“Kütüphane Haftasi” dolayisiyle Kirklareli Valisi H. Avni Cos kütüphanenin konferans salonunda dinleyicilere bir konusma yapti, kitabin ve okumanin önemini vurgulayak “Haftada degil, ayda bir kitap okusak yeter” dedi. Vali ayrica okumanin ve kitabin bilgilenmemizdeki yerini kendi aramizda degil, halka giderek anlatmamiz gerektigi üzerinde durdu. Bu tür toplantilardaki konusmalari halka ulastirdigimiz takdirde daha yararli bir is ve hizmet yapmis olacagimiza dikkat çekti. Atalarimizin kütüphaneye, kütüphanecilige önem verdigi bilgisini aktardi. Kalite insanin, kalite toplumun okumak, okutmak suretiyle yaratilacagini söyledi.
Kirklareli Valisi Sayin H. Avni Cos’un kültüre, sanata ve bilgilenmeye yakin bir üstdüzey yönetici oldugunu, yillar önce yapimina baslanan modern Kültür Merkezi’ni hizmete soktugunu, Kirklareli Üniversitesinin açilmasina, üniversitenin altyapi ihtiyaçlarinin karsilanmasina büyük bir gayret sarfettigini, halen bu gayreti sürdürdügünü kültüre, egitime yakin olanlar bilirler.
Sayin Vali H. Avni Cos, haftada bir kitap degil ama ayda bir kitap okunmasi gerektigini söyleyerek ileri ülkelerdeki kitap okuma standartlarina gönderme yapmistir. Dünyada en fazla kütüphaneye ve kitap okuyucusuna sahip olan Ingiltere’de çagimiz insani, GÜNDE BIR GAZETE, HAFTADA BIR DERGI, AYDA BIR KITAP OKUYAN” kisi olarak tanimlanir. Demek okuyor ki yilda enaz 12 kitap okursak biz yasadigimiz devrin insani oluruz. Oysa arastirmalar bizim yilda 6 saat, on yilda bir kitap okudugumuzu ortaya çikarmistir. O halde kitap okumak, kitabi okutmak ve özendirmek için ne yapmak lazimdir? “Okuma Özürlü” olmaktan nasil kurtulacagiz?
Herhalde oturup aglayacak, dizlerimizi dövecek degiliz. Karanliktan sikayet ediyorsak kalkip bir mum yakacagiz. Atesböcegi kadar bir aydinligimiz varsa onu karanligin üstüne tutacagiz. Sayet aydinlanmak, bilgilenmek, kültürlesmek gibi bir hedefimiz varsa hedefe Arizona Karincalari gibi gidecegiz. Bu konuda velilere ve ögretmenlere büyük görevler düsmektedir. Fakat bu yeterli degildir. Çünkü bizim insanimiz okumamak için kosullanmistir. Kendini sartlandirmistir. Okuyamamak için o kadar mazeret yaratmistir ki sasirmamak elde degildir. Ve kitap okumayanlar en çok zaman bulamadiklarindan sikayetçidirler. Buna, kitap okuyanlara çok baski yapildigini, kitabin pahali oldugunu eklerler. Okumayanlar sikayetlerinde, mazeretlerinde hakli olsalar bile yinede okumak için yer ve zaman aramaya ihtiyaç olmadigini, okuyan insanin zamani ve dünyayi anlamak için okumasi gerektigini bileceklerdir. Ve de sunu da bileceklerdir ki hayatta kitap okuyanin söyleyecegi çok, okumayanin söyleyecegi hiç yok’tur.
Suraya gelmek istiyorum. Birkaç günden beri kitap, kütüphane ve okumak üzerine yaziyorum. Beni okuyanlarin bundan sikilmadiklarini saniyorum. Çünkü okumayi ihtiyaç haline getirdikleri, Kafa Açligi’ni hissederek okuduklarini ben de kendileri de biliyorlardir. Bu nedenle konuyu bilenlerin bilmeyenlere anlatmasi için yaziyorum. Bilmiyenlerin bilenler üzerinde hakki oldugunu hatirlatmak için yaziyorum. Su OKUMA sorunumuz var ya bu Türkiye’nin yasamakta oldugu EKONOMIK KRIZ kadar önemli bir sorundur. Okumus bir halk olsaydik belki bu Küresel Kriz’i daha az hissederdik. Hiç degilse bunalima düsmez, panik yapmazdik.
Yarin Halk Kütüphanesinde “DÜNYADA VE TÜRKIYE’DE KITAP KÜLTÜRÜ” konulu bir konferansim olacak. Büyük dinleyicileri bulamazsam ögrencilere konusacagim. Onlara diyecegim ki, hayatta birsey olmak istiyorsaniz okuyun..
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol