Gelenektir, yeni yıla girildiğinde eski yılın muhasebesi yapılır, eksiler artılar ortaya çıkarılır. Cumartesi gün çıkan yazımda bunu yapmaya çalıştım. Ancak geçen yıl neler okuduğuma değinmedim. Oysa Kırklareli'nin yetiştirdiği, yazdığı kitaplarla herkesi şaşırtan Hatice Opak Bilgin İstanbul'dan telefonla geçen yıl 30'un üstünde kitap okuduğunu bildirdi. Bu ölçü ileri ülkelerde Kitap Kurdu tabir edilen insanların okudukları kitap sayısına eşittir. Günümüzde çok kitap okuyanın okuduğu kitap sayısı yılda en çok 23-24 dolayındadır. Bilindiği gibi Hatice Opak Bilgin Kırklareli'nde İLK Kadın Hikaye, İLK Kadın Gazeteci Yazar ve Kırklareli'nde Fatma Aliye Hanım'dan sonra roman yazarı ikinci kadındır. Ve aynı zamanda Hatice Opak Bilgin şairdir. Şu son on yıl içerisinde ikisi şiir, biri roman, biri hikâye, biri Röportaj dalında olmak üzere beş kitap yazmıştır. Bana göre Hatice Opak Bilgin'in bugün geldiği yer anlaşılmasa da gelecekte bu kadın yazarın başarılı çalışmalar yaptığı yazılıp konuşulacaktır. Bizim toplumda yaşarken kim anlaşılmıştır ki o, şu, bu anlaşılmış olsun.
Geçen yılın Yeni Yıl'a sarkan muhasebesinde, DURUM MUHAKEMESİ'NDE herkes geçen yıl ne yaptığını görmüştür her halde. Tabii bazı şeyler öne çıkmıştır elbet. Ancak geçen yıl neler okuduğumuzun, ne gibi bilgilerle donandığımızın, güçlendiğimizin Muhasebe Sayfası'na not edilmiş bir şey yoktur. Mesela ne okuduk, ne kadar okuduk? Kimleri okuduk?
Bu konuda fazla bir şey söyleyeceğimizi sanmıyorum. Çünkü bizde evlere girmeyen tek şey KİTAP'tır. Kitaba evde yer yoktur. O, nedense bizim için, evimiz için fazla bir şeydir. Oysa ileri ülkelerde insanlar ekmek gibi kitap tüketiyorlar. Kim bu ileri ülkeler? Bizde olmayanı yapanlar ileri ülkeler, ileri uluslardır. Onlar ilerlemenin, uygarlaşmanın basamaklarını birer birer çıkmışlardır. Onlar için GERİ TOPLUM, AZ GELİŞMİŞ ÜLKE, GELİŞMİŞ ve GELİŞMEKTE olan ülke. Ancak gelişmiş bir ülkenin ilerisinde de bir başka ülke, bir başka toplum vardır. O toplum, BİLGİ TOPLUMU, ENDÜSTRİ TOPLUMU'dur. Teknoloji üreten, ağır ve büyük fabrikalar yapan, uzaya giden ülkelerdir bunlar. Tonlarca ağır bir Uzay Gemisi'ni bulutlar ötesine göndermek, onu bir yere oturtmak ve sonra geri dönmesini sağlamak kolay değildir. Bugün dünyamızda bunu kaç ülke başarmıştır?
İleri ülkeler bu noktaya emekleyerek, çalışarak, okuyup araştırarak, düşünerek gelmişlerdir. Her başarının, her yaptığımızın temelinde ve içinde EMEK vardır. O, kutsaldır. Emek ve gayret sarf etmeden insanların, toplumların ilerlemesi mümkün değildir. Ama bu noktada her şeyden önce OKUYAN İNSAN, OKUYAN ULUS olmak gerekir. Gazeteyi spor sayfasından okuyanın, kitabı eve koymayanın, sorusu olmayanın, cebinde kâğıt kalem bulundurmayanın bu dünyada yapacağı fazla bir şeyi yoktur. Biz dünyada OKUMANIN AYET, İŞİN İBADET olduğunu bilmiyor muyuz? Bildiğimiz halde okumuyoruz, işin ibadet derecesinde önemli olduğunu bildiğimiz halde tam kapasiteyle çalışmıyoruz. Onun için oturmaya, kahveye gitmeye, televizyon izlemeye, laf üretmeye çok zamanımız olmaktadır.
Okuyan bir insanın bizi düşündürüp, neler söylettiğini yazdırdığını gördünüz mü? Okuyun, şikayet ettiğiniz gerilikten, yoksulluktan, cehaletten suskunluktan zamanı bozuk para gibi harcamaktan kurtulun. Üçbin yıl önce söylenmiş bir sözdür: ''İçinde kitap olmayan bir oda ruhsuz bir beden gibidir.'' Unutmayın okuduğunuz herhangi bir kitap hayatınızı değiştirebilir, ufuk açabilir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol