Sayin Basbakan Recep Tayyip Erdogan girdigi ilk seçimde Türkiye'de iktidari ele aldigindan bir süre sonra bir konusmasinda SESSIZ DEVRIM'den söz etmistir. Bu Sessiz Devrim ifadesinin ne anlama geldigi o zaman pek anlasilmadigi için basinda üzerinde duran olmadi. Belki bu Adnan Menderes'in 14 Mayis 1950'de kasketlilerle, sariklilarla, çariklilarla, sakallilarla gerçeklestirdigi BEYAZ IHTILA'in bir baska biçimde ifadesiydi. Çünkü Sayin Recep Tayyip Erdogan'in mutlak bir iktidar sahibi olacagina kimse inanmiyordu ve hatta iktidara geldiginde su veya bu gibi seyler olacagini saniyorlardi. Simdi anlasiliyor ki Sayin Basbakan bugün Türkiye'nin yasadigi bir köklü degisim sürecinin basladigini kastetmis. Gerçekten de bugün Türkiye, AKP iktidari ile yeni bir düzen degisikligine dogru gitmektedir. Basbakan bunu açik seçik söylemekte " Her sey Degisecektir" demektedir. Yeni Düzen'in içerigi herhalde ATATÜRKÇÜ DÜSÜNCE ile olusmayacaktir.
"DEÄzISIM" sasirtici olmaktadir. En büyük degisim de Silahli Kuvvetlerin geleneksel yapisi ve islevi üzerinde olmaktadir. Basbakan askeri kislasina sokmakta, sivil hayatin içinde görülmemesi hususunda kararli görünmektedir. Amerika ve içerdeki bazi çevrelerle Avrupa bizim Silahli Kuvvetler Komuta Heyetinin Laik Cumhuriyet, Atatürk ve Atatürkçü Düsünce ve de Irtica üzerine konusmasindan rahatsizdirlar. Onlara göre askerler düsünebilirler fakat konusamazlar. Onlarda yani AB ve ABD de askeri hayatin ve meslegin böyle oldugu dile getirilmektedir.
Bugün ülkemiz medyasinda ve dis basinda Sessiz Devrim disinda YENI DÜZEN'den ve YENI OSMANLILIK'tan söz edilmektedir. Özellikle Arap ve Avrupa Birligi basini Türkiye’yi Osmanli Devleti cografyasinda daha fazla ve daha etkili biçimde görmek istedigini bu alanda çalistigini yazmaktadirlar. Bu durumda Yeni Düzen ise Sessiz Devrim sonucu ortaya çikan yeni yapilasmanin adidir. Sayin Basbakan Yeni Düzen’den söz etmemektedir ama ESKI DÜZEN'in artik Türkiye'nin gündeminde kesin olmayacagini alti çizik söylemektedir. Eski Düzen, Cumhuriyeti kuranlarin öngördükleri bir Çagdaslasma Projesi'dir. Atatürkçü Düsünce isiginda bir ilerleme yoludur. Bilimin ve aklin rehber oldugu bir yasam ve çalisma biçimidir.
Türkiye Yeni Düzen'i sandikla kurmaya çalismaktadir. Halk seçim sandigini 1950'den bu yana kullandigi biçimde kullanmaya devam ederse Yeni Düzen gelenekçi kültür zemininin üstüne oturacaktir. Bunun zaten 60 yildan beri egitimi yapilmakta, kadrolari yetistirilmektedir. Prof. Dr. Çetin Yetkin buna KARSI DEVRIM diyor. Bu Karsi Devrim'in Atatürk'ün ölümü üzerine 1938 de basladigini söylüyor yazdigi kitabinda.
Duruma ve Gidisata teshis koymak bakimindan kavramlar elbette büyük mana ifade etmektedir. Rahmetli Bülent Ecevit de bu tür kavramlar kullanmistir. "Düzen Degismelidir" demistir. Ancak düzen degismedi ama Bülent Ecevit'in kendisi degisti. Mesela "Su kullananin, toprak isleyenin" demistir. Ancak ne su kullananin, ne toprak isleyenin olmustur. Halk Devr-i Demokrasi'de böyle uyutulmustur. Bati'nin dayatmasi ve bizim özentimizle yapmak istediklerimiz hep sonuçsuz kalmistir. 1945 yilindan beri yaptigimiz Demokratik Açilim hala bitmis degildir. Aslinda Basbakanin dedigi Demokratik Açilim'in 200 yildan fazla bir geçmisi vardir. Avrupa dayatmistir Osmanlinin ve Cumhuriyetin (Atatürk hariç) yöneticileri o istekler dogrultusunda politikalar üretmisler, yasalar çikarmislardir. Bu baglamda halkin herhangi bir yasa istegi olmamistir. Ne kadar hürriyet, esitlik vermislerse halk o kadar almistir. Sonuç itibariyle özgürlügü bilmeyenin ve düsünmeyenin özgürlük mücadelesi olmamistir. Bu masal daha çok yazilip okunacaktir. Türkiye, Atatürkçü Çizgi'den uzaklastikça Atatürk'ü arayacaktir. Çünkü Atatürk, Türk Halkina uygun bir devrim öngörmüs, onun mimari olmustur. Bu iyi bilinmelidir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol