Cumhuriyeti kuranlar ülkeyi bütünü ile ele alip kalkinmaya, sanayilesmeye gitmislerdir. Devlet- Halk isbirligi daha o yillarda baslamistir. O yillar ki halkin en yoksul ve bitkin oldugu yillardir. Zira 1912 de baslayip 1922 de biten bir on yillik savas süreci yasanmisti. Bu süreçte halka egitim ve saglik hizmetleri verilmemistir. Tarim büyük ölçüde ihmale ugramis, sanayi olmadigi için söz konusu degildi. Ancak Yeni Türkiye'yi bir yerden alip bir yere götürmeye kararli, imanli, yürekli yöneticiler vardi ve onlarin basinda ATATÜRK bulunuyordu. Vatani kurtaran, devleti ve Cumhuriyeti kuran kadro kalkinmaya, halki gerilikten, sefaletten kurtarmak için nereden baslayacagini biliyordu. Onlar için okuma yazma, egitim, hastaliklarla mücadele, seker, bez, kâgit, silah ve uçak fabrikalari kurmak birinci hedefti.
Netekim 1925 yilinda Uçak Otomobil ve Motor Türk Anonim Åzirketi kuruldu. 1928 yilinda ise Türk Alman isbirligi ile uçak yapimina baslandi. 1932'de Kayseri'de uçak fabrikasi kurulup faaliyete geçti. Türkiye'nin uçak yapimi 1950'li yillarin basina kadar sürdü. Bu süreçte Türkiye 250 dolayinda uçak imal edip, bir kismini Yunanistan'a satti. Bu arada Ankara Etimesut uçak fabrikasinda 125 tane Tarim ilaçlama uçagi üretildi. Tabii bu uçaklari kullanmak için de ülkede "Uçak Makinist Okulu", Türk Kusu Okullari açildi. Nuri Demirag gibi bir is adami da kendi imkan ve girisimi ile Kayseri'de uçak fabrikasi kurup, uçak imal etmeye basladi. Uçak sanayi gelisirken öbür taraftan Alpullu ve Usak'ta seker fabrikalari, Nazilli de bez fabrikasi, Bursa'da Merinos fabrikasi, Karabükte Demirçelik Fabrikasi kuruldu. Bütün sanayi kollari yogun biçimde çalisirken, Türkiye kendi ihtiyacini kendi fabrikalarindan karsilama yolunda epey mesafe almisken ve özellikle silah ve uçak yapiminda belli bir yere gelmis iken 1940'li yilarin sonuna dogru Amerikalilarla yapilan bir Yardimlasma Anlasmasi uçak ve silah sanayinin sonunu getirdi.
12 Temmuz 1947 tarihinde Türkiye, bu anlasma ile saglanan 354 milyon dolarlik ekonomik ve askeri yardim Türkiye'yi Amerika ile sarmasdolas hale getirdi. Yardim tarihte Amerika Disisleri Bakani Marshall Plani olarak anildi. Ve kisa sürede Türk halkinin agizinda söylenir oldu. 615 milyon dolar yardim isteyen Türkiye yukarda da zikrettigimiz gibi 354 milyon dolarla yetindi ve bu Yardin Anlasmasi ile Türkiye avci uçaklari, top ve tanklar yaninda agir silahlar aldi. Amerika bu meyanda Türkiye'ye kullanilmis 4 deniz/alti bagisladi. Ancak Türkiye'nin uçak ve silah sanayi bu anlasma ile 1950'li yillarin basinda tarihe havale edildi. O sira bile Türkiye Avrupa ülkelerinden uçak siparisi aliyordu. Amerika'nin, "Siz uçak ve silah yapmayin, ben size veririm" demesi üzerine Menderes Hükümeti Cumhuriyetin Silah Sanayinin tasfiye etti. Uçak fabrikalari Türk Traktör Åzirketi'ne devredildi. "Siz silah, uçak yapmayin, ben veririm" sözü ile Türkiye silah baglaminda Amerika'ya bagimli hale gelmisti. Kibris Harekati sirasinda Türkiye bu bagimliligin acisini çekti. Çünkü Amerika "Benim, size verdigim silahlari kullanamazsiniz" dedi ve bize silah ambargosu uygulamaya basladi. Halen de bu konuda Amerika'ya bagimli olmaktan kurtulmus degiliz. "Yanlis hesap Bagdattan döner" derler ama bu hesap bir yerden dönmüs degiliz. Kendimizi bu tuzaktan kurtarmak için büyük mesai sarfediyor, büyük harcamalar yapiyoruz. Ne diyelim? Ülke yönetiminde gaflet içerisinde olmamak gerekir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol