TÜRKIYE'DE GENEL VE YEREL DEMOKRASININ DURUMU

Türkiye’de demokrasiyi devletin önüne koyup savunanlarin genis yelpazeli bir demokratik açilim düsledikleri söyleniyorsa da aslinda genel ve yerel demokrasiyi isletmedikleri bilinen bir gerçektir. Önce ülkemizde partiler içi demokrasi yoktur. Kirsal kesim seçmeninin herhangi bir partiye üye olmasi mümkün degildir. Köylerde demokratiklesme imkani yoktur. Bu nedenle köylü halk demokratiklesmenin, demokratik açilimin disindadir. Bu durum hiç kimseyi de rahatsiz etmemektedir. Olaya bir baska açidan baktigimizda görüyoruz ki seçimlerde milletvekili adaylarini genellikle parti genel merkezleri, parti genel baskanlari belirlemektedir. Bu yüzden seçmene sandiga gidip oyunu atmak düsmektedir. Hangi Ikinci Mesrutiyet Dönemi’nde söylendigi belirtilen, “Seçimdir bu, millet buna ne karisir” söylemine uygun bir durum söz konusudur.

Partiler içinde olmadigi gibi parlamento içinde de demokrasinin çagdas anlamda isledigi söylenemez. Bizde muhalefetten gelen öneri ve elestirileri reddetmek gelenek haline gelmistir. Muhalefetin önerileri ve elestirileri içinde ülke yararina hiçte mi bir sey yoktur. Mecliste muhalefeti reddetmek çok yanlis bir demokratik anlayistir.

Genel demokraside aksayan yönler oldugu gibi yerel demokraside de aksayan taraflar vardir. Örnegin Belediye ve Il Genel Meclislerinde parti temsilcileri demokratik sistemi isletmekte zorlanmaktadirlar. Anadolu ve Trakya’da bazi Il ve Ilçelerde yerel demokrasinin adi bile yoktur. Muhalefet hangi partidir, iktidar hangi partidir belli degildir. Yerel demokrasiyi isletmede Valilerin, Belediye Baskanlarinin büyük rolü vardir. Özellikle yerel demokrasilerde gerek iktidar gerekse muhalefet partilerinin halki bilgilendirme gibi bir uygulamalari da pek yoktur. Yerel gazeteciler meclislerin çalismalarini yazarlarsa onlarin çalismalarindan halkin haberi olmaktadir. Oysa Yerel Demokrasi’nin isletilmesi Genel Demokratik sistemin yerlesmesi, çalismasi için çok önemli bir altyapidir. Görülüyor ki bu baglamda demokrasi bilgisi, demokrasi kültürü ve egitimi son derece zayiftir. Birkaç yildan beri uygulamada olan KENT KONSEYLER’inin Yerel Demokrasi’nin yerlesmesine, sistemin çalismasina ne derece katki saglayacagi süphelidir. Çünkü Kent Konseyleri’nin islevi ve amaci pek anlasilmis degildir. Bunda en büyük etken seçilenlerin yerel hakkinda saglikli bilgiye sahip olmamalari, bulunduklari Ilçenin ve Ilin sosyal, kültürel, ekonomik potansiyelini, tarihini bilmemeleridir. Hemsehrilik bilgi ve bilinci hakkinda bilgi yetersizligi vardir. Mesela Anadolu’da güçlü olan hemsehrilik Trakya’da yoktur. Tabii bizim kastettigimiz hemsehrilik Kent Hemsehriligi’dir. Kentin sorunlari ve gelecegi hakkinda birlik, beraberlik ve dayanisma içersinde olmak, kent için bir seyler yapabilmektir. Bu nedenle biz Kent Konseylerine ve çalisma gruplarina seçilenlerin ne yapacaklari, nasil çalisacaklari hakkinda uzmanlar tarafindan bilgilendirilmelerinde yarar görmekteyiz.

Türkiye’nin sorunu demokrasi hukukunu yaratmak oldugu kadar bu hukuka uygun yurttaslik bilgi ve bilincine, demokrasi egitim ve kültürüne sahip olmaktir. Haklari, özgürlükleri kullanacak olan insanin egitimi, bilgisi ve kültürü, insanin kalitesi çok önemlidir. Türkiye Osmanlilar’dan beri idarenin, hayatin hukukunu yaratmaya çalismakta oldugu halde bu çalismalardan beklenen sonucu almis sayilamaz. Bugün hala demokratik açilimdan söz edilmekte, bu tartisilmaktadir. Bu durumda basa dönmek, Demokrasi Alfabesi’ni yeni bastan ele alip kiraat etmek zorundayiz. Bilmem anlatabildik mi?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol