ÜLKENIN SU KAYNAKLARI SATILACAK MI?

Türkiye devletçilikten karma ekonomiye, oradan da liberal ekonomiye gelmistir. Bugün Türkiye’de ekonomik sistem ve yöntem serbest ticaret dedigimiz liberal ekonomidir. Tabii liberal ekonomi bir takim kosullari beraberinde getirmis, ilgimiz bulunan Dünya Bankasi ve IMF’nin tavsiyesi ve istegi üzerine devletçilik döneminde edinilen ekonomik kuruluslarin satislari gündeme gelmistir. Bu harekete Özellestirme denmistir. Özellestirme devletin ekonomik deger ifade eden mallarinin, tesislerinin, bir takim arazilerinin satilmasi demektir. Devlet Iktisadi Kuruluslarinin satisi Özal’in Basbakanligi sirasinda baslamistir. O zaman devletin ekonomik deger ifade eden 25 dolayinda tesisi vardi. Burada yaklasik 700 bin dolayinda kisi çalisiyordu. Bugün bu tesislerin büyük çogunlugu satilmis bulunmaktadir. Son satislar elektrik dagitim sebekeleri olmustur. Ancak sirada daha satilacaklar vardir ve onlarin basinda otoyollar ve su kaynaklari gelmektedir.
Türkiye’de akarsulardan, su kaynaklarindan yararlanma, onlari ekonomiye dahil etme çalismalari Cumhuriyetin ilk yillarinda baslamistir. Daha sonraki yillarda bunlarla mesgul olacak Devlet Su Isleri(DSI) kurulmustur. Hidroelektrik santrallari ve sulama barajlari DSI çalismalari kapsaminda yer almistir. Köyisleri Bakanligi bünyesinde yer alan Yol Su Isleri ise daha çok sulama ve hayvanlar için su içme göletleri yapmakla yetinmistir. Bu sayede Türkiye’ de büyük arazi alanlarinin sulama imkani dogmus, sulamanin ekonomiye katkisi artmis, büyük akarsular ise enerjiye dönüsmüstür. 
Su Kaynaklarinin satisi ile ilgili çalismalar üç yil önce baslamistir. Hükümet Avrupa Birligi ile Dünya Bankasinin bu yoldaki isteklerine uymus ve bu çalismalarin yapilmasi için raporlar hazirlatmistir. Aslinda bu konudaki raporu Dünya Bankasi hazirlamistir. Dünya Bankasinin raporu dikkate alinarak “SULAMA ILE SU KAYNAKLARININ ÖZELLEÅzTIRILMESI VE YÖNETIMI” adi altinda su kaynaklarinin durumu ele alinmistir. Bu baglamda Su Yasa Tasarisi üzerinde çalismalar baslamistir. “Sulama ile Su Kaynaklarinin Özellestirilmesi ve Yönetimi” ne Avrupa Birliginin ÇEVRE DIREKTIFI raporu ile Dünya Bankasi raporu esas olusturmustur.
Türkiye Su Kaynaklarinin özellestirilmesi yani özel girisimcilere, sirketlere, holdinglere satilmasi, bu su kaynaklarini onlarin isletip degerlendirmesi, suyun yabancilarin ve sirketlerin ele  geçmesi demektir. Bunun nasil bir sorun getirecegi net olarak bilinmemekle beraber, bunlarin satisindan itibaren suyun fiyatini bu isin ticaretini yapanlar tespit edecektir. Halk suyu onlarin takdir ettigi fiyat üzerinden  alip kullanacaktir.
Bu konuda iktidar çevreleri Su Kaynaklarinin satisini kuraklaga bir baska açidan çare olarak düsünüldügünü söylüyorlarsa da ve bu baglama Devlet Su Isleri Teskilati’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligindan alinip Çevre ve Orman Bakanligi’na baglanmasinin baska düsünceleri de içerdigine dikkati çekmektedirler. 
Bugün dünyada “SU” stratejik konu haline gelmistir. Dünyada yasanan iklim degisikligi su kaynaklarini daha bir önemli kilmistir. Türkiye’den çikip komsu ülkelere akan nehirler gibi dünyanin birçok yerinde bu sekilde olan akarsular sorun olmaktadir. Hatta bazi uzmanlar gelecekte Su Savaslari yasanabileceginden bile söz etmektedirler. Türkiye’nin ufkunda komsulari ile bir anlasmazlik ve hatta çatisma görülmektedir. Su Kaynaklari konusunda dikkatli olmak gerekir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol