TÜRKİYE'DE ANKETLER ARAŞTIRMALAR HİÇ DE OLUMLU DEĞİL

2013 yılında yapılmış bir anket ve araştırma elime geçti. Genelde anket Türkiye'de insanların okuryazarlığı üzerinedir. Buna göre ülkemizde 15 yaş ve üzeri okuma yazma bilmeyenler, il bazında eğitim düzeyi düşük ve yüksek olan yerler, yüksek lise seviyesinde üniversiteler bu anketin konuları kapsamı içerisinde yer almaktadır.
Ankette yer alan bilgiye göre, ülkemizde okuma yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 6 dolayındadır yani her yüz kişiden 6 kişi okuma yazma bilmemektedir. Araştırmada, Türkiye'nin en okuryazar ili Antalya'dır. İkinci sırada Tekirdağ yer almaktadır. Tekirdağ'dan sonra sıralamada İzmir ve Çanakkale gelmektedir. Buna göre ülkemizde okuyan insanlar ve iller genelde Türkiye'nin kıyı şeridinde bulunmaktadır. Doğu Anadolu ile güney illeri gerek eğitim gerekse okuma yazmada ÖZÜRLÜ YERLER'dir. Ülkenin bu coğrafya bölgesi kendine özgüdür. Coğrafya koşulları ağırdır.
Türkiye'de Yüksek Okul ve Üniversite mezunu 6 milyondur. Bu durumda nüfusun yüzde 11'i Yüksek Öğrenim yapmıştır. Yüksek Lisans yapmış insanımızın sayısı 500 bindir. Doktora yapmış olanlar ise 133 bine yakın bulunmaktadır. Ülkemizde okuma yazma bilmediği halde ve herhangi bir okula gitmemiş olan 4 milyon civarında insan vardır. Lise ve dengi okulları bitirmiş 12 milyon insanımız bulunmaktadır. 3 milyona yakın da ortaokul ve dengi okullardan mezun vardır.
Sonuçları yorumlayan uzmanlara göre Türkiye'de okumuş insanların bilgi düzeyleri(seviyeleri) okudukları okulların ve yılların öngördüğü bilgi seviyelerinin altında bulunmaktadır. Yani ilköğretimi bitirmiş ama bilgi seviyesi 8 yıllık eğitim öğretim düzeyinin altında bulunmaktadır. Lise seviyesi kadar okumuş olanlar okuduklarının anlamakta, anlatamamaktadır. Kendi bilgilerini bunlara ekleyememekte, okuduğundan sonuç çıkarmada, yorumlamada seviye ölçünün altında bulunmaktadır. Kısaca bilgi ve eğitim seviyemiz gelişmiş ülkelerin çok gerisindedir. Kitap bilgimiz ve kültürümüz ise hemen hemen hiç yok gibidir. Bilgi düzeyi düşük olan Yüksek Okullarımız ve üniversitelerimiz alarm vermektedir. Üniversiteler öğretim üyesi sıkıntısı çekmektedirler. Üniversitelerde doktora mezunu olmak çok zordur. Acilen 150-200 bin dolayında öğretim elemanına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu elemanların yetişmesinin en az 20 yıl alacağı söylenmektedir.
Tekrar anket sonuçlarına dönecek olursak Türkiye'nin eğitim ve okuma yazma durumu geri kalmış bir ülkenin durumuna benzemektedir.
Şüphesiz Türkiye'nin eğitim sistemi sorunludur ve içinden çıkılsın gibi değildir. Okullarda sorgulama, eleştirme, değerlendirme gibi yöntemler pek itibar görmemektedir. Türkçe (edebiyat) bilgisi zayıftır. Öğrenciler sorun çözmede, analiz etmede, soru sormada, doğru dürüst ifadede zayıftırlar. Yani bilenle bilmeyen arasında büyük fark ve bilgi açığı vardır. Ülkenin şurasına burasına göre açık farklılıklar gösteren eğitim sisteminde dengeler, yani bölgeler arası farklılıklar kapatılmazsa bu durum ilerde sorun olacaktır.
Bilge kişiler bir ulusu aç ve bilgisiz bırakmak gelecek için ciddi sorunlar ortaya çıkarır diyorlar. Bu bakımdan eğitimde bölgeler arası açığı kapatmak, yetişen kuşakları KİTAP KÜLTÜRÜ ile buluşturmak, soru sormaya, analiz etmeye alıştırmak, eleştirel yönetimleri sıkça kullanmak, tartışmak eğitim sistemimizin vazgeçilmez vasfı olmalıdır. Donmuş, dondurulmuş kalıpların dışına çıkmak, fikir ve düşünceleri daha serbest ifadeye yönelmek lazımdır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol