Cumhuriyet ilan edildiginde Türkiye’nin orman örtüsü yeterli görülüyordu. Ve ormanlar bakimliydi. Ormanlari devletin askeri koruyordu. Onlara “Orman Askeri” deniyordu. Sonra ülkenin ormanlari, Orman Teskilati’na emanet edildi. Ormanlari, ormanciligi bilen insanlari, idarecileri yetistirmek için de Orman Fakültesi hizmete sokuldu. O yillarda ormanlarin korunmasinda bir dikkat ve disiplin vardi. Fakat çok partili hayata geçtigimiz 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti ormanlari, Orman Köylüsü’ne açik bir hedefle geçim kaynagi haline getirdi. Ormanlarin kesilmesine, tahrip edilmesine hem göz yumuldu hem de ceza yiyenler olmussa onlar için sik sik Orman Affi çikarildi. O yillarda Türkiye’nin ormaniçi köylerinde yanilmiyorsam 10 milyon dolayinda Orman Köylüsü vardi. Bugün Anadolu ormanlari içinde ne kadar köylü kaldigini bilmiyorum ama Trakya’da ormaniçi köylüsü çok azalmisa benziyor. Çünkü en çok göç orman köylerinde yasanmistir. Zira devlet ve sagci iktidarlar Orman Köylüsü için akilci ve gerçekci bir kalkinma programi uygulayamamistir. Bu maksatla kurulan OR-KÖY fazla basarili olamamistir. Yapilan yardimlar, saglanan krediler Orman Köylüsünü degistirmeye, kalkindirmaya yetmemistir. Ormanlar açik gizli kesilmeye devam edilmistir. Tabii ortaya çiplak orman sahalari çikmis, bu sefer de devlet agaçlandirma çalismalarina baslamistir. Yani bir yanda ormanlarin kesilmesi gözardi edilmis, bir yandan da ayibin kapatilmasi için agaçlandirma gündeme getirilmistir.
Bu genel degerlendirmenin isiginda Kirklareli ormanlari da nasibini almistir. Yildiz Daglari (Istranca) eteklerinde 10 km. genisliginde, 75 km. uzunlugunda bir alan agaçlandirma kapsamina alinmistir. Mese agirlikli ormanlari için çam dikilmeye baslanmistir. Kirklareli’nde ilk uygulama Dereköy ormanlarinda bir Bölge Åzefinin insiyatifi ile baslamistir. Sonraki yillarda agaçlandirma Orman Bölge Müdürlükleri bünyesinden çikarilarak, ayri bir birim haline getirilmistir. Ancak bütün bu çalismalara ragmen orman sahalarinin azalmasi 1980 yilina kadar devam etmistir. 1982 Anayasasi ile ormanlar Anayasa Güvencesi altina alinmislardir.
Geçmiste yabanci seyahalar Kirklareli ormanlari için “Deniz Serinligi” verdigi tanimini yapmislardir. Kirklareli’nin orman sahasi azalmasina ragmen yine de ormanlik bir Il olarak kabul edilebilir. Bu ormanlarin içinde 40, kiyisinda ise 81 köy vardir. Bu durumda Kirklareli’nde 121 dolayinda ormaniçi ve kiyisi köy vardir ve bu köylerde son sayimlara göre 57 bin kisi yasamaktadir. Bunlar geçmiste genellikle ormandan geçinirken 1980’den sonra bu imkan büyük ölçüde kaybolmus, köylü daha da yoksul duruma düsmüstür. Netekim geçmiste 18-20 civarinda köy hükümetten baska yere nakledilmelerini istemislerdir. Ancak bu gerçeklesmemis, Sarimsakli Çiftliginden borçlanmak suretiyle kendilerine toprak verilmesi de dikkate alinmamistir. Sarimsakli bir sirkete satilmistir. Belki de kiralanmistir, bilemiyorum.
Bastan beri yoksul olan, yillik geçimini saglamaktan yoksun olan Kirklareli Orman Köylüsü suan ne yer ne içer, kimsenin bildigi yoktur. Ancak Orman Köylüsünün durumu fecidir. Köyler göç vermistir. Åzimdilerde ise ekonomik kriz dolayisiyle bazilari köylerine dönmüs bulunmaktadirlar. Iktidarin Anayasa Paketi Orman Köylüsünü kurtaracaksa mesele yok. Fakat Anayasa Orman Köylüsünü kurtaracak içerikte degildir. O zaman bütün orman köylerinin 12 Eylül’de Anayasa Paketi’ne HAYIR diyecegi beklenir ve bu dogaldir. Åzimdiye kadar sag iktidarlarin yanlisina dogrusuna EVET diyen köylü bu kez tümden HAYIR diyecektir. Köylü HAYIR derse kendisini hatirlayacaklar çikacaktir. Aksi takdirde yoksul yasamaktan kurtulamayacaktir. Kurtulmak istemeyeni de kimsenin kurtarmayacagi bilinmelidir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol