Türkiye haberlerinden su anlasiliyor ki dis dünyayi kendimiz hakkinda bilgilendirmede yetersiz kaliyoruz. Bati ve Dogu politikamizda kuskular yaratacak girisimlerde ve söylemlerde bulunuyoruz. Mesela Iran’la iliskilerimizi dünya anlamis degildir. Åzunu bilmemiz lazim: Iran nükleer bir güç haline geldiginde Ortadogu bugünkü Ortadogu olmayacaktir ki Türkiye, Iran iliskileri de bugünkü gibi devam etmiyecektir. Iran “Ortadogu’nun Horozu Benim” derse ne olcaktir? Iran’in Büyük Pers Imparatorlugu’ndan kalma bir Bati politikasi oldugunu, Atina’ya kadar geldiklerini ve burada yenildiklerini, bunun tarihsel bir aci oldugunu unutmamak gerekir. Sorun 2500 yillik bir sorundur. Bana göre Iran’in bir imparatorluk sorunu vardir.
Åzuraya gelmek istiyorum: Türkiye’nin bir Imparatorluk sorunu yoktur. Dünyaya açilimi zamanin gerek ve gerçeklerine uygundur. Bu açilim emperyaliz bir açilim degildir. Çünkü Türkiye’nin dünya politikasini Mustafa Kemal Atatürk, “Yurtta baris, Dünyada Baris” biçiminde ortaya koymustur. Gerçi Atatürk’e sadakat, Atatürk ile mutabakat sorunlarimizin çözümünde pek kalmis degildir. Ama yine de söylediklerini, Iç ve Dis sorunlarin çözümünde zaman zaman dikkate aldigimiz olmaktadir. Oysa Araplar olsun, Batililar olsun bize Atatürk’ün söylemleri ve ilkeleri isiginda bakmaktadirlar.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol