Tarih 19 Aralik 1930. Halkin “GAZI BABA” dedigi Mustafa Kemal uzun bir yurt gezisi sonunda geldigi Istanbul’da bir süre dinlendikten sonra Trakya gezisine baslamistir. Bugün aksamüzeri Istanbul Sirkeci Gari’ndan trene binecek, bütün bir gece yolculuktan sonra yarin sabaha karsi Alpullu’da olacaktir. Yol yorgunu buharli tren yarin saat üç siralarinda BÜYÜK KURTARICI’yi Kirklareli’ne getirecektir. Yarin, yani 20 Aralik 1930 tarihinde Kirklareli halki Mustafa Kemal’i bagrina basacak, onbinler O’nu görmek için Istasyonu çevreleyen bos arazide bütün gece beklemenin hasretini gidereceklerdir. Köylerden, kasabalardan yürüyerek, soguk bir havada Kirklareli’ne gelmis olan insanlar hanlarda, sokaklarda, lamba isiginda aydinlanan kahvelerde beklesenler Büyük Kurtariciyi karsilayacaklardir. Kirklareli tarihinde müstesna bir gün..
Kirklareli’nde zamanin unutulmusluguna birakilan Mustafa Kemal’in 1930 daki izlerini bulabilmek için, üzerinden 40 yil geçmis bir unutkanligin utancini kaldirabilmek için kapisini çalmadigim yasli insan kalmamistir. Tarihi ile kaybolmus, unutulmus bir olayi Kirklareli’nde, Istanbul basininda, Anadolu Ajansi arsivlerinde aramak, bilgi ve belgelere ulasmak benim için kolay olmamistir. Bu arastirmamda zamanin Kirklareli Valisi Aziz Dostum Sayin Mehmet Aldan’in büyük yardimlarini gördüm. Çesitli Savaslara katilmis, o yillarda Kirklareli genelinde yasayan 400’e yakin Savas Kahramani’na da Sayin Aldan’in yardimlari ile ulastim. Yarin Atatürk’ün Kirklareli’ne gelisinin 78. yil dönümü töreni için Halk egitim Salonu’nda yapilacak toplantida da Sayin H.Avni Ços’un verdigi imkan sayesinde konusup, Atatürk’ün Trakya ve Kirklareli ziyaretinin nedenlerini, yaptigi konusmalari kalin çizgileriyle anlatacagim. Sunca yasima ragmen bunu belki son bir defa daha Kirklarelilere anlatmak benim için görev olacaktir. Dilerimki her sey yolunda gider, yarin Büyük Önder Atatürk’ün manevi varligi, fikir ve düsünceleriyle Kirklareli’nde beraber oluruz.
ATATÜRK, Kirklareli’ne geleli 78 yil olmus, ölümü üzerinden 70 yil geçmis. O yillarda doganlar (ki bunlar benim kusagimdir) artik yasamin sonuna gelmislerdir. Ama onlar bütün zamanlarin en büyük Devlet Adami’ni görmekten, Kirklareli’nde konuk etmekten mutlu olmus, onur ve gurur duymuslardir. Fakat ne yazik ki su an Kirklareli’nde Atatürk’ü gören kusaktan geriye kimse kalmamistir. Ben Atatürk Kirklareli’ne geldikten dört ay sonra, 18 Nisan 1930 da dogmusum. Sizlere görmedigim büyük bir insani anlatiyorum. Anlatiyorum, çünkü ömrüm O’nu ögrenmekle, ona dair yazilan kitaplari okumakla geçti. Ve sonuçta su kanaate ve düsünceye vardim ki Türkiye ATATÜRK ÇIZGISI’nden ayrildigi oranda çagdaslasmadan uzaklasmis olacaktir. Türk halkinin bu gerçegi iyi görmesi, iyi bilmesi gerekir. Dünyada kalabilmemiz, yurdumuzu koruyabilmemiz, onurlu ve gururlu yasayabilmemiz buna baglidir. Atatürk’ün Kirklareli’nde yaptigi konusmalarin yekününden bunu çikarmisimdir. Büyük Önder Kirklarelilileri memleket sorunlari ile alakali gördügünü söylemistir. Kirklarelililerin Yeni Türkiye Projesi’ni iyi anladiklarini vurgulamistir. Ve Kirklarelililere Çok Çalismayi önermistir. O’nun “ÇOK ÇALISIN” o sözü simdi Kirklareli Vilayet Binasinin ikinici katina çikista duvarda yazili bulunmaktadir. Dün oldugu gibi, bugün de, yarin da ve bütün zamanlar boyunca Türk insaninin, Türk halkinin çok çalismaya ihtiyaci olacaktir.
Yarin tören için Saat 14 de Atatürk Heykeli’nin önündeyiz. Bu tarihi ziyareti konusmak, ziyaretin sebeplerini ögrenmek için de oradan Halk Egitim Salonuna gidecegiz. Görüp ögrenecegiz ki buradan ATATÜRK geçmis. Görenler, alkislayanlar mutlu ölmüsler. Onlarin anisina yarin törendeyiz.
nazifkaracam@gazatetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol