"Ya hep beraber, ya hiçbirimiz"

18 Aralık 2015 Cuma günü, Kırklareli AKM'de, KLÜ Toplum Gönüllüleri Derneği tarafından düzenlenen "Yaşam Hakkı, Hayvan Hakları ve Yasalar" konulu söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşiye konuşmacı olarak katılan Hayvan Hakları Konfederasyonu Kurucu Kurul Üyesi Timur Ugan, doğayı, çevreyi, insanı savunmadan ve eğitmeden, hayvan haklarını korumanın mümkün olamayacağını dile getirdi.

Kırklareli Belediyesi'nin katkılarıyla, KLÜ Toplum Gönüllüleri Derneği tarafından düzenlenen "Yaşam Hakkı, Hayvan Hakları ve Yasalar" konulu söyleşi Kırklarelili doğaseverlerden yoğun ilgi gördü.
18 Aralık 2015 Cuma günü, Kırklareli Atatürk Kültür Merkezi'nde saat 15.00'te başlayan ve Hayvan Hakları Konfederasyonu Kurucu Kurul Üyesi Timur Ugan'ın konuşmacı olarak katıldığı söyleşi, "Hayvan Hakları" ile ilgili kısa film gösterimi ile başladı. Film gösteriminin ardından açılış konuşmasını yapan KLÜ Toplum Gönüllüleri Derneği Üyesi Orkhan Ahmedsoy, katılımcılara hoş geldiniz dedikten sonra şöyle konuştu: "KLÜ Toplum Gönüllüleri Derneği, 1 senedir sokak hayvanlarına yönelik bir proje yürütüyor. Bu proje kapsamında, toplumun bilinçlendirilmesi ve aynı zamanda iletişimle ilgili bazı sorunlar olduğunu gördük. Bunlar nasıl kaldırılabilir diye düşündük. Tam o sırada Timur Bey gibi değerli bir insanla tanıştık. Onun konferansıyla birçok sorularımıza cevap bulabileceğimizi düşünüyoruz. Peki neden sokak hayvanları ile ilgili proje yürütülüyor? Her bir canlının yaşam hakkı kutsaldır. Benim için barış kavramı, her bir canlının yaşam hakkı korunmadan, sağlanmadan mümkün değildir. Bir yanda hayvanlar eziyet görürken, yunus parklarında, hayvanat bahçelerinde işkencelere tabi tutulurken, sokaklarda kediler, köpekler, kuşlar açlıktan ölürken barıştan, daha güzel bir dünyadan söz edemeyiz. Aslında bunların üzerine nasıl gidebiliriz ve bu sorunların nasıl üstesinden gelebiliriz? Bunun aslında çözümü tam da şu manzara. Eğer birlikte olursak, ortak bilinçle bir şeyler yapmaya çalışırsak daha güzel bir dünya kurabiliriz. Bu yüzden hepinizden projelerimize destek vermenizi bekliyoruz."
Ahmedsoy'un ardından kürsüye çıkan Hayvan Hakları Federasyonu Kurucu Kurul Üyesi Timur Ugan; Toplum Gönüllüleri Derneği'nin çok başarılı çalışmalara imza attığını dile getirerek, "umudumuz onlarda" diyerek, üniversite örgütlenmesinin çok zorunlu, hayati ve gelecek için yakıcı önem taşıdığını dile getiren Ugan konuşmasına şöyle devam etti: "Biz hayvan hakları savunucusu olarak adlandırılıyoruz ama biz kendimize hayvan hakları savunucusuyuz demiyoruz yaşam hakkı savunucusuyuz diyoruz. Yaşam hakkının olmazsa olmaz koşulu da evrensel barıştır. Barışın olmadığı hiçbir toplumda yaşam hakkından söz etmek mümkün değil. Doğayı, çevreyi, hayvan haklarını, elbette insan haklarını savunmak zor, yüreklice bir iş. Sakın bulunduğunuz alanda yaptığınız çalışmaları küçümsemeyin. Sizin kurtardığınız her can aslında dünya barışına hizmettir. Biz bu temelde, bu ilkeyle çalışıyoruz. Yani kendimize yaşam hakkı savunucusuyuz diyoruz.
Çünkü yalnızca hayvan haklarıyla ilgili konulara değinmek, bilimin doğasına ters. Doğa, çevre ve hayvan hakları, insan hakları savunucusu olmayan bir insanın yeryüzünde yaşamın devamına bir katkısı olamaz. STK olarak görevimiz hayvan hakları savunuculuğu da olsa, doğayı, çevreyi, insanı korumak ve eğitmek zorundayız. İnsanı eğitmezseniz, unuttuğu değerleri hatırlatmazsanız başarılı olma şansınız yoktur. Saha çalışması yapmadan, her ilde, ilçede gönüllüler çıkarmadan, onları eğitmeden, bilimsel bilgiyle, sevgiyle donatmadan başarılı olunamayacağını, internet üzerinden yapılan hayvan hakları savunuculuğuyla hiçbir yere varılamayacağını iddia ettik ve yollara düştük. İlk turumuz da Trakya turudur. 4 yıl önce geldiğimiz yer Kırklareli'dir."
İnsan eliyle mahvedilen bir dünyanın ortasında yaşadığımızı dile getiren Ugan, küresel ısınmaya sebep olan sera gazı, petrol, kömür gibi çevreye zarar veren konular konusunda hiçbir tedbir alınmadığını dile getiren Ugan; "Petrol rezervinin, petrol ürünlerinin kullanımının tamamen yasaklanması, yenilenebilir enerjiye geçilmesi ancak insan hayatını kurtaracakken, 20-25 yıl sonra bütün insanlığı mahvedecek şu sanayileşmenin, fosil yakıtların, petrol ürünlerinin hala ticareti yapılıyor. 25 yıl sonra Orta Asya'dan 1,5 milyar insanın Avrupa'ya göç edeceği hesaplanıyor. Bu durumda nasıl bir kaos yaşanacağını hesap edin. İnsan kendi eliyle kuyusunu kazıyor. Bütün canlı yaşamını yok ediyor. İnsanın şeytani egosu her zaman iş başında ve bunun önüne geçilmezse dünya da insan eliyle yok edilecek."
"İnsanoğlu hayvanı öyle bir alınıp satılabilir mal haline getirdi ki, bugün evcil hayvandan egzotik hayvan kaçakçılığına kadar oluşan cironun dünyadaki futbol sektöründe dönen cirodan çok daha fazla olduğu hesap ediliyor. Hayvanları mal haline getirdiğiniz sürece, ne hayvanlara eziyet bitecektir, ne yasadışı hayvan üretimi bitecektir, ne de sokağa atılmış o evcil hayvan sorunu bitecektir."
Ülkemizdeki hayvanat bahçelerinin hayvan haklarına aykırı olduğunu dile getiren Ugan, Türkiye'de sadece 3 şehirde, Kayseri, İzmir ve Gaziantep'te kurallara uyan hayvanat bahçesi olduğunu dile getirdi.
"Mesele yalnızca sokak hayvanı değil. Doğanın nasıl katledildiğini görmelisiniz. Trakya bölgesinde kendine avcı diyen caniler öyle bir katliam yaptılar ki bölgede bugün keklik, tavşan gibi en çok bulunan hayvanlar bile tükendi. Onlar gidince buğdayı, mısırı, ağacı hastalık sardı. Her türlü kene, bit, süne arttı. Trakya bölgesinde bir ziraat mühendisi arkadaşım artık İğneada'da ardıç ağacı yetişmediğini söyledi. 'Ardıç kuşu giderse ardıç ağacı yetişmez' dedi. Ardıç kuşları ise avcılar yüzünden kaçtı."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol