"YOKSULLUK KÜLTÜRÜ" Türkiye'de yaygın biçimde bilinmeyen bir Gecekondu Kültürü'dür. Dünyada ilk defa böyle bir kültürün varlığını Amerikalı Antropolog ve Sosyolog Oscar Lewis Porto Riko'da tespit etmiştir. Porto Riko Amerika'nın güneyinde, Amerika'nın dışında Amerika'nın eyaleti gibi bir yerdir. Oscar Lewis burada araştırma yaparken, yoksul insanların genlerine işlemiş bir kültür bulunduğunu görmüştür. Uzun araştırmalardan sonra bu kültürün geri kalmış, özellikle Güney Amerika ülkelerinde yer aldığını tespit etmiş, Türkçe'ye "İŞTE HAYAT" adıyla çevrilen iki ciltlik romanın önsözünde anlatmıştır. Ünlü bilim adamı bu kültürü şöyle tanımlamıştır:
"Yoksulluk Kültürü kesin tabakalara ayrılmış kişiselliğe aşırı derecede eğilmiş, kapitalist bir düzendeki aşağı sınıfın gösterdiği tepki ve koşullara uyma çabasıdır. Yüksek tabakanın koyduğu değer yargıları çerçevesinde, yüksek tabakanın hedefine ulaştığını görmekten doğan ve başarıya ulaşmanın imkânsızlığının verdiği hayal kırıklığını ve çaresizliği yenmek için harcanan çabaların yansımasıdır." "Bu kültür kapitalizmi geçiş ya da teknolojik değişiklikler ve gelişmeler döneminde olduğu gibi, bir sosyal ve ekonomik düzen yıkıldığı, yerine yenisi yerleşmeye başladığı zaman meydana gelir."
Oscar Lewis'e göre "Yoksulluk Kültürü'nü en fazla benimseyenlerin büyük bir hızla gelişmekte olan bir toplumdaki aşağı tabaka halkıdır. Aşağı tabaka toplumun tabanında kalmış eğitimsiz, topraksız, çaresiz insanlardır. Bu insanlar elem ve ıstırap içerisinde, boşluk duygusu yaşamaktadırlar." Peki, Yoksulluk Kültürü ortadan kaldırılamaz mı? Amerikalı bilim adamına göre kaldırılabilir fakat çok zor. Çünkü bu insanlarda Kültür Yoksulluğu vardır.
Türkiye'de Yoksulluk Kültürü'ne mahkum insanlar, toplum kesimleri var mıdır?
Bu konuda Prof. Dr. Orhan Türkdoğan ve rahmetli Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil araştırma yapmışlar, bu kültürün Gecekondu semtlerinde var olduğunu görmüşlerdir. Türkiye'de, "Yoksulluk Kültürü olan insanlar sadece kendi çevrelerinde yaşarlar ve tarih bilgileri çok azdır. Yalnız kendi dertlerini, kendi bölgesel koşullarını, kendi çevrelerini ve kendi yaşantılarını bilirler. Bildikleri tek şey de "GEÇİM SIKINTISIDIR" Kurum ve Kuruluşlarla, insanlarla ilişkilerini hep bu Geçim Sıkıntısı Sorunu açısından ele alınır. Prof. Dr. Orhan Türkdoğan'a göre "Gecekonduların kökeni kırsal alanlardır. Bu nedenle Köylülük Kültürü ile Yoksulluk Kültürü arasında bazı benzerlikler vardır. "Bu benzerlikleri Yoksulluk Sınırı'nın altında yaşayanlarda aramak gerekir. Ancak bizde böyle derinliğine araştırmalar yoktur. Orhan Türkdoğan'dan başkasının da bu konuda araştırma yaptığını, kitap yazdığını bilmiyorum. Rahmetli Tütengil Hoca'nın bu konuda yazdığı bazı yazılarını okuduğumu hatırlıyorum. Şimdilik elimizde Prof. Dr. Orhan Türkdoğan'ın yazdığı "YOKSULLUK KÜLTÜRÜ" adlı kitabından başkası yoktur. Ancak Amerikalı bilim adamının Türkçeye çevrilen "İŞTE HAYAT" kitapları okunduğunda bu konuda bilgi sahibi olmak mümkündür.
Bu kültürü bilmek ve tanımak neye yarar? Bize göre insanımızı tanımaya yarar. Bizim insanımız ilişkilerini ve siyasi tercihini kendine benzeyen insanla sınırlandırmıştır. Şunca yıldan beri olduğu yerde kalması, değişmemekte, değiştirmemekte direnmesi bir şey anlatmıyor mu?
çok güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş. Bazı şeyleri bilip ama temelde bunun nasıl adlandırıldığını bilmediğimiz için bu tür yazıları takip edemiyoruz.
Nazif Bey son paragraf hariç güzel yazmış. Ancak bu yazı böyle bitmemeliydi. Konu çarçabuk bu insanların tercihine ve değiştirmemesine getirilmemeliydi. Demek ki kendisi de bu kültürü tanımıyor. Bence de bu kavramın işlenmesi insanımızı tanımaya yarar. Ama kendisi tanımıyor. Tercihini insanların kendine benzeyene yöneltmesi yanlış değil ki. Yani Nazif Bey'in kendisi de daha 1960'da kalmış gibi. Köylü yoksul kesim en az 10 farklı tercih yapmış denemiş %20 vermiş olmamış % 15 yapmış. %22 vermiş sonra % 13'e düşürmüş. İktidar etmiş baraja takmış göğe çıkarmış yere çarpmış ama kendini aydın zanneden ve halkın tercihini beğenmeyenler hiç değişmemiş 50 yıldır aynı partilerine programlarına oy vermiş. Yoksulluk kültürü kültür yoksulluğu ile anlaşılamayacak kadar derin bir konu sığ suda elle balık tutmaya benzemez. Vesselam