TÜRKLER ANADOLU'YA KENDİ YAZDIKLARI İLE GELSELERDİ

Türkler tarihte ve özellikle Ortaasya'da yaşadıkları zamanlarda kendilerine mahsus yazılar kullanmışlardır. Mesela Göktürkler'in, Uygur Türklerinin yazıları (Alfabeleri) başka başkaydı. Araştırmacı Yazar Nurer Uğurlu 1983 yılının Kasım ayı içersinde yazdığı bir yazıda bu duruma değinmekteydi. Hatırladığım kadarı ile yazı Cumhuriyet'te çıkmıştı ve "TÜRK YAZI DİLİ" adını taşıyordu. Aklımda kaldığı kadarı ile söylüyorum Nurer Uğurlu yazısında, yazıyı bir Ortadoğu halkı olan Fenikeliler'in bulduğunu belirtikten sonra Asya'da yaşayan kavimlerden Göktürkler'in, Uygur Türkleri'nin kendilerine mahsus yazıları olduğuna işaret ediyordu.
Ancak Türkler Ortadoğu Eşiği'ne geldiklerinde Araplarla ve İslam Dini ile karşılaşmışlar, 10. yüzyılda İslam Dini'nin etki alanına girmişler, Müslüman olmuşlardır. Türklerle birlikte Karahanlılar da müslümanlığı kabul etmişlerdir. Tabii İslam'ın kabulü ile kullandıkları UYGUR YAZISI'nı bırakıp, Arap Yazısı'nı almışlardır. Onuncu yüzyılı baz alarak Türkler 800 yıldan fazla Arap Yazısı'nı yani eski Türkçe'yi kullanmışlardır. Atatürk'ün 1928 yılında yaptığı Yazı Değişikliği ile Arap yazısı okuyup yazmak son bulmuştur. Latin Alfabesi'ne geçiş  yapılmıştır.
Şüphesiz, Türklerin kullandıkları Uygur Yazısı'nı bırakıp Arap yazısını almaları bir kültür değişikliğine neden olmuştur. Arap Kültürü Türk zekası üzerinde önemli bir erozyona ( aşınmaya) sebebiyet vermiştir. Türkler Batı'ya doğru ilerlerken İranlılarla karşılaşmışlar, bu kez de onların Devlet Dili'nden ve yazısından kelimeler alarak, Türkçe'yi İran (Acem) ve Arap sözcükleri ile karıştırarak, zenginleştirerek Osmanlıca Dili ve yazısını meydana getirmişlerdir. Atatürk bu yabancı dillerin etkisi altına giren ve giderek bağımsızlığını yitiren Türk Dili'ni kurtarmak için Yazı Değişikliği ve Dil Devrimi yapmıştır. Bu Ortadoğu kültüründen kurtulmak oldu.
DİL, bir ulusun kimliğidir, bütünlüğüdür. Yabancı bir dili ve yazıyı kullanmak kendi dilimizi, Ana Dilimizi yitirmek demektir. Düşman bir ülkeyi içerde çökertip yıkmak istiyorsa önce onun dilini bozmaya, ortadan kaldırmaya çalışır. Araplar, Türk Irkı ve Dili üzerinde bunu yapmak istemişlerdir. Bundan dolayı Cumhuriyet Tarihinin ünlü Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, "Biz Kurtuluş Savaşı'nda düşmanla birlikte ARAP RUHU'nu da yendik" demiştir. Şunca yıldan sonra bugün Arapça Öğrenim'e başlamak Cumhuriyetin Yazı ve Dili Devrimi'ne aykırıdır. Arapça'nın bozuk şekli olan Osmanlıca'yı öğrenmek ancak Osmanlıca üzerine araştırma yapacaklar için gereklidir. Unutmayalım ki Osmanlıca bozuk bir Arapça'dır. Osmanlıca kısmen ölü bir dildir. Ömrünü doldurmuş, Araştırma Dili olmuştur.
Türkler 800-900 yıl bozuk bir Arap Dili Osmanlıca'yı kullanmayıp kendi yazılarını kullanmış olsalar da elbette ki bir başka konumda olurlardı. Çünkü bir ulusun kendine mahsus yazısı olması önemli bir kültür olayıdır. Bu nedenle Fransa gibi bazı ülkeler üzerine yabancı bir dilin yazısı bulunan teknolojiyi ülkelerine sokmazlar, kendi dillerinin yazılmasını şart koşarlar. Bir anlamda dilde milliyetçilik yaparlar. Biz buna dikkat etmeyiz. DİLDE MİLLİYETÇİ değiliz. Türkçe'de kullanılan onlarca kelime, yabancı kökenlidir. Son yıllarda dilimizde yabancı kelime sayısı bu yüzden artmıştır.         

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol