"ZAMANI KULLANMA SANATI" HAKKINDA

Önümde iki kitap duruyor. Biri Fransiz yazar Jean-Louis Servan Schreiber’in “ZAMANI KULLANMA SANATI”, öbürü de Amerikali yazar Burke Hedges’in “OKUYUN ve ZENGINLEÅzIN” adli kitaplari. Kaç kez onlara baktigimi bilmiyorum. Ikisinin de anlattiklarinin, yapilmasini istediklerinin yeri yok bizde. Okumak gereksiz bir sey. Zaman ise hayatimizda en bol olan ve en çok israf ettigimiz, bosa geçirdigimiz süreç. Oysa bizim için zamani iyi kullanmak da gerekli, okumak da çok luzumlu bir eylem/ hareket olmalidir.

“Zamani Kullanma Sanati”ni yazan Fransiz gazeteci yazarin daha önce “AMERIKA MEYDAN OKUYOR” kitabini okumustum. Amerika’nin dünyaya meydan okudugu herkesçe bilinen bir sey. Dünya Imparatorluguna soyunmus süper güce sahip bir ülke.. Åzimdilerde ekonomisi ve prestiji biraz sarsilmistir ama Amerika yine Amerika’dir ve dünyanin Yezidi’dir. Çin, Hindistan ve Rusya onun karsisina dikilmedikçe Amerika’nin kabadayiligi, dünya jandarmaligi devam edecektir. Ancak simdi sorunumuz Amerika degil, “Zamani Kullanma Sanati”mizin olup olmadigidir. Zamani ne kadar, nasil kullandigimiz önemlidir. Cebimizde, kolumuzda, isyerimizde ve evimizde saatlerle kontrole aldigimiz ZAMAN’in uykuyla geçen bölümünün disinda bizim için ne kadar ekonomiktir? El oglunun saniyenin bilmem kaçta kaçini hesap ettigi bir zamanda, ZAMAN bizim için ne anlam ifade etmektedir? “Iki yer arasinda en uzun mesafeye zaman” dendigini de bu vesileyle bilmek gerekir.

Bir kere, herseyden çok, bizim insanlarimizin zamani vardir. Saatle çalisanlarimizin disinda büyük çogunlugu meydana getirenlerin hayatta dikkate almadiklari, ona göre hareket etmedikleri sey Zaman’dir. Zamanin en fazla tüketildigi yerler de kahvehanelerdir. Belki zamani en az kullandigimiz yerler de kütüphaneler, kitaplar olmalidir. Kahvehanelere gidenler çok, kütüphanelere gidenler ise azdir. Bu durum bir gerilik göstergesidir. Bugünkü perisanligimizda oradan gelmektedir.

Arastirmacilar dünyada zamani kullanma sanatini bilmeyen ülkelerin ve toplumlarin geri ülke ve toplum olduklarinda birlesmislerdir. Buralarda insanlar için zaman “Bosa Geçirilecek Zaman”dir. Ne yapsak da zaman geçirsek yada öldürsek? Oysa ileri ülkeler yetisen insanlara zamani nasil kullanacaklarini, degerlendireceklerini ögretmektedirler. Kalkinmak, refaha erismek için Bosa Geçen Zaman yoktur. Zamani dolu dolu yasamak, verimli hale getirmek gereklidir. Zamandan Tasarruf ederek çalismasini, yasamasini bilen insanlar herhalde Dünya Gerçegini daha iyi anlamis olanlardir. Eskiler “Vakit Nakittir”, yani paradir derlerdi. Zamani paraya çevirmek, zamani faydali kilmaktir.

“Hayatta her seyin bir zamani vardir” sözünü çok kullaniriz. Onu bir baska yazarin Jacguline Atkinson’un “ZAMANI YÖNETME SANATI” kitabinda buluyoruz. Bu yazar da diyor ki, “Herseyin bir mevsimi vardir. Ve cennetin altinda her amacin bir zamani.. Dogum zamani ve ölüm zamani. Ekme zamani ve ektigini biçme zamani. Yikma zamani, yapma zamani, yas zamani, dans zamani. Savas zamani ve Baris zamani” ve tabii Is Zamani vardir. Bizim zorlugumuz ise Ise daha çok Zaman ayiramamaktan gelmektedir.

Bir yazar Zamani bankaya benzetmis ve diyor ki ZAMAN, “Her sabah hesabimiza 86 bin 400 saniye kredi veriyor”. Bu bir günün saniye olarak hesaplanmasi oluyor her halde. Unutmayalim ki “hepimizin böyle bir bankasi” vardir. Zamani oradan alip kullanmaktayiz. Iyi kullanabilenler mutlaka kazançlidirlar.

Ne diyelim, “Zaman hiç kimseyi beklemez. Dün artik mazi olmustur. Mevlana’nin dedigi gibi “Dün dündü cancagizim biz bugüne bakalim.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol