Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü 2012 Dünya Rekabet Raporu'nu yayınlamış bulunmaktadır. Raporun kısa bir analiz ve değerlendirmesi Cumhuriyet Gazetesi'nin 17 Ağustos Bilim Teknoloji ekinde yayınlandı.
Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü 59 ülkenin Uluslararası Dünya Rekabet Gücü Raporu'nu her yıl yayınlamaktadır. Bu yıla ait olan da yayınlanmış bulunmaktadır. "2012 Dünya Rekabet Gücü Raporu'na göre, rekabet gücünde ilk sırayı Hong Kong, 2.nci sırayı ABD, 3.ncü sırayı ise İsviçre almış bulunmaktadır. Dünyada rekabet gücü en zayıf ülke ekonomileri ise Hırvatistan 59 ülke içinde 57.nci, Yunanistan 58.nci, Venezüella 59.ncu sırada yer almış bulunmaktadırlar. Türkiye geçen yıla göre bir basamak yükselerek, 38.nci sıraya oturmuştur."
Bilim Teknoloji ekindeki analiz ve değerlendirmeye göre uluslararası rekabet alanında Türkiye'nin gücünü zayıf düşüren faktörlerin başında eğitim, teknoloji, dış ticaret ve fiyatlar gelmektedir. Bu bağlamda Türkiye'nin en zayıf olduğu alan EĞİTİM'dir. Eğitim sistemi Türkiye'nin uluslararasında rekabet gücünü zayıflatmaktadır.
Aslında Türkiye'de bugün belli başlı bir eğitim sistemi yoktur. Cumhuriyeti kuranların geliştirdikleri Eğitim Sistemi 1950'den sonra bozulmuştur. Eğitim kurumlarında bünyesel değişikliklere gidilmiş, Cumhuriyetin temel eğitim ilkeleri için öngörülen birçok şey kaldırılmıştır. Sistemin disiplini, bozulmuş, öğretmen yetiştiren kurumlar kapatılmışlardır. Bu yüzden öğretmen Açığı meydana gelmiştir. Okul ve dershane yapımları ihmal edildiği için bu alanda da açık meydana gelmiştir. Sınıflar kalabalıklaşmış, bazı okullarda yarım gün öğretimi yapılır olmuştur. Sorunlar daha çok İlköğretim sekiz yıla çıkarılması sırasında ve sonrasında görülmüştür. Sekiz yıldan 12 yılı çıkarılan Eğitim-Öğretim süresinin ise ne getireceği belli değildir. Sorunları Eylül ortalarında okulların açılmasından sonra göreceğiz. Daha şimdiden gazeteler 55 bin öğretmen açığından söz etmektedirler. Öğretmenlerin 12 yıllık Eğitim, Öğretim'e hazır olmadıkları söylenmektedir. Dileriz ki eğitimde sorunlar çıkmaz.
Bize göre Türkiye'nin uluslararası rekabet gücünü zaafa uğratan, sıralamada puan kaybına neden olan şey kırsal kesimin yani köylerin eğitimsiz kalmalarıdır. Bugün Türkiye nüfusunun yarısına yakını köylerde yaşamaktadır. Köylerin az da olsa göç aldıkları düşünülürse köye göre öğretimi düşünmek gerekmektedir.
KÖYE GÖRE EĞİTİM herhalde Halkeğitim olmalıdır. Avrupa Birliği Ülkeleri'nin bu eğitimi nasıl yaptıklarına bir bakmak gerekir. Ülke nüfusunun yarıya yakınını eğitimsiz bırakmak çok yaşamsal bir sorundur. Eğitim açısından ülkenin yarısı aydınlık yarısı karanlık demektir. Taşımalı Eğitim belki zorunludur ama köyleri eğitimsiz bırakmak göz ardı edilecek bir şey değildir. Konuyu tartışmak, köylerde yaşayanların da Eğitim Hakkı olduğunu kabul etmek gerekir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol