YABANCI DIL

Bir kalip degim gelistirilmisti: "Yabanci dil ögrenmege evet, yabanci dille egitime hayir!" 
Umarim dogru yazabilmisimdir.
O adina veya bu adina, yabanci dillere teslimiyet, kendi dilimizden irayis gerçegiyle yüzyüzeyiz yillardir.
Kimileri sanki bu konuda tepki gösterir gibi. Belki kimileri önlem alir gibi görünmedeler.
Isyeri isimleri büyük oranda Türk dilinin disina kaçisti. 
Kirk yillik Kâni, zaman içinde Yuani oluyor.
Zaman zaman yazilmakta, konusulmakta, tartisilmakta. 
Belki gerçek anlamda rahatsizlik duyanlar da var.
Binde bir önlem almaya yeltenen yetkili kurumlar veya kisiler de çikmiyor degil. 
Bazi belediyeler, yabanci kökenli sözcüklerle isimlendirilmis dükkân ve isyeri levhalarini degistirmek için girisimlerde bulunuyor gibi. Niyetlerinde gerçekçi ve kararliysalar basarili olmalari arzu edilir.
Günümüzde çok belirgin olan degisiklikler aslinda içimizde bir yerleri kanatmaya yeltenmiyor degil. 
Asçi'ydi, lokanta oldu, yetmedi restoran oldu. Zaten asli restoran degildir her halde. Restaurant'tir. Kepir'e giderken bir asçinin tabelasinda ilk kez görmüstüm bu yaziyi ve okumakta, anlamakta güçlük çekiyordum. Dilim mi dönmüyordu ne, küffar'in lisanina.
Oysa burasi yemek yapilan, yemek yenilen yerdi. Nesine yetmezdi "asçi" denmesi.
Berber'di birilerinin gereksiz hüneriyle kuaför oldu.
Berberin iç yapisini gelistirsen yetmiyor muydu.
Peki, berber sözcügü Türk kökenli miydi? Bilmedigim için soruyorum.
Örnekleri çogaltabiliriz istedigimiz kadar. Listeyi hayli uzatabiliriz.
Yabanci dil ögrenmeye gerek yok, denemez elbet te.
Olmasa da olur mu?
Eh! Olur!
Olsa n'olur?
Bulgaristan'a her gittigimde Bulgarlarla anlasmakta zorluk çektigim zaman ahdetmisimdir Bulgarcayi ögrenmek için. Hiç degilse çat pat konusabilmeyi çok istemisimdir.
Bu ne demek?
Iran'a gidersem bir gün Iranca'yi…
Arabistan'a gidersem Arapça'yi…
Bir gün milletvekili olur da Küba'ya gidersem Kübaca'yi da ögrenmem gerekecektir anlamina gelmiyor mu?
Sonu gelmez bu isin.
Ama ülkemizde Türkçeyi, dilimizi laçkalastirip kirip dökerek basli basina bir sorun yaratiyoruz. Sanki dilimize kanser virüsü sizmis ta kemiriyor kültürümüzü, dilimizi, kimligimizi. Eriyor lime lime dilimiz. 
Bir kulak versenize çevrenize. Arka plan veya temel yerine ne diyor insanlar.
Baksaniza… Özgeçmis derdik yakina gelene kadar. Åzimdi oldu Sivi.
Sanki Türk dilinin bedenine pasli mertek çivisi gömülmüs. Kangrene karmis beden.
Konusuyoruz da, hem ki çok konusuyoruz da…
Bir yerden girilmesi gerekiyor. Birilerinin baslamasi gerekiyor.
Bugünkü ulusal egitim sistemine birakilirsa bu is, umutsuz…
80 öncesinin TDK ile günümüzün TDK'si arasinda bile büyük bir çeliski var.
TRT, halki gelistirmek, bilgilendirmek bakimindan en önemli kurumlardan biri. Bugün izlenir bir müzik yayinlari kaldi. Türkü, sarki oldu mu izleniyor. Onun ötesinde?..
Seksen yasindaki anam, köylü kadini geçende bir söz sirasinda "Onun yanitini veremem!" deyiverdi.
Bu halk, egitilmeye yatkin.
Yanlislari vermezsek iyi olacak.
Türkçe konusalim. Dilimizi gelistirelim. Dilimizi yedirmeyelim, yendirmeyelim.
Zararini görecegimizi söyleyenler var. 
Ben çok bilmiyorum. Bilenlerden öyle duyuyorum.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol