"ÜÇ KİŞİLİK MİLLİ EĞİTİM ORDUSU"

Bazı okuyucularım, "Birkaç konuya daha fazla ağırlık verip yazıyorsun" diyorlar. Bunun nedeni ne ola ki, diye soruyorlar.
Yazılarımda öne çıkardığım konular vardır. O konuların başında MUSTAFA KEMAL ATATÜRK gelir. Biz Mustafa Kemal'i tanımıyoruz. Onu yarım sayfalık bilgi ile anlattığımızı sanıyoruz. Düşünmüyoruz ki dünya Mustafa Kemal için sayfalar dolusu kitaplar yazıp anlatıyor. Biliyor musunuz, dünyada hakkında en fazla kitap yazılan Atatürk'tür. Atatürk'e ait bir kelime söyleyin, o kelimenin anlattığı Atatürk 200 sayfalık kitap olur. Bana göre Mustafa Kemal Atatürk yazmakla, anlatmakla bitmeyen bir konudur. Nitekim Türkan Erkin adlı bir yazar hanım 05.03.2001 tarihinde Cumhuriyet'te yazdığı bir yazıda Mustafa Kemal'in "ÜÇ KİŞİLİK MİLLİ EĞİTİM ORDUSU"ndan söz etmekte idi. "ÜÇ KİŞİLİK MİLLİ EĞİTİM ORDUSU" sözüne şaşırdınız değil mi? Tahmin ediyorum. Anlatayım.
Mustafa Kemal'in birçok özelliğinden biri de iyi bir SEÇİCİ olmasıdır. Mesela o, Türk Devrimi'ni üç Milli Eğitim Bakanı ile yapmıştır. Milli Eğitim Sistemi'ni bu üç Bakan ile kurmuştur. Kimdir bu üç Milli Eğitim Bakanı?
"VASIF ÇINAR, MUSTAFA NECATİ, REŞİT GALİP." İsmet İnönü ise Milli Eğitim'i Hasan Ali Yücel'e teslim etmiştir. Hasan Ali Yücel, Atatürk'ün üç kişilik Milli Eğitim Ordusu dediği üç bakanın kurup geliştirdikleri EĞİTİM SİSTEMİ'ni devralmıştır. Ancak unutmayın ki Hasan Ali Yücel de Devrimci, REFORMİST bir Milli Eğitim Bakanı'dır. Onu gerçekte harcayan İnönü değil, partinin demagoglarıdır. Bu değerli insanı çok partili hayata kurban etmişlerdir. İnönü, Hasan Ali Yücel'i harcamamıştır ama harcanmasına göz yummuştur.
Şu bir gerçek ki, Osmanlı Devleti'nin batış yıllarında çok inançlı, bilgili ve bilinçli aydınlar yetişmiştir. Cumhuriyet'i bize anlatan onlar olmuştur. Hala onları okuruz. Yakup Kadri'yi, Halide Edip'i, Reşat Nuri'yi, Falih Rıfkı'yı okumayanlar Atatürk, İnönü yıllarını anlatamazlar. Kemal Tahir de bu dönemin yazarıdır ama onun çizgisi ayrıdır. Atatürk'ün Milli Eğitim Bakanları Cumhuriyet'ten önce doğmuşlardır ama Cumhuriyet yıllarında yetişmişlerdir. Tabii Cumhuriyet'i anlatacak, Cumhuriyet'in başka yazarları da vardır. Onlar da yaşadıkları dönemi anladıkları, bildikleri kadar yazıp anlatmışlardır. Siz "Demokrasi budur, şudur, odur" deyip, yazıp anlatan olduğunu hiç okudunuz mu? Oysa cici demokrasimiz bir söyleyenden, bir dinleyenden ibarettir. Geçenlerde İl Genel Meclisi'nden "YEREL PARLAMENTO" diye söz ettiğimde bir okuyucum yanlış yazdığımı söyledi. Demek ki YEREL DEMOKRASİ'den haberi yok. Okuyucum demokrasiyi bilenlerin yukarı kattakiler olduğunu biliyor. Haklıdır, demokrasiyi yıllardan beri seçilenler adına seçilenler yapmaktadır.
Neyse, yazımın konusu DEMOKRASİ değildi ama oraya kadar uzandık. Oysa konumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün  "ÜÇ KİŞİLİK MİLLİ EĞİTİM ORDUSU" idi. O üç kişiyi bir daha yazayım: Biri, Mustafa Necati, iliğine kadar devrimci, ikincisi Mustafa Kemal'e karşılık verecek kadar cesur olan Reşit Galip, üçüncüsü Mustafa Kemal'in her gün görmek istediği, Milli Eğitim'in nasıl gittiğini sorduğu Vasıf Çınar. Bugün Cumhuriyet Hükümeti'nin Bakanları'nın adlarını biliyor muyuz? İsterseniz sokaktaki insana bir sorun bakalım, ne diyecek?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol