Son yillarda aylik ciddi dergiler Özel Sayi'lar yapmaktadirlar. Tahmin ediyorum ki bu tür dergiler Türkiye'de ilgi görmektedirler. Ben özel olarak bu tür dergileri takip eder, mümkün oldugu kadar kütüphaneme koymaya çalisirim. Mesela bir aralik DOÄzU-BATI Dergisi çikmisti. Kitap kadar kalin bir dergiydi. Åzimdi çikiyor mu bilmiyorum. Bizde birkaç sayi çiktiktan sonra dergi ilgi görmüsse yayini devam eder, görmemisse sessiz sedasiz kapanir gider.
Åzimdi elimde HECE Dergisi var. Ankara'da çikiyor. Buralara gelmiyor. Derginin Ocak sayisi ünlü Romanci Kemal Tahir'e tahsis edilmis. 581 sayfalik dergide Kemal Tahir, "Türkiye'nin Ruhunu Arayan Aydin" olarak anlatilmaktadir. Tabii dergi 581 sayfa olunca fiyati da ona göredir.
Kemal Tahir benim ilgi duydugum, Kirklareli'ne konferans için davet ettigim, Istanbul'da evine gittigim bir yazardir. Konferans için yola çikti, Lüleburgaz'da kaldi. Evine gittigimde yoktu, esi Semiha Hanim ile görüstüm. Velhasil Kemal Tahir'le sahsen görüsüp tanisma mümkün olmadi. Ancak onun hemen hemen bütün kitaplarini almis, imkan bulduklarimi okumusumdur. Mesela YORGUN SAVAÅzÇI, DEVLET ANA, KÖYÜN KAMBURU, RAHMET YOLLARI TIKADI, KEMAL TAHIR'DEN FATMA IRFAN'A (ILK EÅzI) MEKTUPLAR ve üç cilt halinde yayimlanmis olan SANAT EDEBIYAT NOTLARI kütüphanemde bulunmaktadir.
Kemal Tahir'i bir yazar ve romanci olarak sevenler oldugu gibi sevmeyenler de vardir. Örnegin Prof. Cahit Tanyol dostum bir Kemal Tahir hayranidir. Onun Devlet Ana romanina karsilik kendisi de "DEVLET BABA"yi yazmak istemistir. Saniyorum yazmayi bitiremedi. Yasi da 90'i astigi için bundan sonrasi da zor olacaktir. Belki Bogaziçi Üniversitesi'nde ögretim üyesi olan oglu Åzair Tugrul Tanyol babasinin eserini tamamlar. Bilemem.
Kemal Tahir'in Osmanli'ya, Milli Mücadele'ye, Türk aydinlarin bakis açisi farklidir. Mesela Köy Enstitüleri Hareketi'ni tutmaz. Bu görüslerini BOZKIRDAKI ÇEKIRDEK adli kitabinda anlatmistir. HECE Dergisi'nde OSMANLI ve OSMANLI DEVLETI hakkinda su görüslere yer verir:
"Kemal Tahir'e göre Osmanli tipik bir dogu devletidir. Dogu tarihindeki büyük merkezi devletlerin ana özelliklerine sahiptir. Ana misyonu Dogu'yu Bati saldirganligina karsi savunmaktir. Osmanli Batili anlamda sinifli bir toplum degildir. Kamu çikari daima bireysel çikarin önünde tutuldugundan Osmanli'da siniflar ortaya çikmamis ya da siniflarin ortaya çikmasi devletin gelecegi açisindan bilinçli olarak engellenmistir. Osmanli servet biriktirmeye de karsidir. Dolayisiyla Osmanli'da sinif olmadigi için sinif çatismasi da olmamistir. Bundan dolayi Osmanli'da din, irk, soy farki da yoktur. Bu nedenle toplumsal tabakalar adalet esasi ve üzerine örgütlenmistir. Osmanli'da derebeylik, asilzadelik, burjuva (sehirli) ve mülkiyet hakki yoktur. Osmanli bir Memur Devleti'dir. Devlet toplum yapisinin en önemli unsurudur ve kutsaldir. Ancak devlet toplumdan önce gelir. Devlet kutsalligini Tanri'ya dayandirir. Devlet Tanri'nin yeryüzündeki vekilidir. Çünkü basinda Halife vardir. O yüzden devlet her seyin üstündedir. (Onun için halk "Devlete millete zeval gelmesin" diye dua eder) Padisah devletin topraklarini istedigine verebilir, kiralayabilir."
Osmanlicilik yapanlar, Osmanli Hastaligi'na tutulmus olanlar Osmanli Devleti'nin bu özelliklerini bilirler mi, bilemem. Ancak Cumhuriyeti anlamak için Osmanli'yi iyi bilmek gerektigine inanirim.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol