Bir yazımda belirtmiştim, Cumhuriyetin ilk yıllarının Milli Eğitim Bakanları'ndan bazılarının Atatürk tarafından çok tutulduğunu belirtmiştim. Bu Milli Eğitim Bakanları Saffet Arıkan, Dr. Reşit Galip, Mustafa Necati idi. Hasan Ali Yücel bu yıllarda daha bakan değil, Milli Eğitim Bakanlığı'nda bir yüksek memurdu. Bu yazımda Reşit Galip'ten söz etmek istiyorum. Yeni öğretim yılının başlaması öncesinde Atatürk'ün Milli Eğitim Bakanları'ndan birinin hatırlanmasının yerinde olacağını düşünüyorum. Hiç değilse Cumhuriyet kuşaklarının onlara VEFA BORCU vardır.
Şu sıra Kırklareli'nin "KÜLTÜR VE EĞİTİM TARİHİ" üzerinde çalışıyorum. Sıra Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki eğitim sorunlarına geldiğinde elbet bu Milli Eğitim Bakanları'ndan, hizmetlerinden söz edeceğim. Onlardan Kırklareli'ni ziyaret edenlere de yer vereceğim. Arşivimde Reşit Galip ile ilgili notları kayda geçireyim diye düşündüm. Zira bilginin kaybolmasından çok korkarım.
Dr. Reşit Galip'in asıl adı MUSTAFA REŞİT BAYDUR'dur. Bakanlığı sırasında Milli Kütüphane'yi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni kurmuştur. Ayrıca Ankara'da İlimler ve Sanatlar Akademisi'ni de hizmete koymuştur. Dr. Reşit Galip 10 ay bakanlık yapmıştır. Bu on aylık süre içerisinde Üniversite Reformu'nu yapmıştır. Müfredat programlarındaki bilgileri realize eder çağdaş bilgilerle doldurmuştur. Kendinden sonra açılacak olan Köy Enstitüleri'nin temellerinin atılmasına katkıda bulundu. Şimdi yasaklanmış bulunan ANDIMIZ'ı yazmış ve kabul ettirmiştir. 1934 yılında 41 yaşında iken hayata veda etti. Öldüğünde cebinden çıkan para 5 lira idi. Reşit Galip'in son sözü, "BİZİM TEMEL HÜCREMİZ KÖYLÜDÜR" demek olmuştur.
Dr. Reşit Galip cesur bir Bakandı. Atatürk'ün bulunduğu toplantılarda dahi düşündüğünü söylemekten çekinmezdi. Nitekim bir gün Atatürk'ün de hazır bulunduğu bir toplantıda, "Yanlış düşünüyorsunuz beyefendi. Bu geriliktir. Kadınlar eski durumda yaşayamazlar. İnkılapların en mühimi kadınlara verilen haklardır. Başka türlü Batılılaşmak'tan söz edemeyiz." sözleri ile toplantı başkanına tepki göstermekle Atatürk'e de karşı çıkmış oluyordu.
"Dr. Reşit Galip Birinci Dünya Savaşı sırasında İzmir Lisesi'nde öğrenci idi. Öğrenci iken Birinci Dünya Savaşı'na gönüllü katılmıştır. Böylesine de yurtsever biridir. Yıllarca sabahları ders başlamadan önce öğrencilerin okuduğu ANDIMIZ'ı o yazmış ve kabul ettirmiştir. İşte o okunması yasaklanan TÜRKLÜK, DOĞRULUK, ÇALIŞKANLIK ANDI:
Türküm, Doğruyum, Çalışkanım, İlkem küçüklerimi korumak, Büyüklerimi saymak, Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, İleri gitmektir.
"Ey Büyük Atatürk, açtığın yolda, gösterdiğin hedefte durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun. Ne Mutlu Türküm Diyene."
Osmanlılar zamanında Padişah'a dua edilirdi. Üç defa "Yaşa" diye söylenirdi. Cumhuriyet döneminde ise Türklük, doğruluk, çalışkanlık üstüne yemin edilir, Türk varlığına armağan olduğumuz söylenirdi.
Nereden nereye?
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol