MEŞRUTİYETTEN CUMHURİYETE, CUMHURİYETTEN DEMOKRASİYE

Türkiye rejim bakımından tecrübe sahibidir. Osmanlı Sultanları zamanına Mutlakiyeti ve Meşrutiyeti görüp yaşamıştır. Bu süreçte Mulakiyet ve Meşrutiyet dönemleri yaklaşık 623 yıl sürmüştür. Mutlakiyet ve meşrutiyet sürelerini ayıracak olursak Türkiye 526 yıl Mutlakiyet, 47 yıl Meşrutiyet, 22 yıl Cumhuriyet, 68 yıl da Demokrasi ile yönetilmiştir ve halen Demokratikleşme süreci devam etmektedir.
Görülüyor ki Türkiye 526 yıl TEK ADAM tarafından yönetilmiştir ve yönetim Mutlakiyettir. Bu Tek Adam, padişahtır. 1908 den 1922 yılına kadar geçen 14 yıl Türkiye partileri ve meclisleri ve seçimleri olan Meşrutiyet ile, 1923 yılından 1945 yılına kadar 18 yıl Cumhuriyet.1945 yılından günümüze kadar yani 2013 yılına kadar 65 yıldan beride Demokrasi ile yönetilmektedir. Ancak Meşrutiyet ile Cumhuriyet ve Demokrasi arasında fark vardır. Meşrutiyette Tek Adam yetkileri ile donatılmış Padişah vardır. Meclisin, milletin iradesini temsil ettiği havadadır, padişahın iki dudağının arasındadır. Nitekim 1876 yılında Birinci Meşrutiyet ilan edilmiş, 1 yıl sonra Padişah sudan sebeple Meşrutiyeti rafa kaldırmış, Mutlakiyet Yönetimine dönüş yapmıştır. Cumhuriyet ile idare de Muhalefet Partisi yoksa orada demokrasi de yoktur. Nitekim Mustafa Kemal Tek Parti yönetiminden çok partili yönetime yani demokrasiye geçiş yapma istemiş ise de millet böyle bir Ulus Yönetimi'ne hazır olmadığı için deneme başarısızlığa uğramıştır.
Türkiye'de rejimin demokratikleşmesi süreci 1945 yılında İsmet İnönü ile başlamıştır. 1945 yılından itibaren  Türkiye'de ulus yönetimini denetleyecek Muhalefet partileri vardır. Seçim Tek Derecelidir. Ve yurttaşların oyu ve seçim sandığı güvence altındadır. Demek oluyor ki Türkiye'de demokrasinin 65 yıllık bir geçmişi, Cumhuriyetin ise 90 yıllık bir mazisi vardır.
Cumhuriyet ve Demokrasi yasaların güvencesi altında olmakla beraber aynı zamanda SİYASİ AHLAK'ın da güvencesi altındadır. Cumhuriyet FAZİLET İDARESİ olarak tanımlanırken Demokrasi de "KADİFE ELDİVEN İÇİNDE DEMİR YUMRUK" olarak dile getirilir. Aslında SİYASİ AHLAK, Cumhuriyet ve Demokrasi'nin temel taşıdır. SİYASET FAZİLET MÜCADELESİ'DİR.  Amerika'nın bir suikasta kurban giden meşhur Cumhurbaşkanı Kenedy siyaset ahlaka, fazilete dayanmak zorundadır der.
Ülkemizde CUMHURİYET ve DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ tam bir gelişme göstermiş değildir. Demokrasimizin hala zayıf tarafları vardır. Siyasi çekişmeler ve tartışmalar daha çok bu zafiyet üzerine yapılmaktadır. Demokrasinin özgürlük anlayışı sınırsız bir serbestlik olarak algılanmaktadır. Özgürlüğün insana sorumluluk getirdiğini söyleyen yoktur. Halkın istekleri Milli İrade'nin tezahirü olarak gösterilmek istenmektedir. Bu yüzden 65 yıldan beri siyasilerin ağzından DEMOKRASİ EKSİK OLMAMAKTADIR. Oysa mesele demokrasiyi bütün gerek ve gerçekleri ile halkın yaşam ve yönetilme biçimine dönüştürmektir. Yani bir anlamda DEMOKRASİ BİLGİ ve EĞİTİMİ'ne ihtiyacımız vardır. Değil mi?

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. sa