“Yunus Gibi” şiirim:
Canın canan için yanar mı
Yitik baban,
anan için ağlar mı
Can can içredir.
Yaşam sevgi içindir
Anlayan duyan var mı
Can öksüz kalır
Cananı kaybedince
Canan bilir mi
Can ateşini duyabilir mi
Canan için
yanmayan kavuşabilir mi
Can kavrulmadıkça
Yunus olabilir mi
Sevdanın şarabını içebilir mi
Selahattin Demiraco
Yaşamın derin soluğunda şiirlerin, veciz sözlerin bir anlamı vardır. Yunus Emre'nin şiirlerindeki anlamı sevmiştim. Yunus Gibi şiirim bir anda yazıya dökülürken gözlerim buğulanmıştı. Güzel şiirleri severim.
Yunus gibi insanlarımız vahşi dünyada azalsa da onlar bizim oksijenimizdir. Her şeyimizdir. Onlarsız bir dünya boştur.
Kimsenin kimseyi anlamak istemediği ortamlarda yaşam olmaz.
Ağır ekonomik koşulların ezip kahrettiği dünyada yaşamak zordur.
Gerçek sevdaların kalmadığı sanal bir dünyada yaşıyoruz. Gençlerin elinde pahalı cep telefonları, birbirine mesaj atmalar…
İnternette takılmalar... Şöyle iki muhabbet kalmadı gibi. Eskiden gençler, kadınlar, kızlar roman okurlardı. Komşuluk akrabalık vardı. Büyük bir aile gibi yaşardık. Komşuda kuskus, erişte yapılırdı. Yufkalar açılırdı. Kara kazanda üzüm pekmezi pişerdi. Ev ekmeği, ev börekleri, tepside oğlaklar mahalle fırınında pişerdi. Her şey organikti…
Rumeli şarkıları efkarımızı alır bizim… Yüreğimiz Balkanlar, Rumeli… Sevdamız mutlu bir Türkiye… Bir nara atarsın gecenin koynuna… Dayler dayler viran dayler…
Yunus gibi yaşamak zorlaştı. Yalnızlaşan insanlık bir dost arar hale geldi. Zor ekonomik şartlar insanın canını bezdirdi. Halkın yaşam koşulları iyileştirilmelidir. İnsanların satın alma koşulları artırılmalıdır. İstihdama destek verilmelidir. Yüksek dükkan kiraları herkesin belini büktü. Dükkanını kapatan esnaf sayısı, her geçen gün artıyor. Yoksulla zenginin arasındaki mesafe her geçen gün artıyor.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol