Bir yerde okumustum. Bir yerde düzen bozulmadan önce ekmeklerin bozuldugu yaziliydi. Gazetecilik yaptigimiz yani Habercilik (Muhabirlik) yaptigimiz zamanlarda halktan gelen sikayetlerin basinda ekmeklerin kalitesinin bozuldugu olurdu. Gazete koleksiyonlarini bir tarama imkani olsa bu haberlerin dikkati çektigi görülecektir.
Bizim halkimizin hayat anlayisinin bir ifadesi de EKMEK KAVGASI’dir. Ekmek için mücadele edilir. Aç kalma korkusuyla köylü ambarinda bugday saklardi. Bize çocuklugumuzda ekmegi atmanin, ekmek kirintisini çignemenin günah oldugu söylenir, sofradaki ekmek kirintilari yedirilirdi.
Halkimizin EKMEK KAVGASI, EKMEK TEKNESI ile baglantilidir. Ekmek teknesi halkin geçimini sagladigi is veye meslektir. Ekmek kavgasi bunlara bagli olarak yapilirdi. Tarihte açlik nedeniyle bir çok bir çok Ekmek Kavgalari, Ekmek Savaslari olmustur. Önümüzdeki zamanlarda da insanligin Gida Savaslari yapabilecegi varsayilmaktadir. Bu kavgalar, bu ekmek savaslari üzerine yerli ve yabanci bir çok kisi kitap yazmistir. Böylece Ekmege, Ekmek Kavgasina, Ekmek Teknesine kutsallik kazandirmis bir halk geleneginden günümüze baktigimizda görüyoruz ki yilda 4 milyar ekmek israf edilmektedir. Ekmek agirlikli bir beslenme sekli ve gelenegi olan halkimizin bu korkunç israfini anlamak mümkün degildir. Tabii bunun nedeni ekonomiyi bilmedigimizin bir göstergesidir. Türkiye bir ISRAF EKONOMISI içersindedir, bundan dolayi iki yakamiz biraraya gelmemektedir.
Halklarin hayatinda ekmek, bugday Stratejik Madde’dir. Hükümetler, belediyeler önce halkin bir aylik, üç aylik un stokunu muhafaza etmeye mecbudurlar. Simdi bu zorunluk var mi bilmiyorum. Muhtemel bir savas durumunda böyle hazirliklara ihtiyaç dün oldugu gibi, bugün de vardir.
Bugün yilda 44 milyar ekmek üreten, bunun 4 milyarini israf eden, çöpe atan Türk halki BEYEZ EKMEÄzI SIYAH EKMEÄzE KATIK YAPAN bir gelenekten gelmektedir. Bundan 50-60 yil önce köyden kasabaya gelip dönenler torbalarinda kasabanin BEYEZ EKMEK’ini getirirlerdi. Bu ekmek Has Undan yapilirdi ve bu nedenle ekmegin adi HAS EKMEK’ti. Özel yapilirdi. Bunu tuzukurular yerdi. O yillar ve daha önceki zamanlarda halkin bildigi ekmek çesidi Bugday Ekmegi, Misir Ekmegi, zor zamanlarda Çavdar Ekmegi, daha yokluk yasandigi dönemlerde ise Arpa Ekmegi idi. Bugünkü kadar ekmek çesidi yoktu ve bilinmiyordu. Bugün halk birçok ekmek çesidi ile tanismistir. Yulafli Ekmek, Kepekli Ekmek, Çavdar Ekmegi ve baska katkilari içine almis olan ekmek çesitleri bulunmaktadir.
Bugün Türkiye’nin Ekmek Kavgasi, yani Aç kalma Korkusu yoktur. Halk böyle bir korku ve endiseyi geride birakmis görünmektedir. Fakat hâlâ beslenmede ekmegi ön planda tutma gelenegi devam etmektedir. Beslenmemizin temel maddesi ekmektir. Bu nedenle Beslenme Uzmanlari’nin bilgileri daha henüz halka ulasmis degildir. Bir gün bizim insanlarimiz da Az Ekmek Çok Sebze diyecektir. 1950’li yillarda yazar ve sunucu Mehmet Barlas’in babasi rahmetli Cemil Sait Barlas PAZAR POSTASI adinda bir siyaset, edebiyat, kültürel nitelikli bir dergi çikariyordu. Ben de oralara yaziyordum. Siir denemelerimden birini dergiye göndermis ve yayinlanmisti. O siirimde ifade ettiklerimi bugün yazimin basligina koydum. “Köylünün hayati yedigi kadar ekmek, içtigi kadar su/ Onun kaderi bu” Gerçekten de bugün Türkiye’yi 20 bin firin, 44 milyar ekmek beslemektedir. Bu vesileyle asiniz, ekmeginiz bol olsun derim.
nazifkaracam@gazatetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol