Milli Mücadele şartları içinde Enver Paşa Asya Türklüğüne, Asya Müslümanlığına giderken Mustafa Kemal Atatürk Anadolu'ya gitmiştir. Özgürlük ve bağımsızlık savaşı başlamadan halkı yanına almıştır. Bir Osmanlı Paşası olan Mustafa Kemal'in "halka iyiden iyiye tanışma, teması elbet cephelerde olmuştur ama asıl teması 1915 yılında Çanakkale Savaşı sonrası tayin edildiği Edirne Kolordu Komutan Vekilliği sırasında olmuştur. Mustafa Kemal Kolordu Komutanlığı için Edirne'ye geldiğinde yer yerinden oynamış, büyük bir halk kalabalığı Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal'i coşku ile karşılamış, bağrına basmıştır. Tarihler Osmanlı Devleti'nde bir komutanın, bir askeri şahsiyetin bu şekilde karşılanmasının ilk defa Edirne'de Mustafa Kemal'e yapıldığını yazarlar
Mustafa Kemal'de HALK SEVGİSİ üvey babasını benimsemediği zamanlarda tatillerini geçirdiği dayısının çiftliğinde köklenip filizlenmiştir. Halkın bir "GÜÇ" olduğunu Cephelerde savaşan Türk insanının vatan topraklarını ölesiye savunması sırasında görmüştür. Doğal ki özgürlük ve bağımsızlık savaşlarının haksız olmadığını, İngiliz halkının Kralla yaptığı anlaşmada, 1789 Fransız İhtilali'nde, Fransız halkının oynadığı rolde görmüş, tarihlerde okumuştur. Bu nedenle milli mücadeleye, özgürlük ve bağımsızlık savaşına Anadolu'ya geçerek, Anadolu köylüsü ve kentlisi ile bütünleşerek başlamıştır. Başlangıç bir HALK HAREKETİ olmuştur. Halkı Yerel Kongreler yoluyla bilgilendirmesi, bilinçlendirmesi, Kurtuluş Davası ve Kavgası'nı halka mal etmesi MUSTAFA KEMAL HALKÇILIĞI'nı ortaya çıkarmıştır. Mustafa Kemal bundan sonra HALK sözcüğünü ağzından hiç düşürmemiştir. Halkla kazandığını, Halkın Davası, Halkın Kavgası demiştir ve "Hakimiyet Milletindir" diyerek Türk halkını itildiği gerilerden öne geçirmiş, "Memleketin hakiki sahibi ve efendisi Köylüdür" demek suretiyle GÜÇ KAYNAĞI'nın halk olduğunu işaret etmiştir.
Mustafa Kemal, halkı Cumhuriyet'in içine koymuş, onu sahibi yapmış, Cumhuriyet'in Temel İlkeleri'nden birini HALKÇILIK olarak ifade etmiştir. "Siz nasıl bir hükümet, nasıl bir devlet kurdunuz" dendiğinde "HALK HÜKÜMETİ" HALK DEVLETİ demiştir. Halkçılık, Mustafa Kemal'de bir ulusun bütünü ile ele alınması, kalkınması çağdaş bir toplum olma ülküsüdür. Laik Cumhuriyet'in dayandığı ulusun kendisidir.
Çalışan, üreten, yaratan halktır. "Halkın sesi Tanrı'nın sesidir." Halk, Mustafa Kemal'de devletin, temel unsurudur. Mustafa Kemal halkçılığı "bir toplumun en ideal bir nizami ve sitemi" olarak görmüştür. Halkevlerini bu Nizam ve Sistemi yaratmak, yaşatmak, kültür yönünden desteklemek amacıyla hizmete koymuştur. Halkçılık, 1950'ye kadar devletin ciddi bir kalkınma, çağdaşlaşma politikası olmuştur. Bugün itibariyle ATATÜRK HALKÇILIĞI demokrasi kavramı içersinde ifade edilir, halkın iktidarı olarak anlatılmaya çalışılır olmuştur. Atatürk'ün "HALKA GİDERİM" dediği halk demokratik bir topluluk olarak ifade bulmuştur. "SÖZ" bundan sonra onun adına konuşanların değil, onun kendisinin olmuştur. Bu CUMHURİYET HALKI'nın kendisini ifade etmesi, rüştünü bulmasıdır.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol