Türkiye'nin çevresi, sorunu ve Ortadoğu

Türkiye, Avrupa ve Asya'da toprakları olan bir ülkedir. Aynı zamanda Asya. Afrika ve Avrupa kıtaları ortasında Batı'dan Doğu'ya. Doğudan Batı'ya geçiş yolu üzerindedir. Geçmişte bu yola İpek Yolu deniyordu. Avrupa'dan Asya'ya. Asya'dan Avrupa'ya gidiş gelişler bu yoldan yapılıyordu. Ortadoğu bu geliş gidişlerin Durak Yeriydi. Kervanlar, yayalar, taşıt araçları İpek Yolu'nun devamlı müşterisi idiler. Bu neden ileri geliyordu?

Ortadoğu dünyanın en stratejik coğrafi bölgesidir. Yeraltı, yerüstü kaynakları yönünden, çorak ve kurak yerleri olmakla beraber, oldukça zengindir. Fırat ve Dicle'nin suladığı araziler bir zamanlar Ortadoğu ülkelerini beslemiştir. Anadolu ve Mezopotamya çiftçileri, çiftlik sahipleri Afrika'nın yoksul Zencilerini bu arazide çalıştırırlardı. Kaldı ki Ortadoğu Kutsanmış Topraklara da sahip olmakla bir ayrıcalık, bir dokunulmazlık kazanmış ender yerlerdendir. Buralarda büyük ve fetih yapan devletler vardı. Zenginlikleri ile ünlenmiş kentler göz kamaştırıyordu. Kısaca Ortadoğu'da Militarist devletler, ülkeler yanında emperyalist ülkelerin sömürüsü konumunda olanlar da vardır.

Ortadoğu'nun hakimi güçlü kabileler yanında güçlü devletlerden Araplar (Emeviler, Abbasiler, İran ve Osmanlılar) idi. Osmanlılar 400 yıl Ortadoğu'yu kontrol etmişlerdir. Osmanlılardan sonra Ortadoğu'ya İngilizler hakim olmuşlar, Arap kökenli büyük ülkeleri bölerek parçalamışlar, Gecekondu ülkeler meydana getirmişlerdir.

Cumhuriyet Döneminde Türk Hükümetten özellikle Arap ülkelerine mesafeli kalmışlardır. Bu politikaya Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet inönü özen göstermişlerdir. Bunun bir değil birçok nedeni vardır. Ancak Atatürk ve inönü'den sonra gelen Çok Partili Donem Hükümetleri Yakın Çevre Anlaşmalarına dikkat etmişlerse de Arap siyasetçilere olan mesafeyi daralmışlardır. Kardeş Hükümetler Politikası izleyerek bugüne gelmişlerdir. Adnan Menderes. Bülent Ecevit ve bu Arap Politikası Geleneğini takıp edenler durumu bugüne getirmişlerdir.

Bugün Araplarla ciddi sorunlarımız vardır. Arap idareciler, Arap siyasetçiler yüksek ölçüde Devlet Adamı değildirler. Bazı durumlarda Devlet Politikasından uzak-laşabiliyorlar. Son zamanlarda Araplarla sürdürülen ilişkilerde ciddi kırılganlıklar olmuştur. Nitekim çevre ülkelerden bazıları ile aramız açılmıştır. Anlaşmalara duyulan güven yara almıştır.

Bu durumda zaman içerisinde Mustafa Kemal Atatürk'ün bu ülkelerle yaptığı anlaşmaların dayandığı tarihsel gerek ve gerçekler gündeme getirilmeli, güncelleştirilmelidir. Türkiye'nin Çevre Ülkelerle barış içerisinde kalmaya, iyi ilişkiler kurmaya ihtiyacı vardır.

Bugün Ortadoğu iki güçlü devletin çıkar mücadelelerine sahne olmaktadır. Türkiye bu mücadelelerin neresindedir? Türkiye açısından Ortadoğu ciddi riskler taşımaktadır. Amerika-Rusya açısından Ortadoğu'da dengeler ciddi biçimde bozulmuştur. Şimdilik sağduyu Ortadoğu'da barışı koruyor görünüyor. Ama nereye kadar? Bu bakımdan Ortadoğu'yu muhtemel bir ateş çemberinden kurtarmak gerekir. Ülkemizin bu bağlamda çok temkinli, çok dikkatli olması gerekiyor. Ve gıdım gıdım Ortadoğu sorunlarından arınmaya bakmamız yararlı olur. Ortadoğu sorunumuz varsa, bu sorunu NATO üzerinden çözmeye bakmalıyız. Yinede her şeyi büyüklerimiz bilir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol