TÜRKIYE BU "TARIM DEVRIMI"NI YAPABILECEK MI?

Türkiye geçmiste “Tarim Ülkesi”, “Köylü Memleketi” olarak söylenip anilirdi. Ülke nüfusunun yüzde 80’i köylerde yasardi. Disariya satabildigimiz de tarim ürünleri idi. Tütün, pamuk, findik, incir, üzüm sattiklarimizin basinda geliyordu.
Bugün de Türkiye, Avrupa ülkelerine, Amerika’ya göre bir sanayi ülkesi degildir. Gerçi nüfusun yüzde 70’e yakini kentlerde yasamaktadir ama onlar gerçek anlamda kentli degildirler. Åzartlar gerektirdigi takdirde göç ettikleri kirsal kesim alanlarina dönebilmektedirler. Netekim 2-3 yil önce çiftçilikten kopup da kentlere göçenlerin 500 bini tekrar köylerine dönmüslerdir. 
“Çok partili hayatta tarim ve köyler siyasi çikar, ikbal ve iktidar için çok istismar edilmis bir kesimdir. Kirsal kesim iktidarlar için Oy Deposu olarak görülmüstür. Bu yüzden radikal çözüm bekleyen çiftçi sorunlari gözardi edilmis, çözümsüz kalmistir. Bugün itibariyle tarim Türkiye’nin en sorunlu alanidir. Sayi itibariyle kalabalik bir kesim, verim itibariyle sorunlu bir alan.. Bu yüzden Avrupa Birligi Türk tarimini oldukça sorunlu görmekte, Türkiye’nin bu kesimde köklü çözümlerde bulunmasini isteyip durmaktadir. 
Bugün ülkemizde 5 milyonun üstünde çiftçi vardir. Bu insanlarin tarim alaninda yarattigi ulusal deger 60 milyar dolar civarindadir. Bir baska biçimde ifade edecek olursak Türkiye’de 23 milyon çalisanin yüzde 8’i köylerde, tarim kesiminde yasamaktadir. Avrupa tarim alaninda çalisanlarin bir milyona çekilmesini istemektedir. Yani bir milyon çiftçi Türkiye tarimina yetecektir. Ikincisi, Türkiye’de tarimda verim çok düsüktür. Bunun için parça buçuk arazileri birlestirmek, Avrupa ölçüleri büyüklügüne yaklastirmak gerekir ki bu büyüklük yani her bir arazi parçasi ortalama 16-17 hektar (170 dönüm) dolayinda olmalidir. Oysa ülkemizde en büyük arazi parçasi 6.5 hektar (60-70 dönüm)dür. Bunun için Avrupa Birligi Türkiye’de Arazi Toplulastirmasi, mülkiyet düzenlenmesi, arazilerin parçalanmasinin önlenmesini istemektedir. Olayin en önemli sorunu budur. Türkiye muhafazakâr bir kesimde bunu nasil yapacaktir? O konu henüz ele alinmis, halka da açiklanmis degildir. Üzerinde 25-30 ülkenin bulundugu koskoca Avrupa’yi 2 milyon çiftçi beslerken ve 400 milyar dolarlik bir deger yaratirken Türkiye’de 6 milyon çiftçinin 60 milyar dolarlik bir deger yaratmasi gülünç bulunmaktadir. Amerika ise Avrupa’dan 3 misli daha fazla üretim yapmaktadir. Buna göre Avrupa tarimi Amerika’dan, Türkiye tarimi Avrupa ülkelerinden geridir.” 
Dogalki Türk tariminda baska sorunlar da vardir. Sözgelimi ülkemizde Ekim Planlamasi yoktur. Sulama teknik ve bilgisi yetersizdir. Kendi iklim sartlarimiza uygun tohum gelistirememisizdir. Çiftçiye saglanan destekler realize edilememistir. Gelenekçi bir tarim politikasi Türkiye’nin önünde, Avrupa Birligi’nin gündeminde çözüm beklemektedir. Bu mutlaka çözülecektir, fakat bunu kim yapacaktir? Halkin hosuna giden politikalar uygulayan sag iktidarlarin bu Tarim Devrimi’ni yapmasi zordur. Bu yapilmadikça da köylünün, çiftçinin sefaletten, borçtan kurtulmasi, fazla üretim yapmasi mümkün degildir. 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol