TÜRKIYE'NIN KALKINMASINDA KADINLAR YOKSA..

Türkiye nüfusunun yarisindan biraz fazlasi kadindir. Osmanlilar zamaninda kadin sayilmaya dahi deger bulunmuyordu. Yani kadin gündemde yoktu. Kadini sosyal, siyasal ve ekonomik hayatin gündemine getirenler cumhuriyeti kuranlar olmustur. Ancak ne var ki cumhuriyetin kurulusunun üstünden 85 yil geçtigi halde Türk kadini hâlâ sosyal, siyasal ve ekonomik hayatin kenarindadir. Bütünüyle faaliyet alanlarina girmis, girebilmis degildir. Zira geleneksel kültür, kadini hâlâ geride tutmaya özen göstermektedir. Son yillarda bu daha da artmis bulunmaktadir. Kadin giderek daha fazla geri çekilmektedir. Ve hatta daha fazla kapanmaktadir. Bütün bu eksiler, kadini kenarda ve geride tutmalar toplandigi zaman Türk kadinini faaliyet alanlarinda görmek zorlasmaktadir. Nitekim kadinlarin Yerel Yönetimler’de yer almalari giderek azalmistir. Türkiye’de 3 bin 225 Belediye Baskanindan ancak 18’i kadindir. Bunu orantilarsak kadinin Yerel Yönetim’lerdeki temsili yüzde yarimdir. Sadece Yerel Yönetim’lerde kadina yüzde yarim yer veren bir toplum yada sistem çagdas degildir.

Toplum, kadin ve erkegin bir arada olmasiyla meydana gelir. Kadin toplumdan dislandigi zaman o toplum yarimdir ve eksiktir. Hatta sakattir, saglikli degildir. Bugün ülkemizde kadinlarin ancak yüzde 26’si çalismakta, geri kalanina ya is yoktur yada çalismasinin önünde engeller vardir. Bize göre en büyük engel Islâm’dan gelen “Emirlerini kadindan alan bir ulus iflah olmaz” anlayisidir. “Sakarya Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi Islam Hukuku Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Faruk Beser” böyle diyor. Bu Hadis-i serifi tek basina ele almak ve yorumlamak bunu ortaya koymaktadir. Ama tabii Türk kadininin önünde bir degil, bir çok engeller, barikatlar söz konusudur. Sözgelimi adam esini ve kizini çalistirmak istemeyebilir. Veya kadinin kendisi çalismak istemeyebilir. Töre kadinin çalismasini dogru bulmayabilir. Kadin çalismak istese bile çalisacagi is yoktur. Çalismanin arti bir deger yaratmak, eve bir ekmek gelirken, kadinin çalismasi durumunda iki ekmegin girmesi kalkinmada, ilerlemede, refahin yaratilmasinda önemli bir olaydir. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” demis atalarimiz.

Cumhuriyeti kuranlar, cumhuriyet kadininin çalismasina, toplumda, ekonomide, siyasi hayatta yer almasini öngörmüslerdir. Toplumun, böyle uygarlasacagi, bu yoldan çagdaslasacagi düsünülmüs ve bu nedenle kadina ilerleme yolu açilmistir. Kadin erkek esitliginin saglanmasi ve korunmasi gündeme gelmistir. Ancak ne var ki ülkenin kadinin çalismasina, okumasina ihtiyaci oldugu halde ve yasalar da bu yolu açmis bulundugu halde kadini hâlâ geride tutmak toplumun uygarligini, kalkinmasini istemek degildir. Türkiye’yi, Amerika ile birlikte “ILIMLI ISLAM” sürecine sokanlar bunu söyleyemezler. Oysa kadini çalismada serbest birakmak ve hatta çalismasini gerek kendisi, gerek ailesi ve ülkesi için tesvik etmek gerekir. Bugün ülkemizde 8-10 milyon kadin okuma yazma bilmiyor, bir milyondan fazla kiz çocugu okula gitmiyor. Okuma bilmeyen, okutulmak istenmeyen insanlar topluma nasil dahil olacaklardir, ekonominin, siyasetin neresinde yer alacaklardir, söyler misiniz? Özetle, uygarlik çizgisinin tam içinde degiliz. Kalkinma yolunda kadin erkek beraber degildir. Üst tarafini siz düsünün. Soframiz nasil zenginlesir?

Ancak ileri ülkelerde kadin çalisiyor. Kadin sosyal hayatin, ekonomik hayatin her alaninda bulunuyor. Kadinlara seçimlerde yüzde 30’larin üstünde adaylik imkani taniniyor. Bizde son yerel seçimde Belediye Baskanliklarina ancak 18 kadin seçilebilmistir. Bunlardan sadece biri Il Belediye Baskani, 9’u Ilçe, 8’i de belde baskani olabilmistir. Kadin Devrimi yapmis bir ülkeye bu yakismiyor.

                                    nazifkaracam@gazatetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol