Uzunköprü’de İnsanlıkTarihi M.Ö 10 bin yıl öncesine dayanıyor!

Milattan önce 10 bin öncesinde başlayan cilalı taş devri yani neolitik devirde insanlar tarafından diğer çağlara göre sert ve daha düzgün taş aletler yapılmıştır. Topraktan veya kilden yapılan kaplar ateşte pişirilmiş, bunun sonucunda seramik sanatı başlamıştır. Uzunköprü ilçesinin tarihi ilk olarak Cilalı Taş Devrine dayanmaktadır. Kırkavak köyü yakınlarında bu döneme ait bazı eşyalar bulunmuştur. Bu bölge Trak kabilelerinin yerleşim yeri oldu fakat düzenli bir şehir kurulamadı. Bu bölge sonraki yıllarda sırayla Yunan, Pers, Makedon, Roma ve Roma İmparatorluğunun bölünmesinden sonra Doğu Romanın egemenliği altına girdi. Bölgenin sık ormanlar ve bataklıklarla çevrili olmasından uzunca bir süre bu civarda şehir kurulamadı. Buraya en yakın şehir Meriç Nehri'nin iki yakasına kurulan Roma İmparatoru Trajan'ın karısı adına kurdurduğu Plotinopolis'tir… Gelin Uzunköprü’nün tarihine daha yakından göz atalım.

 Yukarda bahsedilen antik şehir Plotinopolis şu anda Yunanistan Cumhuriyeti sınırları dahilindedir. Bu antik kent Eski Uzunköprü olarak anılmaktadır. Bu bölgeye ilk Türk akınları Selçuklular devrinden başladı ve 14. yy.da Osmanlıların Çimpe Kalesini devralmasıyla birlikte Osmanlı Devleti Rumeli'ye doğru bir genişleme yaşandı…Akabinde ise Sultan I. Murat'ın Edirne'yi fethetmesiyle beraber Rumeli'ye geçiş başladı. Ancak bu bölge II. Murat tarafından imar edildi.II. Murat, bu ilçeye adını verecek ve dünyanın en uzun taş köprüsü olan 174 kemerli Uzun Köprü'yü inşa ettirdi. Bu köprünün yapımında Horasan harcı kullanıldı. Köprü tamamlandıktan sonra Bu bölge imar edildi. Çevresindeki nehirden adını alacak Ergene şehri kuruldu ve bu ilçenin ilk mimari eseri Muradiye Camii oldu. İstanbul'u fethi için askerler buran geçti. 15. yy.da şehir gelişmeye başladı. Tüccarların uğrak noktası haline geldi. Sonrasında ise Cisr-i Ergene adını aldı.
UZAK VE YAKIN TARİHİN TÜM
İZLERİNİ BARINDIRIYOR
Uzunköprü’nün tarihi Neolitik Çağ’a ( MÖ. 8000-5500) kadar uzanmaktadır. Kentin güneyinde, Kırkkavak köyü yolu üzerinde bulunan Maslıdere’de yapılan yüzey araştırmalarında benzerlerine ne Yunanistan’da ne de Bulgaristan’da rastlanan bu döneme ait çizgi ve baskı süslemeli çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Ancak o döneme ait bilgiler kazıların yapılmaması nedeniyle oldukça yetersiz kalmıştır. Bölgenin bu dönemden M.Ö. 15. yy. a kadar olan tarihi belirsizdir. M.Ö. 1400‘lü yıllarda ise Trak kabilelerinin yerleşim yeri haline gelmiş ve uzun bir süre böyle kalmıştır. Traklar’dan sonra burası bir çok defa el değiştirmiş, M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren sırasıyla Yunan, Pers, Makedon, Roma ve Bizans hakimiyetleri altına girmiştir. Bölgenin bu kadar eski bir geçmişe sahip olmasına rağmen bugünkü Uzunköprü kentinin olduğu alanın bataklıklar ve sık ormanlarla kaplı olmasından dolayı Osmanlılar’a kadar üzerine herhangi bir şehir inşa edilememiştir. Bu nedenle bölgede kurulan en yakın şehir, Roma İmparatoru Trajan (M.S. 53-117) tarafından karısı Plotina adına bugünkü Uzunköprü ile Dimetoka arasında Meriç nehrinin iki yakasına kurulan Plotinopolis kentidir.        Burası Eski Uzunköprü olarak da adlandırılmaktadır. En son Bizanslılar’ın yönetiminde bulunan bölge Edirne’nin Osmanlı Sultanı I. Murat tarafından 1363 Sazlıdere Savaşı’yla fethedilmesi sonucu tümüyle Türklerin hakimiyetine geçmiş ve ancak bu dönemden sonra bugünkü yerinde Uzunköprü kenti kurulabilmiştir. Uzunköprü Osmanlı Devleti tarafından Rumeli’de kurulan ilk Türk şehridir. Sultan II. Murat tarafından 1427 yılında Ergene şehri adıyla kurulmuştur. Kentin kuruluşu hem bu bölgede o dönemin başkenti Edirne’nin Gelibolu ve Balkanlar’a açılan çıkış yolu üzerinde bir yerleşim yeri ihtiyacının hem de Ergene nehri üzerindeki büyük köprünün 16 yıl süren yapım çalışmalarının bir sonucu gerçekleşmiştir. Gelibolu’ya sefere çıkan II. Murat, ordusunun yağan yoğun yağmurlar yüzünden yaşanan taşkınlardan Ergene nehrini geçememesi ve ahşaptan yapılan geçici köprülerin de sellere karşı dayanıksız olması nedeniyle nehrin üzerine taştan bir köprü yaptırmaya karar vermiştir. 1424 yılında yapımına başlanan ve 3 yılda bitirilen 360 gözlü ilk köprüyü II. Murat yeterli bulmamış ve tümüyle yıktırıp yeniden yaptırmıştır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol