Yeryüzünde bir milyarin üstünde insan açlik sinirinin altinda yasamaktadir. Bunlar daha ziyade Afrika ve Asya ülkelerinde yasamakta olan müslüman insanlardir. Cumhuriyet Türkiyesi bu yazgiyi (kaderi) degistirmek, bu çemberi kirmak, yönünü ve yörüngesini degistirmek için israrli bir mücadele vermistir. Yine de 15-20 milyon insan hala bu YOKSULLUK ÇEMBERI’nin içindedir. Devlet onlar için yemek kazanlari, yemek servisleri kurmustur. Süphesiz yoksul, egitimsiz ve sagliksiz yasamak bir yazgi degildir. Insanlarin alnina böyle KARA yazilmamistir. Cografya sartlari ve baska nedenler bir takim toplumlari, bir takim halklari aç ve sefil birakmistir. Türkiye milli mücadele ve Istiklal Savasi yaparken ülkenin insanlari yoksuldu, savas yorgunu, egitimsiz ve sagliksizdi. Bu yüzden insanlar genç yaslarda ölüyorlardi. Sitma, Verem, Dizanteri, Firengi gibi hastaliklar kol geziyordu. Mustafa Kemal’in yakin çevresinden, Çocuk Yuvalarinin kurucusu Kirklarelili Dr. Fuat Umay bu durumu ifade eden bir konusmasinda, “Biz, milli mücadelede, Istiklal Savasinda yalniz düsmana degil, hastaliklarida yendik” demistir. Türkiye’nin yakin dost ülkeleriden Afganistan KARA YAZGI’ni degistirememis, yoksulluktan kurtulamamis bir ülkedir. Son yillarda ugradigi Rus ve Amerikan isgali bu kötü kosullari daha da artirmistir. Ve tabii bir ülkenin kötü kosullara düsmesinin bir çok nedenleri vardir. Yönetilememek, kadercilik, tembellik, savas ve isgaller, cografi kosullar bu nedenlerin arasindadir. Afganistan da bunlarin tümü vardir. 1930’lu yillarda Atatürk’ü ziyaret eden Afgan Krallarindan biri ülkesine döndükten sonra küçük bir degisim yapmak istediginde tahtindan olmustur. Halk degisimi istememistir. Ayni sey ülkemizin küçük bir kasaba halkinda yasanmistir. Milli Mücadele öncesi, Balkan Savasi sonrasi Pinarhisar ve görev yaptigi bir çok yerde ARAP KAYMAKAM diye ün salmis olan Sadullah Kologlu anilarinda, Sürmene’de yasadigi bögle bir olayi anlatmistir. Sadullah Kologlu, Sürmene’de Kaymakam iken bakmis ve görmüstür ki kasabanin köylerinde kadinlar kirda- bayirda çalismakta, erkekler ise kahvelerde, sögüt gölgelerinde sedire yan gelip yatmaktadirlar. Bu durumu degistirmek için erkekleri ise zorlamis, kadinlari geriye çekmistir. Ancak bir süre sona köylerin, kasabalarin kadinlari sopalar ellerinde kaymakamliga yürümüslerdir. “Sen bizim töremizi, gelenegimizi nasil bozarsin”diye bagirmislardir. Durumdan sikayetçi olmadilklarini söylemislerdir. Gelenekçi Kültür Sürmeneli kadinlari teslim almistir. Ayni tür olaylar Mustafa Kemal Yenilikleri, köklü dönüsümleri yaparken de bazi yerlerde yasanmisitir. Ancak Devrim ve Devrimi yapan ATATÜRK yolundan, hedefinden geri dönmemistir. Afgan Krali gibi korkarak ülkesinden kaçmamistir. Tabii ATATÜRK OLMAK kolay degildir.
Yazima baslik yaptigim sözü bir Afganli Aydin söylemistir. “BIZIM ÜLKEMIZDE KIMSE YASLANMIYOR, ÇÜNKÜ ERKEN ÖLÜYORLAR. Türkmenistan’da da “ATALARIMIZ EN UZUN AÄzACI GÖRMEMISLERDIR” gibi bir söz vardir.
Genelde Müslüman ve geri ülkeler YOKSULLUK KÜLTÜRÜ tutsagidirlar. Yoksulluk Kültürü’nü Portotiko Köylüleri üzerinde arastirma yapan Amerikali bir Toplum bilimci olan Oskar Welis tanimlamistir. Yani böyle bir kültürün varligini bu bilim adami görüp tespit etmistir. Türkçeye de çevrilen ISTE HAYAT ve SANÇEZ’IN ÇOCUKLARI kitaplarinin önsözleride bunu anlatmistir. Türkiye dahil bir çok ülke bu Yoksulluk Kültürü’ne teslimdir ve bu Yoksulluk Kültürü Çizgisi’nin üzerindedir. Bu kültürün egemen oldugu yerlerin, ülkelerin insanlari Kadercidirler. Daha iyi, daha güzel bir hayat için mücadele etmekten, böyle bir istekte bulunmaktan kaçinirlar. Temelde tembellik vardir. Tanri’ya teslimiyet vardir. Oysa ileri ülkelerin insanlari bunu tersine çevirmisler. “SEN BIR GAYRETI IÇERISINDE OL KI TANRI’DA SANA YARDIM ETSIN” Kuralini benimsemislerdir.
Yazimi Kirklarelili sair Mülayim Tirfil’in Karanliga Yazilan Siirler kitabindan aldigim” Insanlik Için” adli siir ile bitirmek istiyorum:
“Insanlik ugruna tek bir fidan ekmediysen eger/Oturmus oldugun agacin gölgesinden utan/Idealin genç yasta ölmüsse eger/ Degnek elinde çalisan yaslidan utan/ Yasamis oldugun hayatin hiçbir manasi yoksa eger/Dünyaya insan gelisinden utan.”
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol