1923 yilinda Cumhuriyeti kuranlarin önünde acilen çözümlenmesi gereken birçok sorunun arasinda NALBANT ihtiyaci da vardi. Kosum hayvanlarini nallayacak nalbant yoktu. Hayvanlar nallanamadigi için ayak tirnaklarinda saglik sorunlari oluyordu. Bu amaçla yöneticiler uzak yerlerde nalbantlar aramaya koyulmuslardi. Trakya Genel Müfettisi General Kazim Dirik 1936 TRAKYA KALKINMA PROGRAMI'nda bu konuya yer vermisti. Bütün arama ve taramalar sonunda Trakya'da birkaç nalbant bulan Kazim Dirik, bunlari HAYVAN NALLAMA BÖLGELERI'nde görevlendirmisti. Bu birkaç nalbant biraz beceri, biraz teknik bilgi mazaninca Kazim Dirik yeni nalbantlar yetistirmek üzere bunlari görevlendirmisti. Bunun yaninda Bulgaristan'dan da usta nalbantlar getirtilmesi yoluna gidilmisti. Onlar Trakya'nin bazi yerlerinde açilan NALBANTLIK KURSU'nda hocalik yapmaya baslamislardi. Ve böylece 1923 yilindan 1937 yilina kadar geçen süreçte Trakya'nin nalbant ihtiyaci büyük ölçüde saglanmisti. Hatta zaman içersinde köylerde dahi nalbantlik yapacak insanlar yetismisti. Tabii bu, Cumhuriyetin hayvan sagligina verdigi önemi göstermesi bakimindan ilgi çekici bir olaydir.
Bugünkü kusaklar NALBANTLIK MESLEÄzI'ni bilmedikleri gibi, nalbant da görmemislerdir. Görmüs olsalar bile "Bu adam yatirilmis hayvanin ayaklarini niye çiviliyor" diye sasirip kalirlardi.
Bugün kasaba ve köylerde, kentlerde niye nalbant yoktur? Çünkü artik hayvanlar çiftte çubukta ve diger hizmetlerde kullanilmaz olduklari için köylerde, kasabalarda nalbantlik meslegi bitmistir. Hatta hayvanlarin kosuldugu arabalar, sabanlar, dögenler kalmamistir. Bunlarin yerlerini makine ve motorlu araçlar almistir. Ancak Tarim ve Hayvancilik Bakanligi zaman içinde Ziraat Fakültelerinde NALBANT BÖLÜMÜ açilmasi yoluna gitmistir. Bundan birkaç yil önce gazetelerde Ziraat Fakültesi mezunu nalbantlarin is aradiklarina iliskin haber okumustum. Aradiklari nalbantlik isini buldular mi bulamadilar mi bilmiyorum. Ancak birkaç gün önce Cumhuriyet Gazetesi'nde "ÜNIVERSITELI NALBANTLAR AVRUPA BIRLIÄzINE GIRDILER" baslikli bir haber okuyunca Avrupa'ya nalbant yetistirdigimizi düsündüm. Konuya iliskin haber Eskisehir'den verilmisti. Eskisehir muhabiri Can Hacioglu'nun geçtigi haber söyleydi:
"Eskisehir'in at çiftlikleriyle ünlü ilçesi Mahmudiye'de devlet eliyle yürütülen çalismalarda son on yilda 21 AT ÇIFTLIÄzI kuruldu. Osmangazi Üniversitesi'nce ilçede açilan Meslek Yüksekokulu At Isletmeciligi ve Nalbantlik Bölümleri'nden bugüne kadar 80 kisi mezun oldu. Çogu çevredeki tesislerde nal çakarak para kazanmaya basladi bile.
Basta Fransa olmak üzere birçok ülkede 10 bin Avro maasa kadar kendilerine is bulanlar da var." Mahmudiye Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Hasan Çaliskan: "5 yil önce kurulan Meslek Yüksekokulu At Isletmeciligi ve Nalbantlik Bölümü'ne çevreden kiz ögrenciler bile ilgi göstermeye basladilar" diye açiklamada bulundu.
Avrupa ülkelerinde at nali çakarak ayda 25 bin Türk Lirasi maas alani Türkiye üniversitelerinden mezun nalbantlar bu meslegi diriltmede öncü olmuslardir. Nereden nereye? Cumhuriyetin ilk yillarinda nalbant bulamayan Türkiye, bugün Avrupa ülkelerinin nalbantlik ihtiyacini karsilar durumdadir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol