YER VE KENT İSİMLERİ OLDUĞU GİBİ Mİ KALMALIYDI?

Mahmut Akpınar geçenlerde yazdığı bir yazıda şehir isimlerine dokunuyor, "Eski adları değiştirilmekle" şehirlerin, köylerin tarihinde bir değişiklik olmadığını, bugün şehir ve köylerimizin yüzde 80'ninin adlarının Rumca, Ermenice, Helence olduklarını söylüyordu. Eski adları ile kalsalardı bir şey değişmezdi demeye getirerek, bu yoldan tarihin tahrif edildiğini ileri sürüyordu.
Bu bir görüş ama katılmak mümkün değildir. Halk Türkçe konuştuğuna göre yaşadığı yerin adının da Türkçe olmasından daha doğal ne olabilir ki?
Cumhuriyeti kuranlar dilde ve yazıda değişikliği zorunlu görmüşlerdir. Bu nedenle yazı değişikliğine, yabancı dilden ve kökenden dilimizin içine girip yerleşmiş kelimeleri, isimleri Türkçeleştirme yoluna gitmişlerdir. Nitekim zaman zaman isimler değişmiştir. Örneğin, Kırkkilise KIRKLARELİ olmuştur. Yine, Su kaynağı anlamında Kaynarca, Paspala, Şükrüpaşa, Koyva Kuzulu olmuşlardır. Cumhuriyet Hükümetlerinin zaman zaman yaptıkları Türkçeleştirme işine halkın bir itirazı olmamıştır. Ancak yer ve şehir isimlerinin Türkçeleştirilmesi yaygın olmamış, 1960 yılından sonra da fazla bir isim değişikliği yapılmamıştır. Yrd. Doç. Dr. Mahmut Akpınar'ın dediği gibi, kentler, köyler çoğunluğu tarihten gelen isimlerini korumuşlardır. Mesela, "Trabzon, Tarsus, İskenderun, Mersin isimleri Türkçe değildir. Artık bu isimler dilimize ve Türk tarihine yerleşmişlerdir, bundan sonra da isim değişikliğine gidileceğini sanmıyoruz.
1960'lı yılların ortalarına doğru Alman tarihçilerinden Klaus Kreiser, "DOĞU TRAKYA'DA YER İSİMLERİ" araştırması için Kırklareli'ne gelmişti. Birkaç gün birlikte çalışma yaptık. Bazı yerlere gittik. Alman tarihçiden öğrendiğim şu oldu, tarihten gelen her şey bilgidir, belgedir, çok zaruri olmadıkça değiştirilmeleri doğru değildir. İsim değişikliği anlam değişikliği demektir. Prof. Dr. Kalus Kreiser yer ve kent isimlerini tarihten gelen şekilleriyle tespit edip sonradan yazdığı kitabına aynen geçirdi. Bu kitap, yani "DOĞU TRAKYA'DA YER İSİMLERİ" kitabında isimler Türkçe, Eski Türkçe ve Almanca olarak kendilerini korudular. Bu kitabın Türkçe, Eski Türkçe ve Almanca yazılmış olması okunmasını kolaylaştırmıştır. İçişleri Bakanlığında zaman zaman kurulan ve toplanan "İSİM DEĞİŞTİRME KOMİSYONU"nun Cumhuriyet tarihinde şimdiye kadar 30 bine yakın yerin ismini değiştirdiği ortaya çıkmıştır. Daha çok isim değişiklikleri Karadeniz Bölgesi ile Güney ve Güneydoğu Anadolu'da olmuştur. 12 Eylül 1980 darbesi sonunda sadece 280 yerleşim biriminin adı Türkçeleştirilmiştir.
Yerleşim birimlerinin isimleri yörenin coğrafyasını, yeryüzü şekillerini ve tarihini öğrenmek bakımından büyük önem taşımaktadır. Pınarhisar dendiği zaman yerleşim biriminin olduğu yerde kaynak ve kale olduğu anlaşılmaktadır. Ben araştırmalarımda bu yöntemden çok istifade etmişimdir. Araştırmalarımda mevki adları önemli ipuçları vermiş, bilgi edinmeyi kolaylaştırmıştır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol