UFUKTA ZAFER YOKKEN MILLI MARS'A IHTIYAÇ DUYULDU

Milli mücadelede halki düsmanla savasa hazirlayan Yerel Kongreler olmustur. Burada yapilan konusmalar kongrelere katilan delegeler tarafindan halka anlatilmistir. O sira düsmanla savasacak bir ordu yoktu ama milli mücadele komutanlari bir orduya ihtiyaç oldugunu öncelikle düsünmüslerdir. Fakat ordunun kurulmasindan önce, çok ilginçtir, ISTIKLAL MARSI’na ihtiyaç duymuslardir. Zira Osmanli Devleti’nin Milli Marsi hiçbir zaman olmamistir. Marslar Padisahlar için yazilmistir. Sözgelimi Abdülhamit için yazilmis iki mars vardi ve marslarin sonunda “Padisahim Çok Yasa” deniyordu. Buna göre Osmanli Sultani her seyin üstünde ve önünde idi. Vatani kurtarmaya, düsmanla savasmaya karar veren Milli Mücadele Komutanlari ise bagimsizlik ve yurdun kurtarilmasi için bir Milli Marsa ihtiyaç oldugunu düsünmüslerdir. Bu amaçla 1921 yilinda Bati Cephesi Komutani Kurmay Albay Ismet Inönü, Meclis ve Ankara Hükümeti Baskani Mustafa Kemal’den aldigi talimat üzerine Milli Mars konusunu görüsmek üzere Milli Egitim Bakani Dr. Riza Nur’a gitti. Ona, “Bize, dedi, Marsayyez (Fransiz Milli Marsi) gibi bir marsa gerek var. Askerlerimizi canlandiracak, costuracak bir mars.. Bunu nasil yaptiririz?” Milli Egitim Bakani da bu isi Bakanlikta Ortaögretim Genel Müdürü Kâzim Nami Duru ile görüsmesini söyledi. Inönü, Kâzim Nami Bey’e gitti. Sonraki yillarda cumhuriyetin önde gelen egitimcileri arasinda yer alacak olan Kâzim Nami Duru, Inönü’nün bu ziyaretini anilarinda söyle anlatmistir:

“Ortaögretim Odasi Müdürlügü’nde oturuyordum. Içeriye bir zat (kisi) girdi. Kendisini bir iskemleye buyur ettim. Oturdu. ‘Ben Bati Cephesi Kurmay Baskani Ismet’ dedi. Ve sunlari anlatti. ‘Orduca karak verdik. Bir Istiklal Marsi istiyoruz” dedi. “Bunu güftesini, bestesini ayri ayri müsabakaya koyarsiniz. Herbirini kazanana besyüz lira verecegiz’ dedi. Ben de emirlerinin hemen yerine getirilecegini söyledim.”

“Öyle de yapildi. Birkaç gün sonra çikan Hakimiyet-i Milliye gazetesinin birinci sayfasinda, “SAIRLERIN DIKKATINE” baslikli Milli Egitim Bakanligi’nin bir Istiklal Marsi baslikli siir yazilmasini isteyen ilani vardi.”

Bundan sonra Istiklal Marsi yazilmasi ve kabulü ile ilgili gelisme Milliyet Gazetesi yazarlarindan rahmetli Turhan Aytul’un anlatimiyla söyle oldu:

“Yarismaya 734 siir katildi. Fakat hiçbiri begenilmemisti. Üstelik o sira Milli Egitim Bakanligi’nda degisiklik yapilmis, Dr. Riza Nur’un yerine Türkçe’yi iyi konusan Hamdullah Suphi (Tanriöver) getirilmisti.

Yarismaya katilan siirler üzerinde yapilan arastirmada, Mehmet Akif’in bulunmadigi anlasildi. MEHMET AKIF böyle bir göreve Besyüz Lira gibi bir para verilmesini onaylamadigi için siir yarismasina katilmamisti.

Milli Egitim Bakani Hamdullah Suphi hemen Mehmet Akif’in dostlarini buldu ve onlardan çok kisa bir zaman içinde yarismaya katilmasini istedi. Öyle de oldu. Mehmet Akif çok kisa zamanda siirini yazdi ve Milli Egitim Bakanligi’na verdi.

12 MART Günü (yani 88 yil önce) bugün Mehmet Akif’in siiri Meclis’te bes kez ayakta okunarak Istiklal Marsi olarak kabul edildi.”

Mehmet Akif, Istiklal Marsi siirini büyük bir vecd içinde, bagimsizlik duygusu ve düsüncesiyle yazdi. Çünkü kendisi zamanin seçkin bir INANÇ ADAMI idi. Çanakkale Savaslari’ni bir sair olarak görmüs ve o meshur ÇANAKKALE SIIRI’ni yazmisti. Mehmet Akif, Istiklal Savasi kazanildiktan sonra, 1925 yilinda, üzerinde çesitli söylentiler ve yorumlar yapilan Misir’a gitti. 1935 yilina kadar orada kaldi. Kahire Üniversitesi’nde ögretim üyeligi yapti. Hastalaninca Türkiye’ye döndü. 27 Aralik 1937 de öldü. Ünlü gazeteci Taha Toros’un yazdigina göre Mehmet Akif sagliginda, “Yemin ederek söylüyorum, ATATÜRK olmasa bu zafer kazanilmazdi” demistir.

Mehmet Akif’i rahmetle aniyor, Istiklal Marsi’ni selamlayarak sözümü onun bir beyiti ile bitirmek istiyorum.

“Sahipsiz vatanin batmasi haktir

Sen sahip çikarsan bu vatan batmayacaktir.”

                                      nazifkaracam@gazetetrakya.com     

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol