Hep söyler ve yazariz ya Peygamberin Ümmeti, Mustafa Kemal'in milleti okumuyor. Oysa Hz. Muhammed daha isin basinda ümmetine okumayi tavsiye etmistir. Tavsiye degil. Tanri buyrugunu teblig etmistir. Atatürk ise her vesilede okumanin, egitim ve ögretimin önemini vurgulamistir. "INSAN OLMAK MILLET OLMAK DAVASI"nin buna bagli olduguna dikkati çekmislerdir. Fakat ne yazik ki insanlarimizin büyük çogunlugu hala okumuyor, kitaptan, Kitap Kültürü'nden kaçiyor. Nereye kadar kaçacaktir? Bir gün birileri ona, "Senin cehaletin yüzünden her seyi söyleyip yazamiyorum" diyecek, onun karanligini ortadan kaldiracak çareyi bulacaktir.
Bu yilin Nisan ayinda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanligi 12 bin aile üzerinde yaptirdigi "Türkiye Aile Yapisi Arastirmasi" sonuçlarini açiklamisti. Bu açiklamada yer alan bir bilgiye göre ülkemizde aile bireylerinin yüzde 44'ü hiç ama hiç okumuyor, yüzde 74'ü ise hiç sinemaya gitmiyor. Tiyatroyu bilmiyor. Çocuklar kitapsiz büyüyor. Bunun anlami Türkiye'de halkin yarisi karanlikta demektir. Cehaletin kusatmasi altindadir. Kulaktan dolma (isitme) bilgilerle dünyada yol almaya, hayatin güçlüklerini yenmeye çalisan insanlarla biz dünyanin en zor yönetim biçimi olan demokrasi yapmaya çalisiyoruz. Olur mu? Oldugu kadar olur iste.
Türkiye'de okumamis insanlarin okuyanlar kadar basarili olduklarini, dünyayi anladiklarini, kaliteli isler yaptiklarini söylemek mümkün degildir her halde. 1450 yil önce ümmete "OKU" dendiginde arkasindan da "OKUYANLA OKUMAYAN HIÇ BIR OLUR MU" diye söylenmistir. Ülkeyi yönetenler Okuyanla okumayanin bir olmadigini bildikleri halde halki niye okumaya tesvik etmezler. Ileri ülkeler içine girdigimiz 21. yüzyilin basinda yani 12 yil önce dünyaya "ÖMÜRBOYU EÄzITIM" sloganini deklere ettiler. "Ömür boyu Egitim" her yerde, her zaman egitim demektir.
Egitimin insanin kalkinmasinda, insanin akla uymayan saplantilardan kurtulmasinda yüzde 50'ye yakin payi vardir. Insanligin gerilikten kurtulusu egitimle olmustur. Bu egitim laik, pragmatik bir egitimdir. Insanin doga olaylari üzerinde hakimiyet kurmasidir. Insanoglu doga olaylarini ne kadar önleyebilir, ne kadar kontrol edebilir ve dünyadan ne kadar yararlanabilirse o kadar uygardir, o kadar bilgilidir. Insanin bilmesi, bilgiyi kullanmasi ona güç verir. Bu nedenle ileri ülkeler bilgiye, bilgi kaynaklarina ulasmak, ondan yararlanmak için büyük yatirimlar, harcamalar yapmaktadirlar. Hayatta okul ve üniversite bilgisi yeterli degildir. Daha fazla bilgi gereklidir. Zamanimiz "BILGI TOPLUMU" yaratan zamandir. Ülkemiz bugün itibariyle BILGI TOPLUMU ENDÜSTRI TOPLUMU degildir. Hatta GELIÅzMIÅz ÜLKE de degildir. GELIÅzMEKTE OLAN ÜLKE'dir. Bu gerçegi bilerek zamani israftan kaçinmali, daha fazla bilgiye, okumaya yönelmeliyiz.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol