Yeşil Sol Parti Kırklareli İl Örgütü, Partinin Eş Sözcüsü Naci Sönmez ve Yeşil Sol Gençler Yürütme Kurulu üyesi Ozan Güler’in de katıldığı basın toplantısı ile referandum kampanyasını başlattı.
YSP Kırklareli İl Eş Sözcüsü Ertuğrul Öksüz’ün de katılım gösterdiği toplantı geçtiğimiz Cumartesi günü saat 16.00’da Kırklareli Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Partinin Kurucu İl Yöneticisi Hüseyin Kahraman’ın yaptığı açılış konuşmasının ardından, Partinin Eş Sözcüsü Naci Sönmez tarafından basın açıklaması okundu. Açıklamada şunlar kaydedildi;
“Bugün, anayasa değişiklik paketine karşı Yeşil Sol Parti’nin kampanyasını “bir hayır yeter” diyerek başlatıyoruz. İktidar, halkların demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi, laik ve ekolojik bir anayasa ihtiyacını öteleyerek, kendi meşrebince yeni bir rejim inşa etmeye çalışmaktadır.
Yeşil Sol Parti olarak;
Bugün Türkiye’de gerçek bir demokratikleşme için en acil ihtiyacın otoriter, baskıcı ve yasakçı niteliğinden hiçbir şey kaybetmemiş olan 12 Eylül 1980 Darbesi’nin ürünü anayasanın temelden değiştirilmesi olduğunu düşünüyoruz. İç barışı tesis edecek, toplumun farklı kesimlerinin özgürce bir arada yaşayabilmesini sağlayacak, demokratik siyaseti ve güvenceli bir yaşamı kurmaya yol verecek toplumsal mutabakat sağlanmalı ve bu mutabakat çerçevesinde yeni bir anayasa hazırlanmalıdır.
İktidar, halkı sandığa çağırırken getirdiği sistem değişikliğini maskeleyen ve sanki mevcut anayasanın ilerisinde basit düzenlemeler yapıyormuş havasını yaratan, aslında hiçbir doğruluğu olmayan söylemler kullanmaktadır. Oysa bu değişikliklerin gerçekleşmesi mevcut darbe anayasasını daha otoriter, daha anti-demokratik hale getirerek kalıcılaştıracaktır. Bu nedenle mevcudu daha da geri konumuna getirecek bu değişikliklere itiraz ediyor ve “hayır” diyoruz.
Bütün yaşam alanlarımız ve hatta yaşam hakkımız saldırı altındadır. İnsanlarımız katledilip, bombalarla parçalanırken, derelerimiz, havamız, suyumuz da büyük bir kıyımla karşı karşıyadır. Barışı ve güvenceli yaşamı teminat altına almayan, gelecek umudumuzu yeniden kazanmamıza vesile olmayacak bu değişikliklere, barış içinde yaşam hakkımıza sahip çıkmak adına “hayır” diyoruz.
İhtiyacımızın, her kesimin mutabakatı ile hazırlanmış, eksenine doğayla uyumlu, bütüncül politikaları koyan, eşit, adil ve özgür bir ortamda yaşamı garanti altına alan, yetkileri tabana yayan, demokratik ve radikal bir toplumsal sözleşme olduğuna inanıyoruz. Bu toplumsal sözleşmede doğa bir özne olarak yer almalı, insanın doğanın efendisi değil, onun uyumlu bir parçası olduğu anlayışıyla dünya üzerindeki yaşamın bir bütün olduğu algısı yerleştirilmelidir. Tüm canlı bileşenleri, sosyal ve kültürel varlıkları ile doğa ve çevrenin hakları eksiksiz tanınmalıdır. Yaşamın tamamı bir yana, tek adam bir yana diyen değişiklik talebine elbette “hayır” diyoruz.
Kuvvetler arasındaki denge mekanizmalarını güçlendirmeyen, yasamanın yetkisini yürütmenin kullandığı, yargı kararlarının vesayet altında olduğu yeni rejim inşasına olurumuz yoktur. Bu nedenle bu referandumda yapılmak istenen değişikliklere etkin bir yasama ve bağımsız bir yargı talebimiz için “hayır” diyoruz.
Bu anayasa değişikliğine hayır diyecek olanlar şimdiden kazanmışlardır. Çünkü hayır diyenlerin birbirinden farklı yaşam tarzlarıyla, siyasi duruşlarıyla ve ortaya koydukları itiraz etme biçimleriyle Türkiye’nin çeşitliliğini, çok kimlikli gerçeğini temsil ettiklerini görmekteyiz. Hayır diyenler çoğulculuğu içinde barındırmaktadır. Çoğulcu, katılımcı, ekolojik, demokratik ve laik bir anayasa yapılmasındaki ısrarımızı sürdürüyor ve bu nedenle de “hayır” diyoruz.
Türkiye’de yapılan bütün anayasalar iktidar sahiplerinin çıkarları doğrultusunda hazırlanmıştır. Halkın yönetime katılma olanakları sınırlanmış ve temsili parlamenter sistemin açmazında siyasi partiler ve seçim sisteminin demokratik olmayan uygulamalarıyla halk sözde demokrasinin etkisiz elemanı haline getirilmiştir.
Artık, yeter diyerek, halkın her düzeyde etkin kılınacağı ve sözün, yetkinin, kararın halkta olacağı bir demokrasi için bu referandumda getirilmekte olan değişikliklere “hayır” diyoruz.
Türkiye toplumunun vicdanına, siyasi ferasetine, iktidarın antidemokratik uygulamalarına karşı koyabilme iradesine güveniyor ve bu referandumda “HAYIR” diyeceğine inanıyoruz.
Meclisten geçti, bizden geçmeyecek. Demokrasi, barış ve özgürce yaşam için bir hayır yeter.”
Ne oy vereceğimden kime ne size ne ? Sandığa gideceğim ve hiçbirinizin etkisinde kalmadan bir seçimde bulunacağım. Bu anlattıklarınız anlatamadıklarınız algılarınız çarpıtmalarınız gerçekleriniz gerçek dışı bilgileriniz beni hiç etkilemeyecek. Ben de kendi süzgecimden sizleri geçirip sadece ülkem için bir oy kullanacağım. O kadar !