YENİ OSMANLILAR'DAN NAMIK KEMALYAKINIYOR

Osmanlı Devleti Avrupa'nın ortalarına kadar gittikten sonra potansiyel gücünü kaybetmiş, DURAKLAMA DÖNEMİ'ne girmiştir. Duraklama sinyallerini askeri mağlubiyetler vermeye başlamıştır. Sultanlar devletin gerileme nedenlerini temelde arayacakları yerine çatıda aramaya, bir takım düzenlemeler yapılması halinde hastanın dirileceği düşünülmüştür. Osmanlı aydınları da bu duraklama aşamasında fazla bir idari reform düşünmemişlerdir. 1839 Tanzimat'ı devletin idari ve hukuki yapılanmasını deklere etmiştir. Ancak duraklama gerileme aşamasına geçtiğinde Osmanlı Aydınları'nda kıpırdanmalar başlamıştır. Sorun ciddidir, devletin çatısını tamirle Sultanların idaresi tartışılmaya, ASİYE'nin nasıl kurtulacağı sorulmaya başlanmıştır.
Osmanlı Aydınları'nın başında, lider durumunda ünlü Vatan ve Hürriyet Şairi Namık Kemal vardır. Namık Kemal Tekirdağlı'dır. Eli kalem tutan bir Osmanlı Aydını'dır. Onlara o zaman "YENİ OSMANLILAR" denmiştir.
"Yeni Osmanlılar Devletin Duraklama ve Gerileme" durumunu görmüşlerdir ama NEDEN'ini anlamamışlar, bir takım devlet kurumlarının gözden geçirilmesi durumunda devletin ayağa kalkacağını ummuşlardır. Onun mücadelesini yapmışlardır. Yeni Osmanlılar'ın o sıra söylemlerinde VATAN arayışı fakat Vatan kelimesini söylemek yasaktı ve zaten Padişahın Kulları, Tebaası Vatanın ne olduğunu bilmiyorlardı. "Vatan" diyorlardı, Hürriyet diyorlardı, Liberal Ekonomi diyorlardı, Prens Sebahattin Adem-i Merkeziyet'ten (Yerel Yönetimden) söz ediyordu. Mithat Paşa Cumhuriyeti söylemiyordu ama düşünüyordu. Padişah ondan kuşkulu idi. Ve tabii Yeni Yapılanma cümlesinden çeşitli okullar açılıyordu. Ancak savaşlar ve öğretmen yokluğu nedeniyle okullar bir açılıyor bir kapanıyordu. Yani eğitim yapılamıyordu. Devlet kullarını (Vatandaşlarını) 1840'lı yıllarda başlamıştı.Tabii devlet bir takım kurum ve kuruluşlar da açıyordu. Yenilikler oluyordu. Fakat yenilikler gericiler, yobazlar tarafından engelleniyordu. Bu gelişmeler ve tartışmalar, irtica hareketleri olurken Osmanlı Orduları girdikleri savaşları kazanamıyorlardı. Yeni Osmanlılar denilen aydınların önerileri de Padişah ve hükümeti tarafından kabul görmüyordu. Çaresizlik içinde Namık Kemal şöyle diyordu:
"BİR FABRİKAMIZ BİLE YOK. BİR ANONİM ŞİRKETİ BİLE KURABİLECEK DURUMDA DEĞİLİZ" diye yakınıyordu.
Sorunlar Osmanlı Devleti'nin kendisini değişen ve gelişen dünya şartlarına uyduramamasından kaynaklanıyordu. Devletin temellerinden çatırdadığını ilk gören Mustafa Kemal olmuştur. Ancak Yeni Devlet kurmak için de zaman yoktu. Çünkü düşmanlar saldırıyordu. Ruslar Avrupa'da yolumuzu kesmiş, Balkanlar üzerinden sınırlarımızı zorluyor, Akdeniz'e (Sıcak Sulara) inmeye çalışıyordu. Nitekim 1928 yılında Edirne üzerinden saldırıya geçmişti. Çorlu'ya kadar ilerlemişti. Edirne Anlaşması ile Rusya çekilmiş, fakat bu kez 1877'de Bulgaristan üzerinden saldırıya geçen Rusya Yeşilköy'e kadar gelmişti. Osmanlı Devleti Rus savaşından bir yıl önce yani 1876 yılında İLK MEŞRUTİYETİ ilan etmişti.
Ancak Padişah I. Abdülhamit Anayasalı bir idareden hoşnut değildi. Nitekim Meşrutiyeti rafa kaldırdı, Ana yasayı hazırlayan Mithat Paşa'yı da sürgüne gönderdi ve sonra da Edirneli bir berbere Suudi Arabistan zındanlarında boğdurdu. Rusya'nın işgali 1878 sonlarına kadar devam etti. Ayazofonos (Yeşilköy) Anlaşması ile Trakya'dan çekildi. O zaman Veysel Paşa Kırklareli'ni Ruslar'dan geri almıştı.
Osmanlı Devleti'ni yönetenlerin artık bir şey yapacak durumları yoktu. Balkan ülkeleri ayaklanmış, Osmanoğullarını Anadolu'ya sürmeye hazırlanıyorlardı. Osmanlı Devleti ise Arap İsyanı'nı bastırmaya çalışıyordu. 1912 Balkan Ülkeleri taaruza geçtiler, Bulgarlar bir ay içerisinde Çatalca'ya kadar geldiler. Bütün Balkan ülkeleri Osmanlı Devleti'nin idaresinden çıkmıştı. Padişah damadı Enver Paşa da o sıra Osmanlı Ordusunu Almanlar'a rehin etmişti. Savaşamayan ordunun eğitimi Alman subaylarına verilmişti. Bu kötü gidişi ÇANAKKALE KAHRAMANI MUSTAFA KEMAL TERSİNE ÇEVİRECEK, YENİ TÜRKİYE DEVLETİ'ni kuracaktır. Bugün Türkiye O'nun eseridir.
Hiç kimse kendini Mustafa Kemal Atatürk yerine koyamaz. Tarih buna izin vermez.