Atatürk, Trakya gezisinde Edirne'ye geldiğinin üçüncü gününde yani 23 Aralık 1930 tarihinde Menemen'de Yedek Subay Öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın Menemen'de gericiler tarafından kafasının boynundan bağ bıçağı ile kesildiğini, iki bekçinin şehit edildiğini öğrendi. Bu olayı İRTİCA olarak gördü ve tabii Osmanlı tarihinde GERİCİ OLAYLARI ve sonuçları bildiği için Menemen Olayı'na tepkisi çok sert oldu. İlk dediği şey, "Menemen'i yakın, Ortasına Siyah Bir Taş Dikin" sözü dile geldi.
"Menemen Olayı" Mustafa Kemal Atatürk'ün Trakya Gezisini yarıda bırakmasına, Cumhuriyet Hükümeti'ni, Ordu Kumandanlarını olağanüstü toplanmak üzere İstanbul'a çağırmış, kendileri de İstanbul'a dönmüştür. Mustafa Kemal, İstanbul'daki ilk toplantıda olay hakkında ayrıntılı bilgilere sahip olduktan sonra Başbakan İsmet İnönü ve Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak'ı gece yarısı sona eren toplantıdan sonra trenle Ankara'ya, ordu kumandanlarını da tetkik için Menemen'e göndermiştir. Bazı yetkilileri de kendilerinin başkanlığında gerçekleşecek toplantıya çağırmıştır. Şimdiye kadar iç yüzü bilinmeyen bu toplantıda konuşulanların bir kısmı belli olmuştur. O toplantıya Ordu Müfettişi olarak katılmış olan Orgeneral Fahrettin Altay yıllar sonra o toplantıda tuttuğu notları sonradan yazdığı "ON YIL SAVAŞ (1912 - 1922) VE SONRASI" adını taşıyan kitabına aktarmıştır. O toplantıya şu kişiler katılmışlar, olay üzerine konuşmuşlardır:
"Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Fethi Okyar, Kazım Paşa (Özalp), Zekai Bey, konuşmacılar tümü itibari ile olayın irtica, tertip ve siyasi olduğunu söylemişlerdir. Olayı tetikleyen, irticai harekete neden olan başka sebeple olaylar da vardır. Devrimlerden memnun olmayanlar, Menemen'de rol almışlardır. Rollerinin dereceleri belli değildir. Fakat işin kökeninde Cumhuriyete reaksiyon vardır. O, kanlı biçimde yapılmıştır. Cumhuriyetin Muhalifleri şimdi cumhuriyeti savunanların rakipleri konumuna gelmişlerdir. Yani muhalifler, rakipler yeni düzene karşıdırlar. Mustafa Kemal de bu karşıtlığı anlayışla karşılamaktadır. Dünyada parlementonun muhalifi de rakibi de olur. Bunlar siyasi hayatın gereklerindendir. Önemli olan muhalefet ise hayat düz bir çizgi değildir. Bunu unutmamak gerekir.
Laik Türkiye Cumhuriyeti muhalefeti ile kurulmuştur. Bilinçli bilinçsiz, bilgili veya bilgisiz başka şeyler düşünenler onun karşısındadır. Bunlar az da olsa öyledir. Bir bakıma muhalefeti olan cumhuriyet daha güçlü ve daha sağlıklıdır. Onu savunan cumhuriyetçiler her zaman uyanıktır. Türkiye Cumhuriyeti bütün anlamayanlara karşı kendini anlatacak güçlere sahiptir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol