YILIN OLAYI ON BİN TON SAMAN SATIN ALIYORUZ

Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Abdullah Kutlu Türkiye'de saman fiyatlarının artması, saman darlığı yaşanması üzerine Bulgaristan ve Macaristan'dan ON BİN TON SAMAN SATIN ALACAĞIMIZI açıkladı. İlk parti saman Ocak ayında ülkemize gelmiş olacaktır. Gelecek olan saman 16 bölge Birliğine bağlı Bin 659 Tarım Kredi Kooperatifi ile 186 Hizmet bürosunda satışa sunulacaktır. Bazı gazeteler ot da satın alacağımızı yazmışlardır. Saman Türk hayvancılık tarihinde birinci derecede hayvan yemi olarak yer almıştır. Samanın hayvanları beslemediği bilinmiş olsa da hayvanların önüne, yemliklerine saman hep konmuştur. Bu kırsal kesim insanları fakir fukara ailelerinin sofralarından eksik olmayan Tarhana gibi bir şeydir. Saman ithalatını gerekli kılan nedir? Saman ithali tarihimizde ilk defa oluyor. Geçmişte bazı ailelerde, hayvan besleyenlerde, besicilik yapanlarda saman açığı görülse  bile bu, komşu samanlıklardan karşılanabiliyordu. Bugün anlaşılıyor ki çiftçi saman sıkıntısı çekmektedir. Komşuların samanlıklarında, saman yetersizliğini karşılayacak saman fazlalığı yoktur. Saman ithalatını ve yetersizliği yorumlayan uzmanlar, hayvan bakıcıları, hayvan çiftliği sahipleri olayı Türkiye'nin tarım alanında gerilediğine işaret sayıldığını söylemişlerdir. Sanıyoruz 2012 yılında Türkiye buğday üretiminde de geriye düşmüştür. Çünkü saman açığının ekin sapı açığı ile yakından ilgisi vardır. Ne kadar demet, ne kadar sap o kadar saman, o kadar dane demektir. Gerçi bazı zamanlarda sap ve demet bolluğuna rağmen başaklarda o orantıda dane olmayabilir. Hava şartları nedeniyle daneler beslenmeden kalmış olabilir. Cılız dane verimin azalmasına neden olmuştur. Ama bütün bunlara rağmen Türkiye'nin saman ithal eder hale gelmiş olması tarımda gerilediğini göstermektedir. Tarım niçin geriler? Tarımın gerilemesi çiftçinin tarlayı boş bırakması, çiftçilikten kopması demektir. Çiftçi yeterli teşvik ve destek görmüyorsa maliyetler yüksek, fiyatlar düşük ise ekin ekmez, tarlayı boş bırakır. Son yıllarda çiftçinin böyle bir davranış ve tavır gösterdiği söylenmektedir. Bazen de olumsuzluklardan dolayı çiftçiliği tümüyle bıraktığı görülmektedir. Şunun iyi anlaşılması lazımdır. Türkiye'deki değişime paralel, çiftçi de değişmekte, geleneksel ÇİFTÇİ TİPİ yavaş yavaş ortadan kaybolmaktadır. Çiftçilikte kararlı ve ısrarlı olanlar ise bir takım etkin ve rasyonel önlemler ve üretimi artırmak suretiyle çiftçi kalmaktadırlar. Ancak tarım alanındaki değişim ve gelişmeler bu kesimde bir takım şeylerin yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Tarım ve çiftçi stratejik konumda olan şeylerdir. Bu kesimi göz ardı etmek mümkün değildir. Bugün saman yarın buğday, bir gün arpa ithal eder duruma düşeriz.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Konuyu örtbas etmek isteyenler saman yokluğunu kuraklığa bağlamaktadırlar. Oysa önceki yıllrda da bundan daha fazla kurak olmasına rağmen saman sorunu yaşanmıyordu. Üstelik yıllar öncesine göre kaba yem üretimi ciddi bir şekilde artmış olmasına rağmen saman sıkıntısı sade samanın azlığı ile tarif edilemez. Ülkemizde ciddi boyutta ekilmeyen araziler vardır. Kaba bir hesapla Kırklareli ilinin 15-20 katına yakın bir alanda hububat ekimi yapılmadığı varsayılırsa gelin gerisini siz düşünün. Bugün uygulanan politikalar entellektüellerin ve zenginlerin çiftçilik ve hayvancılık yapmasının önünü açmaktadır. Çiftçi ise tasviye halindedir. Unutulmamalıdır ki bu tasviye ileride ülkemizin başına büyük işler açacaklardır. Çiftçiyi yok ederseniz her alanda dışa bağımlı hale gelirsiniz. En kötüsü de dışa bağımlılıktan kurtulmak için tekra kendi çiftçinize döndüğünüzde de artık üreten çiftçi de bulamayacaksınız. İşte bence en kötüsü de bu. Tarımı entellektellere ve zenginlere açmak sürüdülebilir bir yol değildir.

  2. Ülkemizde kaba yem had safhaya çıkmıştır. Bunun nedeni günlük değil uzun yılların sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca hayvancılığın temel sorunudur kaba yem açığıo. Haycvancılıkta maliyetin % 70 gibi bir kısmı beslemedir. Bütün bu olumsuzluklar varken şimdi de meralarımız imara açılıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı şehire yakın meraların yapılaşmaya açılması için çalışıyor. Bu anlayıştan şu sonucu çıkarıyorum. Gelecekte saman dahil her şey ithal ederek dışa bağımlılığımız artacaktır. Yani saman ithalatı hala ders olmamış bazılarına. Ayrıca meralar hayvan bakım ve besleme için an ucuz maliyet demek. Hayvan beslemenin yanında atmosferde solumamız gitgide zorlaşırken meralar sayesinde nefes almaktayız.