YER ALTINDAKİ TAŞLAR DEĞİL YER ÜSTÜNDEKİ BAŞLAR ÖNEMLİ

Yabancı bir ülke üniversitesinde öğretim üyeliği yapan Prof. Dr. İhsan Işık bir yazısında İngiltere'nin İkinci Dünya Savaşında ünlü Başbakanı Viston Churchill (Çörçil )in 1943 yılında söylediği "Geleceğin imparatorlukları, beyin imparatorlukları olacak" sözünden hareketle ''Bugün beyin ürünleri dünyanın tepe firmalarının yüzde 70 değerine ulaşmıştır'' diyor. Yüze yakın ülkenin zenginliğine eşit zenginlikte genç beyinler bulunduğuna vurgu yapıyordu. Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in Petrol Şeyhi değil bir beyin işçisi olduğuna dikkat çekiyordu. Anlaşılan bu çağda bir ülkenin en büyük serveti yer altındaki taşlar değil, yeryüzündeki başlardır hükmüne varıyordu. Yeni kuşaklar bilmezler. Çörçil Birinci Dünya Savaşında Mustafa Kemal karşısında Bahriye Nazırı (Deniz Bakanı) idi. İngiliz donanması Çanakkale'yi geçemediği için koltuğundan olmuştu. Ancak yinede büyük bir devlet adamıydı. İngiliz şair ve tiyatro yazarı Şekspir'i İngiltere'den büyük gördüğünü söyleyecek kadar insan beynine önem veren biriydi. İkinci Dünya Savaşı'nda İngiltere Başbakanı idi ve Türkiye'yi savaşa sokmak için birçok defa İsmet İnönü'nün ayağına gelmişti. Bu ayraçtan sonra konumuzun başına dönersek henüz başında bulunduğumuz yüzyılın en büyük değerinin gelişmiş insan beyni olduğu kabul edilmiş bir görüştür. Bu nedenle gelişmiş ülkeler ve özellikle Amerika gelişmekte olan ülkelerden beyin kabul etmekte, onların ülkelerinde öğrenim hayatlarını, iş hayatlarını araştırmakta, Amerika'ya gelmelerini sağlamaktadır. Türkiye'den gelişmiş, yaratıcı zekâya sahip pek çok genç insan kapağı Amerika'ya atmıştır. Bu olay geçmişte çok yazılıp çizilmiş ''Beyin Göçü''nün önlenmesi için önlemler alınması istenmiştir. Ancak Türkiye'de o yıllarda genç beyinlere iş bulunamamış, bu yüzden gitmeleri engellenmemiştir. Benim yedek subay arkadaşım olan Alaeddin Yıldız Türkiye'de iş bulamadığı ve ilgi görmediği için 1960'lı yılların başında Amerika'ya kapağı attı ve şimdi Amerika'nın NASA Uzay İstasyonunda çalışmaktadır. Buna benzer zeki insanımız yabancı ülkelerde önemli görevlerin başındadırlar. Böylece bu zengin ülkeler hiçbir harcama yapmadan ''UCUZ BEYİN'' sağlamış olmaktadırlar. Ancak son yıllarda ülkemizde PARLAK ZEKALAR'a yönelme onları okullarında izleme gibi bir ilgi yaratılmış, Özel Sektör ''Yaratıcı Zekâ'' peşine düşmüş bulunmaktadır. 1960'lı yıllarda kurulan Devlet Planlama Teşkilatı o zamanın zeki gençlerini, işinde ve mesleğinde başarılı olanları bünyesinde toplamıştı. Devlet Planlama Teşkilatında bu gelenek devam ediyor mu bilmiyorum. Rahmetli İsmet İnönü bu geleneğe büyük önem veriyordu ve hatta basın bu zeki gençlere "İNÖNÜ'NÜN PRENSLERİ" diyordu. 1970'li yılların başında kurulan Nihat Erim hükümeti de Atilla Karaosmanoğlu gibi uluslararası değerde insanlar yer almışlardı. Daha sonraki yıllarda Atilla Karaosmanoğlu Dünya Bankası İkinci Başkanı olmuştur. Şüphesiz yerin altındaki taşlardan yani madenlerden yerin üstündeki gelişmiş beyinler daha değerlidir. Bir ülkeyi derleyip toparlayan, ileri götüren onlardır. Bir ülkeye vizyon kazandıran bu yaratıcı zekalardır. Bugün nükleer güç haline gelmiş olan İran bu durumu 500 Parlak Zekâ'ya borçludur. Böyle bilelim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol