TÜRKİYE BİLGİ TOPLUMU OLMAKTA GERİLİYOR

Devletleri karikatürize ettikleri gibi toplumları da gelişmişlik ve bilgi yönünden değerlendiriyorlar. Yıllar önce bir yabancı gazetecinin "AMERİKA MEYDAN OKUYOR" adlı kitabını okumuş, toplumların sınıflandırılmasını orada görmüştüm. Gazetecinin yaptığı sosyolojik sıralama idi. Geri Kalmış Toplum, Azgelişmiş Toplum, Sanayi Toplumu (Endüstri Toplumu) ve Endüstri Ötesi Toplum ve Bilgi Toplumu: Bu sıralama  geri kalmışlık ve gelişmişlik açısından toplumların konumunu belli etmektedir. Türkiye bu toplum çeşitlerinden hangisine girmektedir? Dünyada 20 büyük ekonominin içinde yer almaktayız. Ancak toplum olarak neredeyiz? Bilgi, Sanayi yani Endüstri Toplumu olmadığımıza göre öbürlerinden biriyiz demektir.
Türkiye Uluslararası Telekomikasyon Birliği'nin “BİLGİ TOPLUMU GELİŞMİŞLİK ENDEKSİ” verilerine göre ülkemiz 2011 yılındaki durumu itibariyle 157 ülke içinde 66'ncı sırada yer almaktadır. Ancak Türkiye bileşim teknolojilerine erişim ve kullanım bakımından Avrupa ülkeleri arasında en hızlıdır. Bu konuda 68'nci sırada yer almaktadır. Bunun bir gerileme olmadığı söylenmektedir. Türkiye Gelişmişlik açısından daha önceki yıllarda elde ettiği konumunu yani 55.ci sırada kalmayı korumuştur. Bölgeler arası değerlendirmelerde ise Türkiye Gelişmişlik Endeksinde 157 ülke sıralamasında en sondan ikincidir. Bir bilgiye göre sıralamada Arnavutluğun önündedir. Yani özetle Türkiye BİLGİ bakımından geri bir ülkedir. Gerilemeye de devam etmektedir.
İnternet Sayfalarını karıştırmada, Cep Telefonlarını kullanmada Avrupa ülkeleri içersinde önde olan Türkiye'nin bilgi bakımından geride kalması düşündürücüdür. Türkiye'de insanların internet sayfalarından bilgi edinmedikleri, tıklayıp geçtikleri, cep telefonlarında havadan sudan konuştukları anlaşılmaktadır. Bu ciddi bir sorundur.
Bu bilgilerin ışığında şu anlaşılıyor ki Türkiye'de insanlarda KİTAP BİLGİSİ yoktur. İnsanlar İşitsel, Görsel Bilgi ile işlerini görmektedirler. Oysa Batılı ülkeler bu tür bilgilenmeyi yüzlerce yıl önce geride bırakmışlardır. ŞİFAİ BİLGİ devri geçmiştir. İnsanlar doğrudan BİLGİNİN KAYNAĞI'na gitmekte, suyu kaynağından içmektedirler. Fakat ne hazindir ki toplumun bu acıklı hali karşısında kimse bir tepkide bulunmuyor. "Kalk bir şey söyle demiyor. Oysa daha büyük bir bilgilenmeye doğru gidiyor."
Türkiye insanlarına neyi, nasıl öğretiyor? Yoksa insanlar, özellikle genç kuşaklar CEHALET'i mi tahsil ediyorlar? Uluslararası Bilgi Seviyesi'nin altında bulunuyoruz. Bu gösterge yaşı yüzyıla yaklaşmış Cumhuriyete yakışmıyor. O nedenle genç kuşaklara bilgi kaynaklarına gitmenin gerekliliğini öğretmeli, dünyanın bilginin hükmü ve gücü altında olduğunu öğretmeliyiz. Yoksa, uluslararası anketlerde daha aşağılara, Arnavutluğun gerisine de düşme ihtimalimiz vardır. Bugün ileri ülkeler bilgi ve teknoloji satarak bütçelerini kabartıyorlar, refahı arttırıyorlar. Bizim bu duruma gelmeye çok ihtiyacımız var. Yoksulluğun, işsizliğin arttığını unutmamak lazımdır. Karnın doymuyorsa, beynin bilgi ile ısınmıyorsa dünya senin için güzel değildir. Böyle biline.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol