TIPIK BIR HALK AYDINI OLAN HASAN TUNA ÜZERINE

Hasan Tuna, Kirklareli'nin Elmacik Köyü'nden. Rumeli kökenli. Uzun zaman Istanbul'da çalismis. Çesitli islerde bulunmus. Okumus okumamis, zengin fakir, köylü efendi kisileri tanimis. Onlarin içinde, aralarinda, bazen islerinde bulunmus. Ancak ben kendisini çok tanimis degilim. Hikayesini birilerine anlatmaya kalkmis, fakat sonunda bakmis ki hikayesinin üstünde baskalarinin adi var. Åzasirmis kalmis. Herhalde bu isin raconu böyle diye düsünmüs. Bu da bir "DERS" demis kendi kendine, ögrenmek ömür boyu diye söylenmis.
Ben, Hasan Tuna'yi ünlü Romanyali Yazar Panait Istirati'nin kitaplarindaki kahramanlara benzetirim. Karanligi hayatin içinde, insanin beyninde görerek yasamis. Kendince bir felsefe sahibi olmus. Ve sonuçta kendisini yetistirmis ve bu yüzden bir "YALNIZ ADAM" olmus. Bizim toplumda Yalniz Adam, anlasilmayan insandir. Hasan Tuna, bilgisiyle, olaylara bakis açisiyla, olaylari yorumlayis biçimi ile yasadigi yerlerde, çevrelerde ve ortamlarda anlasilmasi zor bir insandir. Adamin Kitap Bilgisi yok ama filozofik düsünce tarzi var. Bu tür bir yapiyi yine halktan biri olan Åzair Mülayim Tirfil'de görürüm. O da bir HALK AYDINI'dir. Halk Aydini okumamis, fakat kendini yetistirmis insandir. Köylerde bu tür insanlara Çariklierkanharp derlerdi. Åzimdilerde bu söylenmez olmustur. Çünkü herkes kendini "BILEN" yerine koymustur. Onun için Hasan Tuna'nin aklina, bilgisine köyünde ilgi ve itibar görülmez. Bundan dolayi HASAN TUNA ve Hasan Tuna gibiler halkin içindedirler ama yalnizdirlar. Mesela ATATÜRK "TEK ADAM" degil, ayni zamanda YALNIZ ADAM'di. Hâlâ anlasilmis degildir. Anlayacagimizi da sanmiyorum.
Hasan Tuna zeki, akilli, espritüel ve rahat konusan bir insandir. Beyni aydinlik, gerçekleri çiplak, sözleri berrak, düsünceleri açik bir KÖY AYDINI'dir. Tabiati (Dogayi) okumus, anlamis bir insandir. Bilinçli bir TEMA'cidir. Doganin dilinden anlar. Yani Hasan Tuna, bana göre bir DÜÅzÜNCE ADAMI'dir. Konusurken felsefe yapar, mantik yürütür, dinleyene ince ayar ders verir, düsündürür. Tabii dinleyen düsünmeyi bilirse Hasan Tuna'nin söylediklerinden ders alir. Ama o insana ders verir gibi konusmaz. "Böyle düsünüyorum" der ve geçer.
Tabii Hasan Tuna'nin kitabindan söz etmek isterdim ama bana göre bir kitabin iki sahibi olmaz. Birisinin kitabin kendine ait oldugunu kanitlamasi lazimdir. Onun için kitabina deginmeden Hasan Tuna'yi anlatmaya çalisiyorum.
Eskiden köy ile kasaba arasinda gidip gelen, haber getirip götüren insanlar vardi. Ben onlari AYLAK ADAM olarak nitelendirmisimdir. Åzimdilerde Türkiye'de bu tür adamlar da kalmadi. Ne kasabanin UÄzRAK YERLERI var ne de köyün buralara ugrayacak, köyden haber verecek, kasabalidan bilgi alacak AYLAK ADAM'i var. Bu nedenle Hasan Tuna Yeni Dönem'in adamidir. Yeni dönemde ne köylü kentliye benziyor, ne de kentli köylüye.. Farkin kayboldugu bir zamandayiz. Hasan Tuna bu farki fark ettirmeyen bir insandir. Bana göre Tuna ne kentli ne de köylüdür. Köy ile kent arasinda bir köprüdür. Hasan Tuna köyde olup kentte sosyal bir insandir. Beyninde "DEÄzIÅzIM DÜÅzÜNCELERI" olan biridir. Ekonomik düsünceli, sosyal nitelikli olmasi onu görüstügü, konustugu insandan çok farkli kilan bir özelliktir. Hasan Tuna ile tanisir, konusursaniz göreceksiniz ki size benzemeyen bir insandir. Kendine özgüdür. Kendi tarifesiyle konusur, çalisir, yasar. Bundan dolayi tipik bir köylü ve Halk Aydini'dir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol