İnsanlar birbirilerinden farklıdır. ''Farkların, Farklılıkların başkaları tarafından kabul edilmesi sağlıklı bir toplum için gereklidir. Bu aynı zamanda bir LAİK ve UYGARLIK anlayışıdır. İleri ve eğitimli toplumlarda bu sorun az çok çözümlenmiştir ama geri ve az gelişmiş toplumlarda konu hala gündemdedir ve sıkıntı yaratacak durumdadır.
Geri toplumun insanı genelde bütün insanları kendine benzer görür. Mesela Türk toplumu bu özelliktedir. İnsanlarımız bu özellikleri nedeniyledir ki 67 yıldan beri kendisine benzeyeni seçmektedir. Kendi partisinin karşısında olan partinin ve partilinin farklı bir parti ve partili olduğunu, kendisinden farklı düşünen insanlar olduğunu kabul edemez. ''Onun benden farklı nesi var'' deyip geçer. Oysa beğenmediği, ''Onun nesi var'' dediği insan belki eğitimlidir, kültürlüdür, bilgilidir, sağlam bir karaktere sahiptir, varlıklıdır, paylaşımcıdır, dayanışmacıdır. ''Fakat ne var ki bunlar onun için bir özellik, bir farklılık değildir. Onun istediği ona benzemektir. Soy sop aramanın, taramanın temelinde bu vardır.
Kuşaklar yani nesiller arasında da bu tür bir çatışma, eleştiri söz konusudur. Bizden önce yaşamış insanları ''Onlar bilmiyorlardı, cahildiler, görgüsüzdüler, yani iyi şeyler görmemiştiler, eğitimsizdiler'' diyerek eleştiri yapar, onları beğenmediğimizi ifade ederiz. Bugün ülkemizde kuşaklar arası farklılıklar tartışma, çatışma nedenidir. Zamana uyumsuzluklar aile içinde, toplumda vardır. Eski kuşak insanları yeni kuşaktan olanların yaşam biçimlerini, gelenek ve göreneklere bağlı olmaksızın hareket ve davranış sergilemelerini, ''Biz çocukluğumuzda bunlar gibi miydik? Şimdiki kuşaklarda ne saygı, ne sevgi var. Onlar bizi beğenmiyorlar ama bizden çok yaşlı görünüyorlar'' diye yeni kuşaklara eleştiri okları yöneltiriz.
''YENİ KUŞAKLAR BİZDEN ÇOK YAŞLI GÖRÜNÜYOLAR'' ne anlamda ''Yaşlı'' görünüyorlar? Eski fikirlere sahip oldukları için mi yaşlıdırlar yoksa fiziken çökmüş göründükleri için mi yaşlı görüntüdedirler?
Yaşlı görünen kuşaklar zamanın gerisinde kalmış, eski fikirlerle hayatı anlamaya çalışanlardır. Yaşlı Görünen Kuşak yaşam biçimiyle, düşünce ve zihniyet tarzı itibariyle sosyal ilişkileri yönüyle bugünün insanı gibi değildir. Bu nedenle ''Gerici'' bu nedenle "Yobaz" ve bu yüzden ''Mürteci'' bu yüzden ''Hayatı mantar''dır şeklinde eleştirilir. Babaları başka türlüsünü görmedi oğulları da görmeyecek denir. Haklı veya haksız böyle söylenir.
Oysa çatışma, eleştiri konusu bu değildir. Sorun zamana uyum sağlayamamaktan, zamanın gerisinde kalmaktan, değişimi fark edememiş olmaktan kaynaklanmaktadır. Zaman değişmekle ahkamda değişir, kuralını bilmemektendir.
Yıllar önce okumuştum. Amerika'nın Beş Yıldızlı Generali Macarthur'un masasının bir ucundaki yazıda hayatta yıldızlar kadar genç ve parlak kalmanın yolu gökyüzündeki yıldızlara kavuşma arzusudur. Esas olan gökteki yıldızlar kadar parlak olmak, onlar gibi ışık vermek onlara benzemektir. ''Çünkü gökteki yıldızlar yaşlı da olsalar ışık saçmaya, parlak görünmeye devam ederler'' Mustafa Kemal Atatürk içinde genç kalmanın yolu yaşa bağlı olmak değil, başa bağlı olmaktır. ''Genç Fikirli'' olmaktır. O da okumayla, okuduğunu anlamayla, ona kendi düşünceni eklemeyle olur.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol