"Tarihini unutan bir millet yok olmaya mahkumdur" diyen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarihin bir ülkede yaşayan vatandaşlar için ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Endüstriyelleşen medya ve televizyon sektöründe son 10 yılda yapılmış ve yazılmış ses getiren pek fazla eser bulunmamaktadır. Belli başlı eserlere bakıldığında Sinemadaki Fetih1453, Roman olarak şu çılgın Türkler güncel programda "Muhteşem Yüzyıl" dizisi olarak görülüyor.Bu eserlerle birlikte Türk halkının tarihe duyduğu ilgi kitap satışlarını da olumlu yönde etkiliyor. Ses getiren tarihi eserlere bir yenisi olarak Murat Tuncel'in kaleme aldığı "Osmanlılar 1- Trakya Güneşi" adlı kitabı da bunlardan biri olarak gösteriliyor.
Yazarın, Azra Erhat'ın "Eğer biz bu topraklar üzerindeki taşları konuşturabilirsek, dünya bizi daha iyi tanır" sözünden esinlenerek kitabını yazmaya başladığını ifade ettiği Osmanlılar 1- Trakya Güneşi, 2011 Kasım ayında basıldı.Tuncel, yıllarını aldığı söylediği kitabı yazarken İsmail Hami Danişmend'in kronolojik "Osmanlı Tarihi"nden yararlandı. Kitabın tanıtım bülteninde şunlar yer alıyor:
"Osmanlı Devleti'nin kurucularından Orhan Gazi, hükümdarlığı döneminde ordu komutanlığını oğlu Süleyman Paşa'ya verir. Genç yaşında yaptığı fetihlerle Trakya topraklarına geçişi sağlayan Şehzade, Trakya Güneşi adıyla anılmaya başlar. Bu sırada Bizans topraklarında Palaiologos ile Kantakuzinos arasında süren taht kavgaları devleti zayıf düşürmüştür. Konstantinopolis gelen tehlikenin büyüklüğünü fark ettiğinde iç karışıklıklardan kurtulup karşı hamle yapmaya kalkar, ancak etrafı çevrildiği ve hareket alanı daraldığı için çaresiz kalır. Rumeli topraklarında fethedilmeyen Bizans kalesi bırakmayan Süleyman Paşa, bir av kazasında talihsiz bir şekilde hayatını kaybettiği için tahta onun yerine kardeşi Murad Han çıkar.
Dünya tarihinin son büyük imparatorluğunun Anadolu'dan Trakya ve Balkanlar'a geçişini anlatan bu romandaki tüm tarihi karakterler, Murat Tuncel'in sözcükleriyle okura iç dünyalarının kapılarını açıyor. Tuncel, ustalıkla kullandığı epik dili sayesinde bazen bir dağı, güneşi, bulutları bazen de kuşatılmış bir kalenin içinde ve dışındakilerin korku ve umutlarını konuşturuyor. Trakya ile ilgili kitapta okunanlar ışığında bugünümüzle dünü mukayese edebilecek yarınımızla ilgilide tespitler yaptıracak nadiren rastladığımız Trakya ile ilgili bir roman. Osmanlı zamanındaki Trakya'yı okurken yaşadığımız çoğrafya'nın ne kadar kutsal olduğunu ve her bir karış toprağında bir mücize ve yaşanmış hikayeler olduğunu anlamak mümkün. Anadolu ve Trakya'nın kavuştuğu İstanbul ve Çanakkale boğazlarının iki tarafınında anlatıldığı bu kitapta Trakya'daki dedelerimize, Osmanlı zamanındaki Trakya mimarisine, Osmanlı zamanında gelenek örf ve adete her şeyin ince bir çizgide anlatıldığı sürükleyici bir tarih romanınından çok geçmişe ayna tutan 6 kitaptan ve 535 sayfadan oluşan bir tarihçe.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol