"Taşeronların ne olacağı belli değil"

TÜRK-İŞ'e bağlı Tes-İş Sendikası Edirne Şubesi'nin Temsilciler Kurulu toplantısı şube binasında Genel Başkan Yardımcısı Ersin Akma'nın başkanlığında gerçekleşti.
Örgütlenmeden toplu iş sözleşmesine, iş yerlerinde karşılaşılan zorlukların değerlendirilip çözüm önerileri ele alınırken, Akma, taşeronların durumları için de "Muallakta ne olacağı belli değil" dedi.
Tes-İş Sendikası Edirne Şubesi'nin Temsilciler Kurulu Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli ile ilçelerinde örgütlü olduğu işyerlerinin temsilcileri, yönetim ve denetim kurulları Edirne Şubesi'nde biraraya geldi. Genel Başkan Yardımcısı Ersin Akma görüşmeler öncesi açıklamasında şunlara yer verdi:
"DSİ, elektriğin üretim iletim dağıtımını kapsayan işyerlerindeki yönetim ve denetim kurulu ile baş temsilcilerle birlikteyiz. TREDAŞ'ta dağıtımda farklı kendine özgü sorunları var. DSİ'de yine taşeronla ilgili sorunlar var. Bu sorunları değerlendireceğiz. Yasalarda bir takım değişiklikler yapılması söz konusu. TREDAŞ'ı da şu anda toplu sözleşme kapsamı içine alamadık. 21 dağıtım bölgesinin içinde sadece bu TREDAŞ bölgesi kalıyor.
Onun üzerine de şube kendi üzerine düşeni yaptı. Epey üyemiz bulunuyor. Buraya da tekrar örgütlenme çalışmalarının hangi aşamaya geldiğini, en kısa zaman toplu sözleşme yapılarak taçlandırılması için uğraşacağız. Bu konuda da değerlendirme yapıp geline noktayı kendilerine aktaracağız.
"İşçi memur karışımı melez bir şey"
DSİ'de merakla bekledikleri, hükümetin de gündeminde olan taşeron devletin kadroya alınması olayı. Bununla ilgili de olay ne tarafa doğru evrilir? Başbakan Ahmet Davutoğlu varken o değişti, yerine yeni hükümet geldi. Başından itibaren devlet daima küçülmeyi istiyor. Fazla insan sayısı ile çalışmak istemiyor. İşçi memur karışımı melez bir şey yani ne işçi ne memur o pozisyonda istihdam olayı. Sendikalar bunun takipçisi TÜRK-İŞ üzerinde çalışıyor, hükümetle görüşmeler yapıyor. DSİ, TEİAŞ gibi yerlerde bunların asıl işi yapanların normal yasaya da uygun şekilde işçi statüsünde değerlendirilerek, normal işletme toplu iş sözleşmesinden de faydalanmalarını sağlamak istiyoruz. Bu doğrultuda çıkan o yasaya itirazımız var. Sorunlarımızı da tartışarak genel değerlendirmesini yaparak sohbet toplantısı şeklinde görüşeceğiz."
Örgütlenmedeki süreç
Örgütlenmede süreci değerlendiren Akma, Zaten global dünya düzeninde olağanüstü haksızlıkla gidiliyor. Korkunç ileri teknoloji sayesinde tüm dünyaya yetecek kadar anormal bir üretim bolluğu var. Ama ve acımasız bir rekabet ortamı var. Dolayısıyla kar marjları devamlı aşağı doğru düşüyor.
Gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkelerle yarışması son derece zorlaşıyor. Tüm dünyada zaten çalışanlar aleyhine denge son derece bozulmuş durumda. Fakat gelişmekte olan ülkelerde bu daha belirgin halde. Bu yarışın içinde gelişmiş ülkeler ileri teknolojiyi kullanarak kul ve insan gücüne daha az ihtiyaç hissediliyor. Hükümetlerin politikalarıdır bunlar. Türkiye'nin çok özel bir durumu da var. Türkiye'de 4 milyon yabancı var. 3 milyon civarında Suriyeli var. Belli ölçüde bunlara çalışma izinleri de verildi. Kayıt dışı çalışanlar yok mu? Özellikle niteliksiz yerlerde asgari ücretin de altında rahatlıkla çalıştırılabilen bir ortamda, 3,5 milyon işsizliğin olduğu bir ortamda dediğim gibi o acımasız rekabetin olduğu ve burada da olabildiğince elektriğin de pahalı olduğu ve ülkenin büyük bölümünün savaş halinde olduğu yerde dolayısıyla yarışabilmek için olağanüstü zorlanıyorsun. Sendikal hakları almak ya da vermek o kadar kolay olmuyor. Örgütlenmenin önündeki yasal sıkıntılardan ziyade burada yasal olarak tanınan hakları dahi uygulamakta olağanüstü zorluk çekiliyor. Olabildiğince daha ucuza insanları çalıştırarak ihracatını sürdürme cihetine gidiyor. Türkiye sadece batı ülkelerine ihracat yapıyor.
Bu genel ekonomiyi bozuyor, tümden bunlar bize kriz olarak yansıyor. Gelişmekte olan ülkelerin birçoğuna bakın hepsinde 10- 20 sene evveline göre hep örgütlenme aşağılarda kalmıştır. Şu anda taşeronların statüsü belli değil. İşçi mi, yoksa memur sendikalarına mı üye olacaklar? Durumları muallak ne olacağı belli değil."