ULUSLAR DA ONURLANMAK GURURLANMAK İSTERLER

Bazı aydınlar, düşünen insanlar Cumhuriyetin ilk yıllarındaki topyekün kalkınmayı, değişimi TÜRK RÖNESANSI olarak vasıflandırmışlardır. Gerçekten Cumhuriyetin ilanı ile başlayan DEĞİŞİM, KÖKLÜ DEVRİM süreci uzun sürmemiş, Atatürk'ün ölümü ile hızını kaybetmiştir. Gerçi Cumhuriyet'te Ali Sirmen'in yazdığı gibi Atatürk'ün ölümünden sonra Eğitim'de Devrim niteliği taşıyan Köy Enstitüleri, Batı Klasiklerinin çevirilmeleri İlköğretim alanında okullaşma, aydınlanma gibi atılımlar olmuştur ama bunların hiçbiri Cumhuriyet'in öngördüğü hedefe ulaşamamıştır. CUMHURİYETİN İKTİDARI gitmiş, çok partili hayat ile HALKIN İKTİDARI gelmiştir. Türkiye'de 1950'den beri halk iktidardadır ve ülkeyi halk yönetmektedir. Türkiye'de seçilmişler buna HALKIN İRADESİ demektedirler. Tabii ki halk seçtikleri ile kendisini iktidar olarak görmektedir.
Daha önceki bir yazımda belirttiğim gibi memleket Cumhuriyet ile yeni bir oluşum içerisine girmiş, yeni bir yörüngeye oturmuştur. Yeni Türkiye'nin geçmişle bağlantısı sadece tarih ile ilgili kalmıştır. Çünkü Cumhuriyet kendi tarihini kendisi yazmaya başlamıştır. Şimdi 89 yıllık bir CUMHURİYET TARİHİ'ne sahibiz. Bu süreçte en zor koşullar altında büyük başarılar elde edilmiştir. Asya'da, Ortadoğu Coğrafyası'nda Afrika'da ülkemize onur ve gurur verecek ilerlemeler kaydedilmiş, demokratikleşme, laikleşme yolunda epey mesafeler alınmış, deneyimler kazanılmıştır. Bunları görmezlikten gelmemek lazımdır.
Tabii geldiğimiz yer, kaydettiğimiz başarı yeterli midir? Hayır. Atatürk'ün bu halkta gördüğü potansiyele göre Türkiye daha büyük başarılara imza atabilirdi. Bu süreçte zaman ve milli gelir ekonomik kullanılmamıştır. Özellikle Çok Partili Hayat'ta İSRAF EKONOMİSİ, Tüketim Toplumu yaratılmış, plansız programsız yatırımlarla halk sevindirilmek istenmiştir. 2000 yılları başında devletin bir ile 20 yıl arasında inşaatı devam eden yahutta devam eder görünen 5 bin dolayında inşaatı olduğu, buraya harcanan paranın 150 milyar dolar civarında bulunduğu açıklanmıştır.
Şüphesiz ülkemizin büyük ihtiyaçları ve sorunları vardır. Ama ülkenin en büyük ihtiyacının ZAMANI ve PARAYI iyi kullanmak olduğunu unutmamak gerekir. Fakat ne var ki Halk TÜKETİM EKONOMİSİ için para harcayan bir toplum haline getirilmiştir. Bugün bu halkın yüzde kaçı borçludur, malını, mülkünü ipotek etmiştir bilmiyoruz. Yalnız 50 milyon insan Kredi Kartı ile çiğden harcamaktadır. Oysa Cumhuriyeti kuranlar bu halka TASARRUF'u göstermiş ve tavsiye etmişlerdir. Şüphesiz Cumhuriyet, geleneklerini muhafaza edecektir ama onu asıl yaşatacak olan Cumhuriyet Gençliği olacaktır. Cumhuriyet Gençliği de bir YAŞ MESELESİ değil, BAŞ MESELESİ'DİR. Kafası yeni ve ileri fikirlerle donanmış insan demektir gençlik. Atatürk'ün istediği gençlik budur.
Ulusun Moral Kaynakları'nın başında CUMHURİYET gelmektedir. Cumhuriyet yurttaşı olmaktan şüphesiz onurlanıyor, gururlanıyor, övünç duyuyoruz. Ama bu yeterli değildir. Çünkü CUMHURİYETÇİLİK büyük bir yurttaşlık basamağıdır. O basamakta hem biz varız hem de CUMHURİYET vardır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol